İşin aslı Trabzonspor maçı, 07 Gençlik'e gelen cezalar, takımın kötü gidişatı, Antalyaspor'un yönetilememesi ile ilgili bir şeyler yazmam gerekiyor; fakat fazla kişisel olacak gibi bu yazı... Az önce 2008-2009 sezonunda 14 Şubat'ta oynanan Galatasaray maçı ile ilgili bir sözlüğe yazdığım yazıya denk geldim. Tekrar tekrar okudum. O yazıyı maç çıkışı Isparta'ya dönerken otobüste kafamda kurgulamıştım. O zamanı bile hatırladım, bir değişik geldi.
Son 15 gündür yorucu bir işte çalışıyorum. Üniversitede 5. senem... Bir yandan biriken dersler, bir yandan bitirme ödevi telaşı, bir yandan da gece işi... Sosyal hayattan, internetten o kadar uzak kaldım ki inanın daha Elazığspor ve olayların yaşandığı Karabükspor maçlarının özetini dahi izlemedim. Gelişmeleri de okula giderken telefonla arkadaşlardan veya telefonun dandik Twitter ekranından takip etmeye çalışıyorum. Bu yazıya başlamadan önce de ıhlamur içip yatmayı planlıyordum ama ah o yazıya nereden denk geldim bilmiyorum ki...
4 sene öncesinden bahsediyorum. 24 yaşında birisi için uzun bir zaman dilimi... Ondan dolayı "o zamanlar" diye bahsediyorum genelde. Evet, o zamanlar da öyle ahım şahım bir tribünümüz yoktu ama son 10 seneye bakarsak belki de Işıklar'da iki kale arkası olarak en güçlü olduğumuz zamanlardı. Akıncıoğlu'nun ilk senesi olması lazım. Yani daha kulübe yeni yeni su alınmaya başlanmış ama hala makarna yiyor bizim futbolcular şimdiki demeçlere göre.
Aklım almıyor arkadaş. O zaman takım bizimdi, Işıklar bizimdi, Perge bizimdi, Hodri Meydan bizimdi, en önemlisi Işıklar Caddesi bizimdi. Hiçbirimizde stres yoktu. Stat bizimdi abi çünkü, bir şekilde yine girerdik. Kimse buna bedavacılık demesin, tribünü az çok bilen adam raconu da bilir zaten. Açığın en gür hali ile "Antalya" diye bağıracağı bilinirdi. Belli bir dakikada balkonlardan meşale yanacağı bilinirdi. Hem de öyle şimdi diğer tribünlerde de yapıldığı gibi 7. dakikada değil, o adamlar bilirdi ne zaman yakılması gerektiğini.
Konu nereden geldi nerelere gidiyor. Ateşli iken oturmamak lazım bilgisayar başına kafa gidiyor bir yerden sonra. Aslında Antalyaspor gibiyim bugünlerde, o dört sene önce Galatasaray maçı sonrasındaki heyecanımı özlüyorum. Bir an önce şu iş ile okul hayatını düzene sokmayı planlıyorum, bir yandan da başarılı olmayı istiyorum artık. Beni sevenleri, bana güvenenleri daha fazla üzmemek ve daha fazla bekletmemek için.
Dedim ya biraz ateşim var ıhlamur içip yatacağım. İnşallah kabus görmeye devam etmem bu ateşlerden dolayı. Kusura bakmayın buraya kadar okumaya dayandıysanız kötüyüm bugünlerde biraz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.