29 Haziran 2012

600 Lira mıdır Fedakarlık?

Okuldan geldikten sonra herkes gazoz muhabbeti yapıyor. Sonra bir baktım ki başkan şu ana kadar yaptığı en başarısız açıklamalardan birine imza atmış. Cefanın en büyüğünü iki senedir çeken Antalyaspor taraftarından fedakarlık isterken tribünün içinden olduğumuzdan dolayı herkesin bütçesine göre canımız spor kulübümüz Antalyaspor'un da kazançlı çıkması uğruna en uygun olduğunu düşündüğümüz kombine fiyatına "gazoz parası" yakıştırması yapmış başkan.

Özgün ile telefonda konuşurken utandım gerçekten. Peşinden kilometrelerce gittiğimiz takımın maçlarını seyredebilmek için ekonomistler gibi hesap kitap işine girdiğimizi fark ettim. Derste kullandığım hesap makinesinde şu fiyattan satarsa kombineyi bu kadar kazanır; kombineyi bu fiyattan satarsak evet daha az kazanır ancak zaten bu farkı 2 maç ile kapatıyor. Arkadaş ne oluyoruz ya? İşin neresinde kaldı spor, aşk?

Geçen sene takım şehir dışında iken yaktığımız benzin parasının, harcadığımız bir tam günde dışarıda yemek zorunda kaldığımız yemeğin, yemeğin yanında bir lüks olarak içtiğimiz "gazoz" parasını fedakarlık olarak görmeyen başkan; şimdi kalkmış bu sene talep ettiğimiz fiyatlara gazoz parası diyor.

Başkan artık dilinden bir düşsün şu para konusu. Fedakarlık para ile olmuyor. Pankart boyamak, deplasmana gitmek, 90 dakika gırtlak patlatmak... Bunları yaparken belki ailenle karşı karşıya gelmen, belki derslerinden kalman, belki de yara alman... Bunlarla oluyor bizde fedakarlık.

Para muhabbetini sokmayın aşkımızla aramıza. Bir şekilde kombine alırız, hiç olmadı takımı gazoz içerek kahvehanelerde izleriz. Ancak sizin belirlediğiniz fiyatlarla ölçülmez bizim fedakarlığımız.

Bu durum beni korkutmaya başladı. Sanki bir daha rahat rahat maçları sevdiğim insanlarla tribünde izleyemeyecekmişim gibi geliyor. Bu tribünde kardeşim, abim dediğim insanların içinde mühendisi de var, simitçisi de, doktoru da, sanayide kaportacı çırağı da... Belki takım küme düşerse yine tribünde 10-15 kişi izleriz takımı eski günlerdeki gibi omuz omuza.


Bizim lügatımızda fedakarlık 600 liralık bir kombine bilet değil.




 

25 Haziran 2012

Kombine Dedikoduları

Geçen hafta kombine fiyatları için nabız yoklanmaya başlanmıştı. İlk duyumlarla gelen fiyatlar kale arkası için 300-500 lira arası, maraton tribünü için ise 600-1000 lira arasında idi. Bu fiyatlar beklenildiği gibi geçen seneden sonra takımın şehre dönüşünden yararlanmak olarak göründü. Bu şartlar altında senelerdir Antalyaspor'u yerinden takip edenler ya kombine alamayacaklarını ya da hep kombine aldıkları tribün yerine başka tribünlere yöneleceklerini belirttiler. Tribünde maç izleyen herkes izlediği tribüne alışır, etrafında sürekli gördüğü insanlara alışır. Onların tribünü "paradan" dolayı bırakması çok üzüntü vericidir.

Kombine hakkında çeşitli istekler, dedikodular, komplolar da üretilmiyor değil. İsteklerin başında tabii ki fiyatların daha da aşağıya çekilmesi var. Bu konu da yönetim hesap kitap işlerine girişmelidir tabii ki. Belli bir kitle önceki sene kombine alanlara indirim talep ediyor. Geçen iki sene boyunca Mardan'ın yolunu, özel güvenliğini, jandarmasını, sineğini çeken taraftarlara gösterilecek bir vefa bekleniyor. Kombinesini getirene bir indirim yapılır mı bilmiyoruz, göreceğiz bunu yakında. Yönetimin bilerek yüksek fiyatı kulaktan kulağa yaydığı da düşünülüyor. 600 lira üzerinden yapılacak bir indirimle, bakın biz fedakarlık gösterdik sıra sizde denmesi de bekleniyor.

Tribünden arkadaşlarımla yaptığımız sohbetlerde herkes özellikle maraton tribün fiyatlarının 400 lira olmasında hemfikir. 400 lira olmadığı takdirde başka tribünlere yönelmek zorunda kalacaklarını söylüyorlar. Bu insanlar yıllardır Antalyaspor taraftarı olduğu için farklı tribünden de olsa takımın yanında olmayı seçerler ancak normal bir futbol seyircisi saha görüşünün dar olduğu kale arkasından kombine alır mı? Veyahut arada koşu pisti bulunan maraton tribününe o kadar para verir mi? Biz stadın fiziki şartlarını düşünmüyoruz ancak yönetici kitlesinin bir pazar haline getirdiği futbolda müşteri bunları düşünüyor.

Bir diğer konu ise maç başı bilet fiyatları... Varsayalım maraton tribünü bilet fiyatı 600 lira olsun. Yani geçen senenin 3 katı... Geçen sene herhangi bir Anadolu takımı ile yapılan maçta biletler 20 lira idi. Basit bir hesapla düşünecek olursak maç başı bilet 60 lira olacaktır. İndirime gitsen kombine alanlar "E biz çılgın mıyız o kadar para verdik" diyecek, yapmasan kimse 60 lirayı bir anda veremez maça. Şimdi ben kendi açımdan bir hesap yapıyorum, okuduğum şehir Isparta'dan bir maça gelsem kafadan 90 lira cebimden çıkan para var.

Ayrıca yönetimin bizi düşünmenin yanında 2 senedir maça gitme alışkanlığından vazgeçmiş olan Antalyalıları için farklı bir açıdan düşünmeli bu fiyatları. Antalya'da yapacağı onca aktivite varken tekrar insanlara hadi İBB maçı için 50 lira verin de maça gelin diyemezsiniz. Ne yazık ki Antalya'da futbol bu kadar sevilmiyor. Diğer türlü sürekli dediğimiz, tuttuğunuzu maça getirin söylemleri de rafa kalkar. Ben şimdi bu halimle bile maça nasıl giderim diye düşünürken misafirimi hatta misafirlerimi eskisiden olduğu gibi nasıl bilet alıp maça götürebilirim? Nasıl onların Antalyaspor'a sempati ile bakmalarını sağlayabilirim?

Yönetim hesap kitap işlerinden anlıyor. Bunların hepsini hesaplaması lazım. 5 hafta sonra tribünler boş kalınca "Vay şehir içine geldik ama taraftar takıma sahip çıkmadı" denirse iş işten geçmiş olur.

Şu dolu tribünlerin özlemini çekmeyelim artık.





20 Haziran 2012

Akdeniz Üniversitesi Stadı İle Tanışın

Antalyaspor'u Mardan işkencesinden kurtaran, bizlerin beklediği mutlak çözüm olmasa da Antalyaspor'u -şu anki açıklamalara göre- 2 yıl boyunca misafir edecek olan, böylece Antalyaspor'u şehir merkezine döndüren Akdeniz Üniversitesi Stadı için ön protokol geçtiğimiz pazartesi günü imzalandı.

Protokol günü olduğunu bilmeden geçtiğimiz hafta "Pazartesi şu Üniversite Stadı'nı gezme işini halledelim." diye konuşmuştuk. Planladığımız gibi de öğleye doğru Küheylan'la buluşup stada gittik. Gittiğimizde Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu başta olmak üzere imza törenine katılan isimler ve medyanın da inceleme amaçlı stada geldiğini gördük. Onların incelemeleri bitirmelerini bekledikten sonra Akdeniz Üniversitesi Stadı'nı inceleme sırası artık bizdeydi.

İşte çektiğimiz fotoğraflarla birlikte Akdeniz Üniversitesi Stadı...

 

Kapalı Tribün
Tribünün güney tarafı hariç Kapalı Tribün genel olarak 2 katlı bir görünümde...




Kapalı Tribün'ün 2. kat güney kısmında protokol tribünü yer alıyor. Bu tribünün üzerine yerleştirilmiş loca olarak kullanılacağını tahmin ettiğimiz bir bölüm ile Kapalı Tribün'ün güney tarafı 3 katlı bir görünümde...



Kapalı Tribün, Mardan'ı andıran bir şekilde tribün arkası alanlara sahip... İlk foto Kapalı Tribün 1. katın iç kısımdan görüntüsü, ikinci foto ise 2. katın iç kısımdan görüntüsü...





Maraton Tribünü
Maraton Tribünü de Kapalı Tribün'ün genelindeki görüntüye benzer bir şekilde iki katlı bir görünümde...


Ancak 1. katın planlaması Kapalı Tribün ile aynı olmasına rağmen Maraton Tribünü'nün 2. katında koltuk yok, bu kat şu anki haliyle adeta bir balkon görünümde... 'Şu anki haliyle' diyorum ama burası için herhangi bir düzenleme düşünülüyor mu bilmiyorum.



Maraton Tribünü'nde de Kapalı Tribün'de olduğu gibi yine Mardan'ı andıran bir tribün arkası alanı bulunuyor. Yine ilk fotoğraf 1. kattaki, ikinci fotoğraf ise 2. kattaki bu alanlardan...







Kuzey Kale Arkası Tribünü
Kuzey Kale Arkası Tribünü statta yer alan diğer iki tribünün aksine tek katlı...




Kuzey Kale Arkası Tribünü tek katlı olmasına rağmen oldukça geniş bir yay çizdiği için tahminimce kapasite olarak diğer tribünlerle arasında çok fark yoktur. Ancak bu tribünle ilgili beni düşündüren konu sahaya olan uzaklık... Az çok bir değerlendirme yapmanıza yardımcı olması açısından şu fotoğraf yararlı olacaktır.




Yine mesafe açısından bir değerlendirme yapmanıza yardımcı olabilecek Kuzey Kale Arkası Tribünü'nün tam orta noktasından sahanın görüntüsü...




Localar
Bu alanlar aslında loca olarak kullanılmaya pek uygun gelmedi bize ama başka ne gibi bir kullanımı olur onu da bilemediğimizden loca olarak kullanılacağını tahmin ediyoruz. Bu alanların düzenlenmesi henüz daha bitmemiş. Dışarıda yığınla koltuk ve mobilya bekliyordu. Tamamlandıktan sonra nasıl bir görüntü oluşur bilmiyorum ama şu anki haliyle aşağı yukarı hali budur.






Dış Görünüm
Gelelim stadın dışarıdan görünüşüne... Fotoğraflar Kapalı Tribün'ün güney kısmından başlayarak kuzey kale arkasına, oradan da Maraton Tribünü'nüne doğru sıralıdır.








Diğer Özellikler

• Giriş ve Çıkışlar
Kapalı Tribün'de ve Maraton Tribünü'ndeki merdivenler stadın dışına doğru bir çıkıntı olarak ayarlanmış ve görünümü şu şekilde:



Kapalı Tribün ve Maraton Tribünü'nde merdivenlerin yanı sıra asansörler de bulunuyor.



Kuzey Kale Arkası Tribünü'nün merdivenleri ise tribündeki hemen hemen her iki sıranın arasında bir merdiven olacak şekilde yerleştirilmiş.



Bu arada bir de Kuzey Kale Arkası Tribünü ve Maraton Tribünü'nün kesiştiği noktanın tam arkasında küçük bir köprü yapılmış. Şu anki haliyle pek kullanılırmış gibi gelmiyor ama düzenlenip giriş ve çıkışlarda değerlendirilebilir belki diye onu da paylaşmış olalım.




• Büfeler
Akdeniz Üniversitesi Stadı'ndaki büfeler de Mardan'dan aşina olduğumuz şekilde...





• Tuvaletler
Her katta kaç tane tuvaletin olduğuna dikkat etmemişiz. O yüzden şu an yeterli sayıda tuvalet var mı yok mu bir yorum yapamam ama tuvaletlerin de genel görünümü şu şekilde...







Değerlendirme
Stadın en önemli eksiği tahmin edeceğiniz gibi Güney Kale Arkası Tribünü... Şu an 7,000 küsür olan Akdeniz Üniversite'si Stadı'nın kapasitesi bu tribünün inşaasından sonra 12,000'e çıkacak deniyor. Yani neredeyse 5 bin kişilik bir kale arkası tribününden söz ediliyor ki şu anki bu tüm stadın kapasitesinin neredeyse yarısına eşit... Böyle bir kale arkası tribünle sağlam bir atmosfer yakalamak mümkün. Ayrıca yönetim kombine fiyatlarında şehre dönüşü fırsat bilip de bugünlerde ortalarda dolaşan bedelleri açıklarsa normalde açıkta olan pek çok kişi için bu kale arkası tribün bir kaçış yeri olacaktır. Ancak bu tribünün açılması için planlanan süre sezon ortasına denk geliyor. Yani planlandığı sürede biterse bile yarım sezon bekleyeceğiz. Güney Kale Arkası Tribünü'nün inşaasına kadar bu cephe reklam panoları ile kapatılacak. Biz gittiğimizde yazın o sıcağına rağmen statta esen rüzgarla birlikte bir serinlik vardı. Yazın bu rüzgar varsa kışın çok daha etkili olan rüzgara karşı bu panolar ne kadar çözüm olur bilmiyorum ama rüzgar konusunun dikkate alınması şart.




Deplasman tribünü olarak neresinin belirleneceği konusu ile ilgili de bazı sıkıntılar yaşanabilir. Örneğin, deplasman tribünü Kuzey Kale Arkası Tribünü içinde yer alacaksa deplasman otobüsleri otopark olarak nereyi kullanacak? Şu an statta otopark olarak kullanılacak alan olarak Güney Kale Arkası Tribünü'nün yapılması planlanan boş alanın arkası var. Deplasman otobüslerin herkes gibi gelip de buraya park etmesi direkt mevzu çıkması demek olduğundan zaten olanaksız. Kampüs içinde başka bir otoparka park edeceklerse de oradan deplasman tribününe geliş nasıl olacak? Bunlar belki çoktan görüşülüp kararlaştırıldığı ama biz yine de aksini varsayarak bu konu ile alakalı çıkabilecek sorunları hatırlatmış olalım.


Stattaki bir diğer eksiklik de Maraton Tribünü'nün 2. katı... Yukarıda da yazdığım gibi burası adeta bir balkon gibi, hiç koltuk yok. Belki atletizm amaçlı yapılan bir statta böyle bir bölümün mantığı vardır ama şu an burası bir futbol maçı için kullanışsız bir alan olarak duruyor. Burasına bir şey yapılacak mı, yapılmayacaksa da burası kullanıma kapalı mı olacak bu soruların cevabı belirsiz ama eğer bu kat koltuklandırılmayacaksa benim burası için aklıma gelen en mantıklı çözüm engelli tribünü olarak kullanılması... Mevcut asansörler 2. kata çıkmakta yeterli olacaktır ama bu katın iç kısmı ile balkon olarak tabir ettiğim kısma çıkan merdivenler şu anki haliyle sıkıntı yaratabilir.


Stadın normal yapısında tüm tribünler birbirine bağlı... Yani Kapalı Tribün'ün bir ucundan girip tribünlerden geçerek Maraton Tribünü'nün diğer ucuna gitmek mümkün. Ancak sezon başlamadan bu tribünler birbirinden ayrılacak, birbirinden bağımsız hale dönüştürülecektir. Bu durumda da ortaya şöyle bir sorun çıkıyor. Kuzey Kale Arkası tribün için herhangi büfe düşünülmemiş. Ha belki tribünün önündeki yeşillik alana iki masa atıp çözülür bu sorun diyebilirsiniz ama daha düzgün bir çözüm yolu bulunsa fena mı olur? Bu düşünceyle bunu da hatırlatmış olalım.

Eksikleri var ama genel olarak söylemek gerekirse Akdeniz Üniversitesi Stadı'nı beklediğimizden daha iyi bulduk. Akdeniz Üniversitesi Stadı belki yeni evimiz değil ama birkaç sezon -ki inşallah sadece 2 sezon- bu statta misafir olacağımız stat ve umarım zamanı geldiğinde güzel anılarla bu sefer 'ev'imize gitmek için veda edeceğiz ona.

Lafı daha da uzatmadan santra noktasından çektiğimiz ve stadın genel bir görüntüsünü izleyebileceğiniz bir video ile son noktayı koyalım.





 

19 Haziran 2012

Euro 2012 - İngiltere | Her Şey Çok Güzel Olacak

Antalyaspor için Sevenas'ın yaptığı pankartı motto olarak kullanmıştım İngiltere için. Ne kadar yerinde olduğunu gördük geçen iki maçta. İlk maçta uygulanan defans ile yeterli olan 1 puanı Fransa'dan aldıktan sonra ikinci maçta İsveç karşısında gidip gidip gelen maçta alınan 3 puan ile umutlar yine yeşerdi futbolun beşiği için.

Sıra geldi Ukrayna maçına... Beraberlik ve galibiyet durumunda gruptan çıkıyoruz. Mağlup olursak Ukrayna devam edecek kupaya. Ancak özellikle Rooney'in geri gelişi ile korkmuyoruz Ukrayna'dan. Maçta Shevchenko'nun ilk 11de başlamaması bekleniyor, bu da bizim için olumlu bir haber.

Rooney'in geri gelişi ile ileri hatta dağınık bir görüntü sergileyen İngiltere'nin toparlanacağını ve bize güzel futbol izleteceğini düşünüyorum. Ev sahibi Ukrayna'yı bu maçta yenip hak ederek çeyrek finale adını yazdıracaktır İngiltere, buna inancım tam.





 

Euro 2012 - Portekiz | Bekle Bizi Çeyrek Final

B grubunda son maçlar öncesinde çeyrek final 4 takım için de kesin değildi. Tur için en az şansa sahip takım Hollanda'ydı ki 2010 Dünya Kupası'nın finalisti olan Hollanda'nın her an her şeyi değiştirebilecek güce fazlasıyla sahipti. Bu düşünceyle bu maçta puansız Hollanda'nın her şeye rağmen taşıdığı tur umuduna sıkıca sarılıp ya hep ya hiç diyerek başlayacağını ve Portekiz'in canını yakabileceğini tahmin ediyordum ki maçın başlangıcı da tam böyle oldu.

Ancak Hollanda'nın maça endişelerimi haklı çıkaran bu başlangıcı sonrasında Küheylan'la küçük bir "Ne olacak bu Portekiz'in hali?" konuşması yaparken "Merak etme, Portekiz kolay kolay boyun eğmeyecek bugün." dedim ki bir kez daha tam tahmin ettiğim gibi gelişti maç... 1-0 geriye düşen Portekiz'in gösterdiği direnç bir anda Hollanda'nın oyundaki üstünlüğünü ters yüz etti. Maçın sonuna kadar da oyunu kontrol etmesini bilen Portekiz maçtan 2-1 üstün ayrılıp çeyrek final biletini kaparken belki de çok daha büyük bir farkı da kaçırıyordu.

Bu maçla diğer maçları ayıran en önemli fark şüphesiz Cristiano Ronaldo idi. İlk kez kendisine yakışır bir futbolla seyrettiğimiz Ronaldo, Cristiano Ronaldo gibi bir oyuncuya sahip olmanın bir takım için bazı şeyleri ne kadar kolaylaştırabileceğini gösterdi. Yanlış anlaşılmasın Portekiz sevgim Cristiano Ronaldo'dan çok daha öncesine dayanır ama Cristiano Ronaldo'nun 'oynadığı' bir Portekiz'i izlemek de apayrı bir keyif... Umarım Hollanda maçı zincirlerini kırdığı maç olmuştur da böyle keyifle daha çok maç izleriz.






 

17 Haziran 2012

Babalar Gününe Özel

Bugün TribünDergi'ye babalar ve çocukları fotoğrafları paslandığını görünce ben de Antalyaspor sevgisinin nesillerden nesillere aktarılmasını sağlayan babalar ve çocuklarını fotoğraflarından oluşturduğumuz 'Nesillerce Antalyaspor' başlıklı diziyi gönderdim. Sonrasında 2 güzel fotoğraf geldi, günün anlamına uygun olarak onları da paylaşmış olayım.

İlk fotoğraf Antalyasporlu gazeteci Murat Özgen ve iki oğlunun Atatürk Stadı zamanlarından bir fotoğrafı, diğer fotoğraf ise Antalyasporlu Utku Taşkın'ın küçük kızıyla birlikte gittiği ilk Antalyaspor maçından...

İmrenerek baktığımız babalar onlar. Umarım evlatlarıyla hep mutlu olurlar. Başta kendi babam olmak üzere tüm babaların babalar günü kutlu olsun.
 





 

16 Haziran 2012

2012-2013 Kombine Fiyatları Belirlenirken

Üniversite Stadı'nda oynamaya başlayacağımız gelecek sezonun kombine fiyatları ile ilgili dedikodular yavaş yavaş çıkmaya başladı. Kombine vakti yaklaşırken çıkan bu dedikodular gerçeğe yakın olur genelde. Bugünkü rakamlar da bilerek sızdırılmış, insanların tepkisini ölçmek için yapılmış olabilir.

Kale arkası için düşünülen fiyat 300-500 lira arası, maraton tribünü için ise 600-1000 lira arası bir fiyat düşünülmüş. Geçen sene Mardan Stadı'nın fiyatlarını hatırlayalım. Kale arkası 100 lira, maraton tribünü 200 lira idi. Yani bu sene için düşünülen en düşük bedeller bile geçen seneki kombine fiyatlarının 3 katı...

Takımın şehre, başka bir kurumun stadına misafir olarak dönmesinden sonra kombine fiyatlarında artış yaşanacağı zaten bekleniyordu. Ancak bu fiyatlar çok yüksek. Maraton için düşünülen fiyat neredeyse bir asgari ücret. Türkiye'de maçları stadyumda takip eden kitlenin de maddi durumu malum. Özellikle Anadolu şehirlerinde bu durum daha da vahim durumda. Bunlar açıkça bilinirken takımın şehre dönmesini fırsat bilip bu fiyatları belirlemek ve bizim safi Antalyaspor sevgimizden yararlanıp 'fedakarlık' adı altında bize pazarlamaya çalışmak neresinden bakarsanız ayıptır. 


Hadi diyelim bu fiyatlardan çıktı kombineler ve Antalyaspor'u yıllardır takip eden tribün tayfasının belli kesmi alamadı kombineleri. Gelir durumu belli bir seviyenin üzerinde olan Antalyalı futbolseverlerin oranı yüksek olacak stadyumda. Artık İstanbul takımı ile olan maçlarda geçen sene kapalıda gördüğümüz formaları her tribünde görmeye başlarız.

Siz insanları tribüne küstürmeye devam edin. Ben bu sene kombine alamıyorum. Maçları TV'den takip edeceğim. Bu benim Antalyaspor sevgimi kaybettirmez ancak siz çok şey kaybedeceksiniz, bunun farkında değilsiniz. 

Antalyaspor Antalyalılarındır, 3-5 para babasının değil.




 

15 Haziran 2012

Üniversiteli Antalyaspor

ÜAntalya'daki koşullara ve son gelişmelere göre yeni stat yapılana kadar önümüzdeki 2 sezon boyunca Üniversite Stadı'ndayız. Bir diğer deyişle Antalyaspor artık üniversiteli oldu da diyebiliriz. Antalyaspor'un üniversiteli olması önemliydi. Çünkü Mardan'la beraber kendi şehrinden kopan takım öyle ya da böyle artık yeniden şehir merkezinde olacak.

Ancak Antalyaspor açısından en az üniversiteli olmak kadar önemli olan bir diğer konu da üniversiteyi zamanında bitirmek... Bu iki yıl boyunca çalışmayı bırakmamalı, verilen sözlerin bu kez yerine getirilmesi için stat işinin peşini asla bırakmamalıyız. Üniversite Stadı'nın rehavetine kapılıp asıl stat meselesini boşladığımız takdirde “...yeni stat yapılana kadar önümüzdeki 2 sezon...” derken kendimizi bir anda üniversiteye mahkum olmuş halde bulabiliriz. Hatta böyle bir durumda üniversiteye mahkum olmak olası senaryolar içerisinde en iyi senaryo bile olabilir.

Örneğin, şu anki duyumlara göre pazartesi günü Akdeniz Üniversitesi ile Antalyaspor arasında imzalanacak 2 yıllık protokol bittiğinde bizim hala kendimize ait bir stadımız olmazsa ve üniversite yeniden bir protokol imzalamak istemezse ne yapacağız? Bugün “Ohh, kurtulduk!” dediğimiz Mardan yollarına yeniden mi düşeceğiz?

Çoğu Antalyasporlu bu olasılıkların farkında ama farkında olanlara hatırlatmış, farkında olmayanları da uyarmış olalım. Diliyorum ki bu 2 yıllık üniversite dönemimizde hem gol hem puan olarak iyi bir ortalama tutturarak 'mezun' oluruz üniversiteden ve hep zaferlerimize şahitlik eder Üniversite Stadı...






 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...