Antalyaspor için 100. Yıl'a yapılacak bir stat... Böyle bir hayalin gerçekleşmesini en çok isteyenlerin arasında kesinlikle Küheylan ve ben de varızdır. Kendimizi bildik bileli Bahçeli'de oturan, onca yıldır kaza bela olmadığı sürece her maça beraber giden iki Antalyaspor sevdalısı olarak yıllardır bu hayali kuruyoruz çünkü. İlk 100. yıl projesi çıkmadan önce bile hayalimizde kaç stat diktik oraya bir bilseniz.
Yıllardır kurduğumuz böyle bir hayalin gerçekleşmesi demek bizim için Antalyaspor'un yeni mabedinin evlerimizin dibinde yükseliyor olması demek. Ara ara konuşuruz Küheylan'la: "Ulan şu stadı yapsalar evden çıkarken açsak birayı stada gelene kadar bitmez bile o bira be." diye. Ancak bunlar da dahil hiçbir şey yine de bizim 100. Yıl'a yapılacak bir stat için "Yapsınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar." dememize neden olamaz.
Başta Sakaryaspor olmak üzere pek çok farklı tribünden duymuşsunuzdur şu sözü: "Biz bu şehri tribünden sevdik!" Geçenlerde bu söze atıfta bulunarak Küheylan yazmıştı: "Biz ise bu şehri sevdiğimiz için tribünlerdeyiz." Çok doğru da yazmıştı. Antalya gibi bir şehirde yaşayıp da bunun aksini söylemek zaten abes olur sanırım. Biz Antalya'yı seviyoruz, Antalya'nın değerlerini seviyoruz, Antalyaspor'u seviyoruz.
Dolayısıyla en az Antalyaspor'un değerlerini savunduğumuz kadar Antalya'nın değerlerini de savunmak bizim Antalya'ya yani Attalos'un yeryüzündeki cennetine, Mustafa Kemal'in şüphesiz ki dünyanın en güzlü yeri dediği bu topraklara borcumuzdur. Zaten bizim Antalyaspor sevdası diye haykırdığımız sevda aslında bu şehrin sevdası, Antalyaspor kavgası diye verdiğimiz kavga aslında bu şehrin kavgası değil mi?
İşte tam da bu yüzden 100. Yıl'a yapılacak bir stad için "Yapsınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar." diyemeyiz. Evet; 100. Yıl şehrin tam merkezinde ve konum olarak da gösterişli olması dolayısıyla hem Antalyaspor'a hem de Antalya'ya yakışacak bir bölge... Ancak bu avantajların beraberinde getirdiği bazı sorunlar da var. Bu sorunlar stadın yapılmasına engel mi derseniz değil ama stat kadar bu sorunların çözümlerini de sorgulamalıyız.
Sorunlar göz ardı edilerek yapılacak bir stat
inanın hiçbir Antalyasporlu'yu memnun etmez. Çünkü hangimiz stadımızın sorunlarla, kötü olaylarla anılmasını hangimiz isteriz ki? Hepimiz atmosferiyle, güzelliğiyle, mimari özelliğiyle, kazandığımız
başarılara yaptığı ev sahipliğiyle anılan bir stat istemez miyiz? Zaten bir stat da ancak böyle
Antalya'ya simge, Antalyaspor'a mabet olabilir. Zaten Antalya'ya ve Antalyaspor'a böyle bir stat yakışır; bu yüzden de bizlerin talebi bu niteliklerde bir stat olmalıdır.
100. Yıl'da Sorun Ne?
"Şehrin tam merkezinde" dedik ama şehrin tam merkezinde olması nedeniyle trafik sorunu akla gelen ilk konu... 100. yıl, şehri doğu-batı yönünde bağlayan ana hatlardan biri... Özellikle batı ilçelerinden havaalanına ulaşımda ana güzergah olması önemli bir detay. Bu hatta yaşanacak bir tıkanma hem taraftarın stada ulaşımı konusunda hem de genel anlamda Antalya trafiği için ciddi bir sorun yaratacaktır. Antalya gibi bir turizm kentinde yaşanacak böyle bir trafik sorunu da kimsenin yararına değildir. Elbette bunları düşünürken sadece bugünün koşullarını değil 25-30 yıl sonrasını da düşünmek gerektiğini de ayrıca unutmamak gerekir.
Ulaşımla ilgili dikkat edilmesi gereken ikinci sıkıntı ise bitişikte bulunan hastane... Bugün "Yapsınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar." derken düşünmek gerekir, yarın Allah göstermesin o hastaneye ulaşması gereken kişi siz veya bir yakınınız olabilir. Bu söz çokça söylendi ama bu empatinin her zaman yapılması gerekir. Böyle bir sıkıntı asla görmezden gelinmemeli. Bu stat işine kalkışılırken ulaşım konusundaki bu ve benzeri sorunların çözümlerinin de işin içine katılması ve tartışılması gerekir. Taraftar da bu tartışmaların takipçisi olmak zorundadır.
"Konum olarak da gösterişli" dedik 100. Yıl için... Ancak bunun da getirdiği bir sorun var ki artık hepimiz aşinayız: Rant... Bu stat işi siyasilerin oyuncağı olmaya başladıktan sonra ne zaman stat meselesi konuşulacak olsa stattan daha fazla rant konuşuluyor. Örneğin bir önceki projede yüklenici firmaya stadın yapımı karşılığında kat ve derinlik sınırlaması olmayan iş kuleleri veriliyordu. Şimdi tam oranı hatırlamıyorum ama neredeyse 1 koy, 10 al gibi bir uçurum, haksız kazanç vardı ortada.
Sürecin devam eden kısmında da bildiğiniz gibi Antalya'da belediye değişti ama bu rant konusunda pek bir değişiklik olmadı. Herkes stadı yapmaktan önce rantın peşinde koştu ve dolayısıyla da hangi grup stat deyiverse karşı grup hemen "Rant var bu işte" diyerek saldırdı. Peki bu stat meselesi rantsız çözülemez mi? Antalya gibi bir şehre yapılacak modern bir stat zaten herkese kazandırmaz mı? Bu neyin açgözlülüğü? Hakkı olan stada kavuşmak için illa birilerine para yedirmek zorunda mı bu şehir, Türkiye ekonomisine kazandırdıkları yetmiyor mu? Taraftarın sorması gereken sorular işte bu sorular...
Hal böyleyken de kimse bir Antalya aşığı ve Antalyaspor sevdalısı olarak benden bu ranta göz yummamı beklemesin.
Rant konusunda "Yapsınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar." diyenler için rantı tercüme edeyim. Birileri Antalyaspor üzerinden ceplerini dolduracak demek. Senin benim Antalyaspor sevgimi sömürerek birileri köşeyi dönecek demek. Ha bunlar bana koymaz diyorsanız orasını bilemem ama tekrar ediyorum; bu rant işine taraftar olarak ben asla göz yumamam. Çünkü söz konusu Antalya ve Antalyaspor...
100. Yıl'da Çözüm Ne?
Bu aralar bazı gazeteciler "Haydi Antalya", "Aman Antalya" diyerek stat meselesini çözmeye çalışıyor ama o mesele böyle çözülmez. Hele hele statla ilgili yazarken hala siyasi parti kayırmak derdine düşmüşsen hiç mi hiç çözülmez. A partisi suçlu da B partisi masum mu? Değil. Bugün hala bir stadımız olmadığına göre A'dan Z'ye hepsi suçlu ama sen bunu yazmaz da bir siyasi tarafa laf, diğer siyasi tarafa selam çakma derdinde olursan kendi çıkarların uğruna siyasi çekişmeyi körüklemiş, stat meselesini de çözümsüzleğe itmiş olursun. Çözümsüzlüğün asıl suçlusuyken de nasıl çözümün parçası olabilirsin ki? Bu söylediklerimi daha iyi anlamak için bakın bu hafta çıkan yazılara, birinde bile "Hani stada haziranda başlanıyordu, nerede bizim stadımız?" diye sorabilen var mı? Yok. Öyleyse geçiniz.
Dolayısıyla stat meselesini çözmek için önce samimiyetle çözümü isteyen kişilerin ön plana çıkarılması gerekir. Ardından da bu samimi kişilerin etrafında oluşturulacak ve her kesimi kapsayacak bir ortak aklı yaratabilmektir. Merkezi yönetimin, belediyelerin, siyasi partilerin, STK'ların, uzmanların ve diğer pek çok grubun fikrinin değerlendirildiği, maddi-manevi katkı koymasına olanak sağlandığı bir yapı ile bu ortak akıl güçlendirilmeli ve renklendirilmelidir. Bizlerin şu anki görevi de yetkilileri bu ortak aklı oluşturmaya zorlamaktır. Çünkü stat için en iyi
proje A'nın projesi değil, B'nin projesi değil; Antalya'nın projesi olarak ortaya çıkan proje olacaktır.
Ancak bugün ne oluyor? STK'lar futbolun f'sini bilmemekle suçlanıyor. İyi güzel de biz de inşaatın i'sini, şehir planlamanın ş'sini bilmiyoruz. STK'lar her toplum için gerekli, görüşleri de her toplum için önemlidir. Ha baktın ki herkes samimiyetle çözüm ararken bazı STK'ların kişisel çıkarlar uğruna tek yaptıkları süreci tıkamak, o zaman ortak aklı oluşturan ögeler resti çeker: "Bu stat buraya yapılacak. Biz istiyoruz ki en iyisi olsun. Bu yüzden de sizlerin görüşünü de tüm diğer görüşler gibi önemsiyoruz. Kim bizimle kim değil öğrenelim. Bizimle olanlarla biz bu yola çıkacağız. Stat meselesi bitene kadar da durmayacağız." Çok mu zor bunu söyleyebilmek? Kısacası aslında her sorunun bir çözümü, her derdin bir devası vardır ama mesele bunu ortaya koyabilecek iradeyi ortaya çıkarabilmekte...
Son olarak Antalyasporlu olan herkese bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki Antalya gibi bir şehre bile bir stadın yapılmasının ne kadar sıkıntılı bir sürece dönüştürülebildiğinin hepimiz canlı şahitleriyiz. Dolayısıyla bu stat meselesi sırf çözümlensin diye öylesine çözümler kabul edilmemeli, "Yapsınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar." gibi bir mantık savunulmamalıdır. Hem Antalyaspor hem Antalya için en iyisini talep etmeliyiz. Bu talep de bizim en doğal hakkımız...