20 Mart 2013

Yönetim Rezalet Rekorunu Fenerbahçe Maçında Kırdı

Bu blogda daha önce yönetime yönelik pek çok eleştiri yazdık, bu eleştirilerimiz doğrultusunda pek çok soru sorduk. Ancak bu sene yönetim işleri artık öyle çığrından çıkardı ki rezalet başlıklı yazılar yazar olduk. Daha önce Rezalet 1: Mondial Antalyaspor ve Rezalet 2: Keyfi Güvenlik olmak üzere iki yazı yazmıştık. Ancak 17 Mart 2013 tarihinde oynanan Antalyaspor-Fenerbahçe maçında Akıncıoğlu yönetimi, rezaletleri peş peşe patlattı. Her ne kadar kendisi ve medyası hasılat rekoru kırdığı haberleriyle gündemi ele geçirmeye çalışsalar da asıl kırdıkları rekor rezalet rekorudur.

Rezalet 1: Bedavacılık


Yukarıdaki görsel Antalyaspor-Fenerbahçe maçı sonrasında resmi siteden yapılan açıklama... Bu açıklamadaki sayılar çok önemli, çünkü bu sayılarda Akıncıoğlu yönetiminin Antalyaspor taraftarına söylediği yalanlar saklı. Sezon başında sırf fahiş kombine fiyatlarını eleştirdiği için Antalyaspor taraftarını bedavacı olarak suçlayan Akıncıoğlu yönetiminin gerçek yüzü bu sayılarda saklı.

Açıklamaya göre statta taraftara ayrılan toplam kapasite 7817, stada kombine veya biletle giriş yapan toplam kişi sayısı ise 5178... Yani bu açıklamaya göre statta boş kalan koltuk sayısı 2639 kişi... 7819 kapasiteli stadyumda 2639 kişilik boşluğun olması demek yüzdeye çevirince stadın %33,76'sının boş olması anlamına gelir. Yani bu açıklamaya göre stadın 3'te 1'i boş olmalı.

Lig TV spikeri maçı anlatırken tribünlerin tamamen dolu olduğunu söylüyordu. Statta olanlar da stadın tamamen dolu olduğunu söylüyor. Hatta kapalı tribünde merdivenlerde bile insanların olduğu söyleniyor ama gel gör ki kulübün verdiği sayılara göre stadın 3'te 1'i boşmuş. Nasıl oluyor bu iş?


Ha ben başkasının sözüne inanmam, kendi gözüme inanırım diyenler için yukarıdaki fotoğraf santra anında deplasman tribünü ve açık tribünü gösteriyor. Bu fotoğraf sayılarda saklı yalanı biraz daha netleştirecek.

Kulübün açıklamasına göre deplasman tribününe 404 kişi giriş yapmıştı ki bu deplasman tribünü tamamen doldu demek. Gelelim açık tribüne... Akdeniz Üniversitesi'nin kendi sitesinde yer alan stat bilgilerine göre açık tribünün kapasitesi 2877 kişi ve görüyoruz ki tribünün güney tarafındaki küçük boşluk dışında açık tribün de tamamen dolu...

O boşluğu da hesaba katarak düz hesapla deplasman ve açık tribünde toplam 3000 kişi vardı diyelim. (3000 deyince açık tribünde 281 kişilik boşluk varmış gibi hesaplamış olduk ki o boşluk aslında 281'den çok daha az.) Bu ne demek biliyor musunuz? Sizleri basit matematik işlemleri ile sıkmadan direkt söyleyeyim. Kapalı tribün ve kale arkası tribününde toplam doluluk oranı %48 olmalı demek. Diğer bir deyişle bu iki tribünün yarısından fazlası boş olmalı.

Peki, durum gerçekten de öyle miydi? Hayır. Yönetim kendi yaptığı açıklamadaki sayılarda saklı bu gerçeği açıklayabiliyorlarsa buyursun açıklasınlar, biz de özür dileyerek buradan yayınlayalım. Ancak şu anki sayıların bize anlattığı şeyler hiç de yönetimin lehine değil.

Rezalet 2: "Ayakta" Bilet


Gelelim bir diğer rezalete.... Yukarıdaki fotoğrafta dikkatinizi çekmesi gereken kısım "Ayakta" yazısı... Burada gündeme 6222 Sayılı Kanun'un 5 maddesinin 3. fıkrasının (ç) bendi geliyor. Bu maddeye göre "Spor alanlarında seyircilerin oturma yerleri numaralandırılır. Bilet satışları koltuk numarasıyla ilişkilendirilerek yapılır. Müsabaka alanlarına kapasitenin üzerinde veya biletsiz seyirci alınamaz."

Kulüp Genel Müdürü Süleyman Tekgül kapalı tribünde yeni koltuklandırılan bir bölümde henüz numaralandırma işlemi yapılmadığı için bu "Ayakta" yazan biletlerin satıldığını söylemiş. İyi güzel de kendisinin bu açıklaması hiçbir şeyi çözmüyor ki... Kanun "Spor alanlarında seyircilerin oturma yerleri numaralandırılır." diyor, sen numaralandırma yaptın mı? Hayır. Eee bileti de satamazsın o zaman. Çünkü kanun "Bilet satışları koltuk numarasıyla ilişkilendirilerek yapılır." diyor ama sen bilet satmışsın. Yani neresinden bakarsak bakalım bu açıklama hiçbir anlam ifade etmiyor.

Süleyman Tekgül'ün açıklaması ile ilgili belirtmek istediğim son bir nokta daha var. Hani resmi sayılara göre statta 2639 kişilik boşluk vardı ya, hani bu sayılara göre stadın 3'te 1'inin boş olması gerekir demiştik. Yöneticilere soruyorum. Statta bu kadar boş koltuk varken ne diye numaralandırılmamış koltuğun bileti satıldı? Hem de bu kanuni açıdan sıkıntı yaratabilecek bir hareket olmasına rağmen... Belki de o gün stadın gerçekten 3'te 1'i boş değildir, ha?

Biz o gün o statta 2639 kişilik boşluğun olmadığını biliyoruz da kulübün sayılarındaki o gizemli 2639 kişilik boşluğu statta dolduran tonla insan o stada nasıl girdiler onu bilmiyoruz. Bakarsınız belki de o gün stada koltuk kapasitesinin üzerinde kişi girdiğini iddia edenler haklıdır gerçekten de. Bu kadar rezaletin içerisinde şaşırır mıyız? Kesinlikle hayır. Bu arada hemen belirteyim. Eğer kapasite de aşıldıysa 6222 Sayılı Kanunu'nun 5 maddesinin 3. fıkrasının (ç) bendindeki ihlal etmediği son hüküm olan "Müsabaka alanlarına kapasitenin üzerinde veya biletsiz seyirci alınamaz." hükmünü de ihlal etmiş demektir yönetim.

Rezalet 3: %5 Tavizi


Maçtan önce maçla ilgili taleplerimizi yazdığımız yazıda "Göreve ilk geldikleri dönemde %5'i katı şekilde uygulayarak takdir kazanan Akıncıoğlu yönetimi son dönemde bu duruşundan da taviz vermeye başladı." diye yazmış, bu tavizin bu maçta yaşanmamasını talep etmiştik. Ancak diğer tüm taleplerimizle beraber bu talebimizin de karşılığı ne yazık ki hayal kırıklığı oldu.

Görselde yuvarlak içine aldığım tribünün adı benim için bundan sonra "Peşkeş Tribünü"... Sezon başında Peşkeş Tribünü'nün Maraton A Blok olarak kombinesi satılıyordu, şimdi ise İstanbul takımı sempatizanlarına satılıyor. Bu tribün Akıncıoğlu yönetimin Antalyaspor'un menfaatlerini para uğruna sattığının bir göstergesi olarak Antalyasporluların aklında daima kalacak.

Peşkeş Tribünü'nün kapasitesi için malum sitenin kombine döneminde verdiği sayı 171... Bu sayıya deplasman tribünü kapasitesini de ekleyelim. Üniversitenin sitesinde 402 olarak geçiyor ama yukarıda yönetimin verdiği sayılarda 404 olarak geçiyordu, biz de yönetimin verdiği sayıyı doğru kabul edip 404 üzerinden hesap yaparsak Peşkeş Tribünü ve deplasman tribününün toplam kapasitesi kaç yapıyor? 573... Kulübün açıklamasına göre statta taraftara ayrılan toplam kapasiteyi tekrar hatırlayalım: 7817... Bu iki sayıyı yüzdeye vurduğumuzda %7,33 yapıyor. Yani yönetim rakip takım için en düşük sınır olan %5'in yarısı kadar bir kapasiteyi para uğruna Antalyaspor'un rakiplerine satıyor.

Rezalet 4: Taraftar Düşmalığı


Aslında maç gününden geriye görseldeki yorumlara benzer daha pek çok yorum vardı ama konuyu bağlayabilmek adına Peşkeş Tribün rezaletinden Antalyaspor taraftarının yaşamak zorunda bırakıldığı saçmalıklara doğru geçiş yapan bir derleme yapıp çok uzatmadan bırakmayı tercih ettim. Çünkü hem buna benzer rezaletleri artık neredeyse her maçta yaşıyoruz hem de bu son bölümde lafı toparlayıp son noktayı koymak istiyorum.

Bu maçta ve daha öncesinde yaşanan rezaletler asla tesadüf değil, bunlar sistemli bir tribün operasyonun birer parçası... Onların yapmak istedikleri Antalyasporluları sindirip Medical Park Antalyasporlular yaratabilmek. Medical Park tabii ki bugün için bir simge... Yarın Medical Park gider, bir başkası gelir ama yeter ki Antalyasporlular gelmesin. Çünkü onlara endüstriyel futbolu besleyebilecek, her şeyi paraya dönüştürebilecek kişiler/kurumlar lazım; cebindeki son parasını hiç tanımadığı bir renktaşının deplasman bileti için hiç düşünemeden uzatıp verecek, bir tas çorbaya birkaç kişi birlikte kaşık sallayacak saf arma sevdalıları değil.

Bu yönetim bugün farkındaysanız seyirci rekoru peşinde değil, hasılat rekoru peşinde... Çünkü önemli olan insan değil, para... Eğer niyetlerinde para değil de insan olsaydı geçmiş zamanlarda alışık olduğumuz okul ziyaretleri tam gaz devam ederdi. Bugün üniversitesi stadında oynayan Antalyaspor kaç kez üniversitesi gençliği ile bir araya gelmiş? Kaç kez daha çok kırmızı-beyaz sevdalısı edinebilmek için uğraşılmış? Zaten geçin bunların hepsini, tesislere çekilen perde yönetimin tüm niyeti aylardır anlatıyor sessiz sessiz.

Kendimizi kandırmanın alemi yok. Antalyasporlular olarak bugün bu kavgada yenik durumdayız. Hatta belki de hiçbir zaman bu kavgadan galip ayrılamayabiliriz ama hiçbir zaman da bu kavgadan vazgeçmeyeceğiz. Yaşadığımız bu şehre hiçbir zaman ihanet etmeyeceğiz, ihanet edenlerden asla olmayacağız. Antalya'da sadece yaşamayacağız, aynı zamanda Antalya'yı da yaşatacağız. Sevdamızı hep birlikte büyütüp bu kavgada Medical Park'ı silerken her bir zerremizden Antalyaspor'u yükselteceğiz ve bir gün gelecek bugün kimilerine rahatsızlık veren o Antalyaspor bayraklarını en yüksekte dalgalandıracağız.





Not: Üçüncü görsel Ercan Göksel'in Twitter hesabından, son görsel SevenAs'ın Facebook hesabından alınmıştır.


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...