13 Ocak 2013

ZTK B Grubu | Trabzonspor Maçının Ardından

Yeni yılın ilk 2 maçında da yüzümüz gülemedi. Üstelik bu maçlarda oynanan futbol da hiç tatmin edici değildi. Genel yorum "Takım rehavete kapılmış" olsa da ben bu yoruma kısmen katılıyorum. Oyuncu bazında baktığımızda evet bir rehavetten bahsedebiliriz ama takım olarak çizdiğimiz tablo rehavetten daha çok tedirginlik... Bu tedirginlik içerisindeki Antalyaspor'un son iki maçtaki görüntüsü bu sezon 17 maçta 30 puan toplayan takım gibi değil de geçen sezonun can cekişen takımı gibiydi.


Sezonun ilk yarısında dikine oynayan takım gitti, geriye paslarla topu öldüren Antalyaspor geldi. Trabzonspor maçının ilk 35 dakikasında da bunu sıkça gördük. Zaten orta sahayı zarzor geçiyorduk, o pozisyonları da ceza sahasına nadiren gören topları geri paslarla yeniden orta sahaya göndererek tükettik. Hücumumuzu orta sahadan şişirme toplara emanet ettik. Bu taktikle nasıl gol bulmayı umduğumuzu anlamış değilim. Madem böyle bir oyun oynayacağız o zaman 1,75'lik Diarra değil de bir pivot forvetimiz olması gerekmez mi?

Tüm bunlar aslında dostlar alışverişte görsün hesabı yapılan hücum organizasyonlarımızdı. Aslında hücumu düşünen bir oyun sergilemiyorduk. Hücumu düşünmeyi bıraktığımız anda da hem zaten zayıf olan defansa daha çok yük binmesine neden oluyoruz, hem de bu sezonki performansımızla karşımızdaki rakiplerin bize karşı oynarken hissedebilecekleri baskıyı kendi kendimize yok etmiş oluyoruz.

Golü yedikten sonra yenik duruma düşmemize rağmen bu korkak oyun nedeniyle Trabzonspor kendi yarı sahamızda baskı yapmaya ve gol aramaya devam eden taraftı. Bu dakikalarda Uğur İnceman'ın uzaktan şutu hariç pozisyona giremedik. Ancak ilk yarının son 10 dakikasına girilirken bir kıpırdanma oldu takımda. Sanırım bu kenardan bir müdahaleydi ama bu eğer kenardan bir müdahale ise neden maça böyle başlamadık?

İlk yarının son dakikalarıyla ikinci yarı için daha ümitli başladık, beraberliği de yakaladık ama bu beraberliği sadece 8 dakika koruyabildik. Bir kez daha geriye düştükten sonra bu gole nasıl tepki vereceğimiz önemliydi ama yediğimiz ikinci gol bizim ritmimize sekte vurdu. Oyunun geri kalan kısmında yine ilk yarıya döndü maç. İlk yarıya göre daha istekliydik ama yine de kazanmayı istemedik. Örnek vermek gerekirse kanat organizasyonu yapıyoruz ama içeriye hareketlenen tek Antalyasporlu ya Diarra oluyor ya da Trabzonspor ceza sahası bomboş kalıyordu. Kalan dakikalarda karşılıklı 1'er gol daha izlerken Trabzonspor hak ettiği bir galibiyet alırken biz ise 2013'ün 2 maçından da puansız ayrılmış olduk.


Maçtan sonra maçın hakemi hakkında eleştiriler var ama hakemin performansına laf söylemek için önce takımın sahada görevini tam olarak yapmış olması gerekir. Yine de bir şeyler yazmak gerekirse gereksiz sertliğe izin vermesi hakemin temel hatası olmakla beraber diğer pek çok kararındaki hataları da bana göre karşılıklıydı. Örneğin Tolga Zengin'e sarı kartı gösterirken Tolga Zengin'in elini indirmeye çalışmasına 2. sarıyı düşünmeden vermeliydi. Buna karşılık Sammy'nin penaltı çalınan müdahalesinde de kırmızı kart gerekiyordu.

Hazır laf Sammy'ye gelmişken bir paragraf da ona ayıralım. Geçen sezon sakatlık öncesinde genç yaşına rağmen çok iyi performans çıkarıyordu ama sakatlık sonrası bir türlü o eski görüntüsüne kavuşamamıştı. Bu maçta hataları olmasına rağmen o eski Sammy'yi biraz hatırlatır gibi oldu. Umarım daha da toparlayıp en kısa zamanda o eski performansına ulaşır.

Bu maçta 3 puanla birlikte kaybettiklerimizden biri de Tita oldu. Sakatlığı nedeniyle 1,5 ay sahalardan uzak kalacak. Performans açısından o da eskiyi aratan isimlerdendi ama sakatlığı tabii ki hiç kimseyi memnun etmedi. Ömer Şişmaoğlu'nun sakatlığının takıma etkisini hissediyoruz. Mehmet Özdilek'in oyun içinde kullandığı nadir silahlardan biriydi çünkü. Tita'nın sakatlığı ile hücum hattında bir darbe  daha yemiş olduk. Ona da geçmiş olsun diyelim ve sakatlıktan iyi bir dönüş yapmasını dileyelim.

5 golün, 2 penaltının, 2 kırmızı kartın olduğu maçla ilgili bu satırları not düşerken belirtelim ki bu 2 maç ikinci yarı performansımız açısından bizi umutsuzluğa sürüklememeli. Takımımıza güveniyoruz. Zaten bu iki maçla ilgili eleştirilerimizin temeli Antalyaspor'un kendi gücünü kullanmaktan kaçınması... Artık gücümüzün farkına varıp güzel bir başlangıç için önümüzdeki ilk fırsat olan iç sahada oynayacağımız Eskişehirspor maçına odaklanmalıyız.





 

1 yorum:

  1. İlk maç Gençler'le; orada gücümüzün farkına varalım; Es-Es maçında devamı gelir zaten. Förgısın, Murat'ı sola kaydıracaktır ve umarım Zeki'yi kaptanın yanına yerleştirir.

    YanıtlaSil

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...