28 Ocak 2011

Antalya İçin...

Bundan 2000 yıl önce Kral II. Attalos'un "Bana yeryüzündeki cenneti bulun!" emri üzerine diyar diyar dolaşan akıncıların yeryüzündeki cenneti bulduğu, 1930'da Antalya'ya ilk kez gelen Mustafa Kemal'in kendini "Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel şehridir." demekten alıkoyamadığı yer Antalya...

İklimi olsun, doğal güzellikleri olsun öylesine bir cazibe merkezi ki Antalya her yıl milyonlarca insanı çekiyor kendisine. Bunun yanı sıra her yıl binlerce insan da gelip yerleşiyor Antalya'ya. 1-2 sene geçmeden de "Nerelisin?" sorusunun cevabı Antalya oluveriyor. Çünkü Antalyalı olmak güzel şey... Bugüne kadar bana da ne zaman "Nerelisin?" diye sorulsa ben de her zaman gururla söylüyorum Antalyalı olduğumu...

Ancak Antalya'nın aldığı bu göç Antalya'da ciddi bir sıkıntıya neden oluyor: Değerlerimize yabancılaşma... Antalya'ya dışarıdan gelen herkes doğal olarak kendi değerlerini de beraberinde getiriyor ve bu sayı öyle büyük ki kendi değerlerimizi bu yeni kesime benimsetmek bir kenara bu durum Antalya'nın kendi değerlerini tehdit ediyor.

Antalyaspor da bu şehrin en önemli değerlerinden ve şehrin hızla kalabalıklaşmasına rağmen diğer tüm değerlerimiz gibi giderek daha çok yalnızlaşıyor. Oysa Antalyaspor'a sahip çıkmak Antalya'ya sahip çıkmak demektir. Daha güçlü bir Antalyaspor şüphesiz daha güzel, daha zengin bir Antalya yaratacaktır.

Elbette Antalyaspor markasının Antalya'ya katacakları yüzünden değildir bu sevdamız. Bizim için sadece bu şehrin bir değeri olması bile bir Antalyalı'nın Antalyaspor'u sahiplenmesi için yeterli bir nedendir ve biz de bu şehri, bu armayı karşılıksız sevenlerdeniz.

İşte bu blogu açma nedenimiz de budur. İnternetin bu kadar yaygın olduğu günümüzde şöyle bir araştırınca Antalyaspor ile ilgili çok fazla blog bulamıyorsunuz. Biz de istiyoruz ki Antalyaspor'un yalnız olmadığını göstermek için biz de bir şeyler yapalım, Antalyaspor sevdalısı olarak sesimizin internette yayılmasına bir parça katkımız olsun. Çünkü bu armaya yapabileceğimiz en ufak bir katkı bile bizim için en büyük mutluluklardandır.




 

Antalyalı Olmak, Antalyasporlu Olmak

Orada burada insanlar görüyorum, övünüyorlar: Oğlum ben Antalyalıyım, Atatürk'ün dünyanın en güzel yeri dediği şehrin çocuğuyum. Biz kayak yaptıktan 45 dakika sonra denize giriyoruz. Yakamozların en güzelinde, dünyanın en güzel kızlarına biz aşık oluyoruz...

Aşk; kimine göre aptallık, kimine göre yaşamak için hava, su kadar gerekli olan... Kimisi bir kıza aşık olur, kimisi bir şarkıya, kimisi bir resime ama işte biz Antalya şehrine aşığız. Kızların en nazlısına, şarkıların en melodiğine, resimlerin en renklisine ve gurur duyuyoruz aşkımızla. Antalyalılığımızla her zaman gurur duyuyoruz. Peki ya Antalyamızı anlattığımız, yaşadığımız gibi bu şehrin en güzel yanı olan Antalyasporumuzu ne kadar yaşıyoruz? Ne kadar Antalyasporumuzla gurur duyuyoruz?

Antalya insanının büyüyen Antalya şehrine yabancılaştığı gibi Antalyaspor'a da yabancılaşıyoruz yavaş yavaş. Az kaldık şu güzel şehirde, güzel insanlar olarak... Biziz bu şehri çocuklarımıza sevdirecek olan, tıpkı anne-babalarımızın bize sevdirdiği gibi. Biziz bu şehirde yalnız kalan Antalyaspor'u tekrar 1 numaraya çıkarmak zorunda olan.

İşte bundan dolayı bu blogu açmayı düşündük. Belki 3 kişi, belki 5 kişi takip eder. Ancak belki sesimizi birileri duyar da "Hala Antalyaspor'u Antalya şehri için, arma için, renkleri için takip edenler varmış." der diye. İyi günde, kötü günde nasıl armanın yanında olduysak inşallah dilimiz döndüğünce birkaç şey karalamak istiyoruz. Sesimizi bu şekilde duyurmak istiyoruz.

Dünyanın en güzel şehrinden dünyanın en güzel aşkına feda olsun.




 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...