Tita yine "Nerede o eski Tita?" dedirtti, Isaac yine kendisinden bekleneni veremedi, Uğur İnceman sahada yoktu diye diye hemen hemen sahadaki tüm futbolcular için sıralayabiliriz bu listeyi. Böyle bir tablo önümüzdeyken genelde "Futbolcu oynamıyorsa hoca ne yapsın?" diyerek mağlubiyetin faturası takıma çıkartılır ama bence bugün bu faturanın çıkarılması gereken ilk yer takım değil.
Devre arasından dönüş yapıyorsun, üstelik 17. dakikadan başlayan bir erteleme maçı oynuyorsun, rakibe bakarsan -ilk yarı performansına göre- ligdeki takımlar içinde en zayıfı... Bu şartlar altında takımın maça tam olarak motive olamamasını anlıyorum demeyeyim ama bir parça anlayabilirim. Peki sahada böyle bir tablo varken durumu bizim lehimize değiştirebilecek ilk kişi kim olmalı? Elbette ki Mehmet Özdilek...
Sahada takım adına aksayan bu kadar ismin olması demek Mehmet Özdilek'in oyuna müdahale edebileceği pek çok seçenek var anlamına gelir. Ancak bu kadar aksayan isme rağmen Mehmet Özdilek bu maçta ne yaptı? 3 oyuncu değişikliği hakkının 2'sini kullandı. Diğer oyuncu değişikliği hakkı bir sonraki maça devrediyor gibi bir şey olsa belki anlarım bu tercihteki mantığını ama böyle bir durum olmadığı için anlayamıyorum. Üstelik belki de ligin en iyi katkı veren yedek kulübesine sahipken bunları kullanmamayı anlayamıyorum.
Bugüne kadar oyuncu değişiklikleri konusunda pek çok kez eleştirdiğimiz Mehmet Özdilek zaten -birkaç maçlık istisna haricinde- çoğunlukla oyuna müdahaleleri ezbere yapıyor. Oyuncu değişikliğini ne zaman yapacak, kim çıkıp kim girecek neredeyse artık hepimiz tahmin edebiliyoruz. Çok rahat oynadığımız bir maçta da, çok sıkıntılı dakikalar oynadığımız bir maçta da aynı hamleleri yapmak ne kadar mantıklı buna siz karar verin.
Ayrıca bu ezbere değişikliklerin iki dezavantajı var. İlki rakibin Antalyaspor'a karşı oyun stratejisini kurmasını kolaylaştırıyor. Rakip karşısında nasıl bir takım olacağını bilerek çıkıyor sahaya. Klasik tabirle kartlarımızı hep açık oynuyoruz. Örneğin bugün bizi çok iyi çözmüştü. Oysa Akhisar gibi motivasyonu düşük olabilecek ve diğer maçlara görece biraz daha risk alınabilecek karakterdeki bir maçta sahada sürpriz isimler kullanılabilirdi.
İkinci olarak oyundan çıksa bile dakika 65-70'ten önce çıkmayacağını bilen bir oyuncuda illaki bir rahatlık oluyor. Örnek vermek gerekirse ilk 30 dakikada çok kötü oynayan bir oyuncu biliyor ki önünde en az bir bu kadar daha süre var hatasını telafi etmek için. Oysa üst üste birkaç hata yaptığı anda gözü hemen hocasında olmalı. Her an oyundan alınabileceği düşüncesiyle bir an önce hatasını telafi etmek için uğraşmalı.
Oyuncu değişikliklerini yazıyorum, çünkü bu maçtaki bu hataları görmezden gelemeyiz. Çünkü bu hatalar sadece bu maça özgü değil, ne yazık ki pek çok maçta karşılaştığımız hatalar... Ancak bu maçla ilgili oyuncu değişikliklerinden önce sorgulanması gereken konu bu maçtaki hedefimizdi. Bu maçta neden 1 puana bu kadar razı oynadık? Neden kazanmak için bir varlık gösteremedik?
Bu çarpıklığı daha iyi anlatmak için hatırlatayım: Maç öncesinde Akhisar'ın ligde en az galibiyet alan takım olarak son sırada yer alıyordu, biz ise ligde -Galatasaray ile birlikte- en fazla galibiyet alan takım olarak liderlik için maça çıkıyorduk. Ancak gelin görün ki kaçan pozisyonlardan sonra kahrolanlar Akhisarlı futbolcularken Antalyaspor'da böyle bir arzuyu göremedik. Son dakikada gelen golle 1 puanda elimizden kayıp gidiyordu ama biz zaten maçı sahadan önce kafada kaybetmiştik.
Neyse daha fazla uzatmadan umarım bu yazdığımız sıkıntılara en kısa sürede bir çözüm bulunur ve ligde ikinci yarıya başlarken bu maç sadece bir kaza olarak kalır. Bu arada Akhisarlıları da tebrik ederiz. Centilmenliklerini bu maçta da sürdürdüler ve hak ettikleri bir 3 puan sevinci yaşadılar. Bundan sonraki maçlarda yolları açık olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.