30 Kasım 2013

STSL 13. Hafta Sivasspor (D) | Seninle Başım Dertte

Antalyaspor'un bana garezi olduğunu düşünmem bayadır vardı zaten. Hatta herkes totem yapıyorsun diyordu ancak iş artık totem boyutu aştı. Bir olur iki olur totem der geçersin de her seferinde olmaz. Maçtan önce Twitter'da biraz da şaka yollu olarak takımın benim izlemediğim maçlarda oldukça iyi oynadığının altını çizmiştim. Hatta Özgün de izleyemeyecek olduğunu öğrendikten sonra bu akşam bizim için iyi bir test olacak diye düşünüyordum. 

Geçen haftaki Fenerbahçe maçının izleyemediğim ikinci yarısının oynandığı söylenen futbolun, daha sonra maçı açtığımızda yediğimiz golün, Beşiktaş maçının, üstüne canlı seyrettiğim Konya, Eskişehir, Bursaspor maçlarının açıklaması olamaz. Hadi Diarra bildiğimiz Diarra o bunu hep yapıyor da Isaac bile gol attı arkadaş bu maçta ben neyini düşünüyorum ki?

Açık konuşmak gerekirse maçtan önce Sivasspor'un eksiklerinin olmasının hiçbir önemi yok diye düşünenlerdendim. İzlediğim zaman çok kötü olan Antalyaspor'u biliyorum ben çünkü ancak bu 3-0'lık skor beni ziyadesiyle şaşırttı. 

Fenerbahçe maçından sonra yaşanan forma krizi de atlatılmış gibi o maça nazire yaparcasına kıpkırmızı bir Antalyaspor göründü sahada, bu kırmızı formadan daha güzeli olamaz. 

Hava sıcaklığının -5 derecelere kadar düştüğü söylenen Sivas deplasmanında takımımızı Antalya'dan giderek destekleyen Grup1966 üyelerine, çevre illerden ve Sivas'dan gelen üniversite öğrencesi Antalyasporlu kardeşlerime de bir teşekkürü borç biliriz. Hepimizin evden takip ettiği -hatta benim takip bile edemediğim- maçta Antalyaspor için hastalanmayı göze aldılar. Ne mutlu ki  hep güzel bir galibiyet izlediler hem de galibiyet sevincini futbolcularla birlikte kutladılar.

Darısı önümüzdeki maçlara... O değil de zorun ne benimle Antalyaspor!




 

29 Kasım 2013

STSL 12. Hafta Fenerbahçe | Önümüzdeki Maçlar

Bazı yazıları geciktirdiğimizde çok yoğun olduğumuzu belirtip takipçilerimizden özür diliyoruz. Bu yazı da geciken yazılarımızdan biri oldu, bir kez daha özür diliyoruz ama bu seferki gecikmenin sebebi yoğunluktan daha çok yazacak hiçbir şey bulamamak... Ne yazsak diye düşündüğümüzde aklımıza iki konu dışında bir şey zar zor geliyordu. Onların da esasında sahadaki futbolla alakası yok.

Bu konulardan ilki gözlerimizi aldığı gibi zihnimizi de kamaştıran sarı formalar… Ne alaka bu formalar diye öfkelenmeden bir yazı yazmak mümkün değil. Kırmızı-beyazın bizim için kutsallığını vurgulamaya gerek yok herhalde ama elbette ara sıra yapılacak değişikliklere de karşı değiliz. Ancak bu değişiklikler yapılırken bu değişiklik camia için bir anlam ifade etmeli ve bu değişiklik için taraftarın görüşleri de dikkate alınmalı. Öyle birden bire sarı renkten bir forma ile sahaya çıkınca bu durumu değişiklik diye adlandırmak yerine saçmalık diye adlandırmak daha mantıklı oluyor.


İkinci konu ise ne yazık ki yine tribünler… Şu İstanbul takımları ile olan maçlarda kendi tribünlerimizde yine İstanbul sempatizanları gördük, yine kahrolduk. Bu sorunun çözümü için pek çok formül üretilebilir. Maç sonrasındaki süreç içinde bile pek çok taraftardan farklı önerilere şahit olduk. Bunlar çoğunlukla bizim de mantıklı bulduğumuz önerilerdi. Bu da gösteriyor ki aslında konu bu sorunu çözmek değil bu sorunu çözmeyi isteyip istememekte...

Bu can sıkıcı bu iki konu dışında bu maça dair güzel bir not düşmemiz gerekirse o da attığımız golden sonra takım arkadaşlarının golü geçtiğimiz günlerde rahatsızlanan Mehmet Sedef’e armağan etmeleriydi. Bunun dışında Antalyaspor-Fenerbahçe maçı için görüşlerimizi yazacağımız pek bir konu yok. Puan tablosunda biraz bir yukarı sıralara heveslendik mi bu hevesimiz şimdilik bu sezon da kursağımızda kalmaya devam ediyor. Futbolcular der ya bu kez de biz diyelim: Önümüzdeki maçlara bakacağız.




 

13 Kasım 2013

STSL 11. Hafta Konyaspor (D) | Sabır Taşıyor

Dakika 70 falan. Musa yine Konyasporlu bir futbolcuya çifte dalıyor. İşte o anda dedim, ulan hep keyifle başladığımız günler böyle kederli bitmek zorunda mı diye. 

Saat 7.30'da Ali Dayı'nın önünde buluştuğumuzda sanki deplasmana değil de Akdeniz Üniversitesi'ne maça gidiyor gibiydik. İç saha maçlarından önce kiminle buluşuyorsak hepsi oradaydı. Yazın Hasan ile evlendiklerinde resmen yengemiz olan Selin bile bizle idi. Haliyle makarası, coşkusu bol bir yolculuk bizi bekliyordu. 09.05 tüm tayfalarda olduğu gibi bizde de boş geçilmedi, İzmir Marşı söylene söylene Konya'ya gelindi. Konya'daki durumu anlatmaya gerek yok. Ucu gözükmeyen bir konvoy ile şehre giriş, turnikeler önündeki kargaşa. Bir deplasmanda olması gereken herşey vardı. 


Maçtan önce Konyaspor tribünleri ile yaptığımız makara bile çok kıyaktı. Daha yeni yeni dolmaya başlayan tribünlere "Konya uyuma takımına sahip çık" diye bağıran, dolan tribünlere "Konya aşkına herkes ayağa" diye bağıran, üçlü çektirmek için canını dişine takan "beyaz montluya" eşlik eden yine Antalyaspor tribünüydü. Tabii ki Ata'sına sahip çıkan da Antalyaspor tribünüydü fakat ne yazık ki, Konyaspor tribünün bir kısmı bizim Atatürk lehine attğımız sloganlardan sonra sinkaflı cevaplar vermesi futboldan önce oturup bu ülkenin vefasız insanları hakkında düşünmemiz gerektiğini bir kez daha gözümüze sokuyordu. Demek ki biz daha da sağlam durmalıyız, bazı Atatürk düşmanlarına gün yüzü göstermemek için. Bu sözlerim adı Green-White olan grubun dışındadır. Onlar da Atamızı layıkıyla andılar. 


Maçın başında Hasan Kabze'nin golü geldi. Bu bütün planlarımızı bozdu diye düşünmüştüm maçın başında ancak maçın ilerleyen dakikalarında bir planımız olmadığını farketmemdi esas acı olan. Maçın başında Konyasporlu futbolcular bile tribünlere çağırılmazken, deplasman tribününde 15000 kişinin desteğini arkasına alan bir futbolcu grubunun bu kadar ruhsuz olması canımı çok yakıyordu. Devrenin sonuna kadar Konyaspor pres yaptı, Konyaspor pas yaptı, Konyaspor şut çekti. Antalyaspor sahada hiçbir varlık gösteremedi. 

İkinci yarı dedik herşey farklı olur, Konyaspor'un topu direkten döndü. Direkten döndü tam rahatladık devam eden pozisyonda topu kalemizde gördük. Benim anlamadığım durum 1-0 iken hiçbir değişiklik yapmayan Samet Aybaba'nın durum 2-0'a gelince iki değişiklik birden yapması. Amacı neydi acaba hocanın çok merak ediyorum. Dakikalar geçtikçe, yine bastıran, gol kaçıran hep Konyaspor'du. En sonunda muhteşem bir organizasyonla Konya'ya çıkarma yapan Antalyaspor taraftarınını sabrı taştı. Hocaya sezonun başından beri yapılan en sert tepkiler gelmeye başladı. Hatırlar mısınız bilmiyorum ben ilk maçta takımı baya bir eleştirmiştim. Hatta herkes bir sakin demişti ama ben Mehmet Özdilek vakaasından sonra artık işleri daha sıkı tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Ondan dolayı bu maçta verilen tepki yerinde idi. 

5 haftadır kaybetmeyen bir Antalyaspor vardı, ancak Beşiktaş ve Kayserispor maçı dışında futbol oynadığımız maç yoktu. Sonunda ortaya böyle bir sonuç çıktı. Es kaza bu maç Konyaspor değil de, Fenerbahçe olsaydı kevgire dönecektik herhalde. 

Aslında takım o kadar kötüydü ona kimse değinme gereği de duymadı ancak Antalyaspor bu hafta yine ince ince hakemler tarafından eritiliyor diyorduk tribünde. Baros atılıncaya kadar sürdü o da. Zaten tribünde ne olduğunu anlamamıştım ancak tekrarını izleyince sadece itirazdan direkt kırmızı kart gördüğünü öğrenmiş oldum. Şimdi sormak lazım LuaLua hakeme tüm dünya tarafından kabul gören bir el hareketi çekerken uyarı dahi almamıştı, Baros'un gördüğü kırmızı kart hak mıdır? Hele ki Fenerbahçe maçı öncesi?

Tribünde herkesin yapmak istediği şey Kadıköy deplasmanında yapılandı aslında. Belki o kadar sert bir tepki olmayacaktı ancak futbolcuların gelip bizden bir özür dilemesi gerekiyordu. Tribüne gelmeyen futbolcular artık bu özrü Fenerbahçe karşısında vermek zorundalar. Belki hala farkında değiller ancak bizim tek isteğimiz özveri, taşıdıkları armanın hakkını vermeleri. Kupalarda, şampiyonluklarda gözümüz yok. 

Ulu önder Atatürk'ü tekrar şükran ve özlemle anıyoruz.

 

------------------------------------------------------------------

Stat: Konya Atatürk
Hakemler: Halis Özkahya, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu 

Konyaspor: İtandje, Erdinç Yavuz, Selim Ay, Mehmet Güven, Ömer Ali Şahiner (Dk. 26 Djalma), Ali Çamdalı, Tolga Ünlü, Recep Aydın (Dk. 84 Borek), Gekas, Mehmet Uslu, Hasan Kabze (Dk. 87 Erdal Kılıçaslan)
Antalyaspor: Hakan Arıkan, Emre Güngör, Musa Nizam, Uğur İnceman (Dk. 50 Murat Duruer), Tita, Emrah Başsan (Dk. 58 Zeki Yıldırım) , Deniz Barış, Diarra, İbrahim Dağaşan, Mehmet Sedef, Insa (Dk. 50 Baros)
Goller: Dk. 19 Hasan, Dk. 46 Djalma (Konyaspor)
Kırmızı kart: Dk. 79 Baros (Antalyaspor)
Sarı kartlar: Dk. 45 Mehmet Güven (Konyaspor), Dk. 36 Insa, Dk. 57 Musa, Dk. 59 Mehmet Sedef (Antalyaspor)





 

08 Kasım 2013

İlk Sticker Hareketi

Önce kırmızı - beyaza boyanan tretuvar taşları geldi, ardınan caddelere Antalyaspor bayrakları asıldı. Sıra belki de şuana kadar Antalya'da Antalyaspor için yapılan en güzel şeye, varyanttaki Antalyaspor Bayrağı'na geldi. Son olarak da Markantalya Antalyaspor rüzgarına kapıldı ve tüm binayı Antalyaspor Arması'nın görseli ile süsledi.

Sıra Antalyaspor taraftarına çoktan gelmişti. Zamanında duvar boyadık, şablon çıkarttık ancak daha kalıcı birşey de yapmalıydık. Tabii ki sticker. Aslında bu tasarımı uzun zaman önce yapmıştık. Ancak maddi imkansızlıklardan çıkartamamıştık. Ankara'da ucuza çıkartacak bir yer bulduğumuz an gittik öğrenci imkanı ile mütavazi bir sayıda bastırdık.

Belki tüm şehri süsleyecek kadar yaptıramadık bunlardan ancak bir örnek olacaktır inşallah. Sticker işi alışkanlık olduğunda da daha güzel tasarımlar ortaya çıkacağına eminim. Aklımızda daha çok model var, özellikle maddi gücümüz oldukça ve Antalya'da sticker işine alıştığını hissettikçe daha çok bastırmayı düşünüyoruz. Çünkü sticker özellikle boş yüzeyler için güzel bir görsel şölen ancak biraz da insanlara zarar verecek şekilde yapıştırılmasından korkuyoruz. İnsanların özel alanlarında engel olucu yerler olmamalı bu stickerların yeri. Zaten özellikle Avrupa'daki ultras sticker hareketlerine baktığımız zaman demek istediğim daha net anlaşılacaktır. Antalya'da zamanında Red Soldiers sadece grup logosunun yer aldığı stickerlardan bastırmıştı ancak sanıyorum ki Antalyaspor adının geçtiği ilk stickerlar bunlar, tabii hatırlamadığımız varsa affola. Türkiye'de bu işi Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor, Eskişehirspor ve Karşıyaka tribünleri iyi kıvırıyor. Biz de yavaş yavaş yerimizi alalım istiyoruz sticker olayında. 

Az sayıda bastırdığımız stickerlarla bir giriş yapalım dedik, beklemede kalın devamı gelecek. 





 

06 Kasım 2013

Konya Deplasmanı

Süperlig’de takımı olup da Antalya’ya en yakın şehir Konya. Deplasman otobüsünün gidiş şeklini düşündüğümüzde 5-6 saatte varacağımız bir şehir. Ondan dolayı Antalyasporlular çok sever Konya deplasmanını. Hatta ona göre de sürekli merak edilir, ne gün saat kaçta olacağı.

Deplasman tarihi açıklandığında Caner Canitez bile sosyal medyada gördüğü heyecan ile deplasman tribününün kapasitesini öğrenme ihtiyacı duymuş. O kadar heyecanlıyız yani bu deplasman için.

Bu sene kendi kendime söz vermiştim, artık okulu bitireceğim pek gitmeyeceğim maçlara diye ama böyle olunca yerimde duramıyorum işte. Yine benim için zorlu bir yolculuk olacak, cumartesi Isparta’dan başlayacak olan yol Antalya’ya götürecek beni maçtan sonra Konya otogarından Isparta otogarına doğru uzanacak.

Bu maçta takımımızın yanında kalabalık olmak adına gruplar organizasyonlarını yaptılar. Bizim de dahil olduğumuz farklı yerlerden münferit organizasyon haberleri de geliyor. Belki de uzun zaman oldu gelen telefonlara arabada yer olmadığını söyleyeli.

Konya’da takımımızı en güzel şekilde desteklemek, iyi bir tribün yapmak ve 3 puanı alıp dönmek için düşüyoruz yollara. Yolda, statta Atatürk’ü anacağımız güzel bir deplasman olması ümidiyle, yola çıkacak bütün Antalyasporlulara şimdiden iyi yolculuklar.

---------------------------------------------------------------------------------

07 Gençlik 10 Kasım Pazar günü saat 06:00’da Atatürk Stadı açık tribünü arkasından Konya’ya hareket ediyor. Otobüsler ücretsiz, otobüs sayısı talebe göre artacak.(Dernek lokali sabaha kadar açık)

Grup1966 cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 03.00'da Şarampol'de toplanıyor, saat 05.00'da Şarampol Ali Baba Çorbacı’sı önünden Konya’ya hareket ediyoru. Otobüsler ücretsiz, otobüs sayısı talebe göre artacak.

Münferit organizasyonlarda aracınızda yer varsa, bizimle paylaşırsanız seviniriz. 



05 Kasım 2013

STSL 10. Hafta | Penaltı Yeteneksizi Antalyaspor

Bu maça takım hangi psikoloji ile hazırlandı bilmiyorum ama tribündekilerin aklı diğer haftaki Konya maçında idi. Kayseri maçını kayıpsız atlatalım, Konya'ya akın edelim. 

Ancak geçilmesi gereken bir Kayseri vardı. Karşımıza yönetimi tekrar seçilmiş, biraz moral bulmuş, lig sonuncusu bir takım olarak geldiler. Uzun süredir 6 eksiği olduğu konuşuluyordu ancak başımızın belası Bobo dışında hepsi iyileşmiş, takımdaki yerini almıştı. 

Daha 5. dakikada yediğimiz gol moralleri bozmuş gibi olsa da, tribünün desteği artttı belki de bu dakikadan sonra. Antalyaspor da bu sene pek alışık olmadğımız bir oyuna başladı ve gözle görülür bir biçimde top organizasyonlarına başladı. Üstünlüğümüzü yavaş yavaş kuruyorduk kurmasına ama kalesinde devleşen bir Gökhan vardı. Hem de ligdeki ilk maçında. 

Bu haftaki kadro seçiminde çok itirazımız olmayacak ama hoca artık şu Isaac sevdasından vazgeçmeli. Bu adamın Antalyaspor'da nerden bu kadar kredisi var kestirmek güç, Mehmet Özdilek de aynı, Samet Aybaba'da da. Isaac, artık sadece Antalyaspor'da değil, hiçbir yerde futbol oynamamlı artık. 


Neyseki ikinci yarıya başlarken bu hatasından döndü Aybaba ve benim artık iyice kıllanmaya başladığım Emrah'ı aldı oyuna. Emrah harika bir golle beraberliği sağladı. Devre arası düşündüklerim gerçek olacak mı derken penaltı geldi. Allahım dedim ilk defa rahatlıyoruz, çat Diarra kaçırdı penaltıyı. Son 4 maçta kaçan 3. penaltı. Kaçıran oyuncularımız da Tita ile Diarra, belki de penaltı için en güveneceğimiz adamlar. Bir an önce buna çare bulunmalı. Artık iş çünkü psikolojik olmaya başladı gibi geliyor bana. 

Sonuç olarak beklenen oldu, Wederson'un gereksiz aldığı risk sonrası Kayserispor futbolun altın kuralı atamayana atarlar kuralı ile 2-1 öne geçti. Hatta 3-1'i bile yakalayabilirlerdi ki Emrah'ın mükemmel vuruşu geldi, gerçi Diarra'nın da kafasına çarpmış gibi ancak ben o golü Emrah attı diye sayıyorum. Beraberliği kurtarmış olduk.

Kayserispor'un belki de en tehlikeli zamanına denk geldik. O kadar yara almışlardı ki, kazanmak zorundalardı, belki de bu bir puanı bile başarı olara görmeliyiz. Kaldı ki Antalyaspor bence bu sezonun en iyi futbolunu ortaya koydu. Ondan dolayı çok kızamadım ben takıma. Bu maçtaki en büyük kayıplarımızdan biri de ne yazık ki cezalı duruma düşen Serkan Balcı oldu. Özellikle kapalı oynadığımız deplasman maçlarında en güvendiğim futbolculardan birisi Serkan. 

Yine son paragrafı tribüne ayırmak gerekirse, bugün tribün televizyondan izlediğim kadarı ile görevini yerine getirdi. Özellikle ilk yarıda yediğimiz golden sonra, Adopen ile Maraton'un uyumu harika idi. Umarım böyle devam eder tribün performansı. 

Şimdi herkes rahat rahat Konya deplasmanını düşünebilir. Maç pazar günü saat 14:00'da. Neyi düşünüyoruz ki gitmemek için?

---------------------------------------------------------------------

Stat: Akdeniz Üniversitesi
Hakemler: İlker Meral , Serkan Akal, Hakan Yemişken 
Antalyaspor: Hakan - Serkan , Deniz , Musa Nizam , Vederson , İbrahim , Uğur İnceman , Isaac (Dk.46 Emrah Başsan), Insa (Dk.67 Murat Duruer), Tita (Dk.77 Milan Baros), Diarra
Kayserispor: Gökhan - Fonseca (Dk.77 Salih), Zurab , Sımıc , Alper , Sefa , Mijailovic , Taner Yalçın (Dk.62 Abdullah), Mouche , Mert Nobre , Jaja (Dk.73 Ömer)
Goller: Dk.5 Fonseca, Dk.72 Sefa (Kayserispor), Dk.46 Emrah Başsan, Dk.86 Diarra (Antalyaspor)
Sarı Kartlar: Serkan, Uğur, İbrahim, Musa (Antalyaspor), Taner, Mert Nobre, Sımıc (Kayserispor)



 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...