Antalyaspor maçtan önce beklediğimiz gibi Elazığspor maçından 3 puanla ayrılan taraf oldu. Ancak ben özellikle tribünde ses getirecek bir protesto bekliyordum ama takıma destek adına gollerden sonra gelen protestolar oldu genellikle. Fena da olmadı sanki.
4-0'lık galibiyet aslında çoğumuzun gözünü boyadı. Biraz Hıncal Uluç edasına bürüneceğim ama gerçekler bu yönde. Golü bulana kadar yine öldük öldük dirildik. Hele Hakan'ın sakatlandığı pozisyonda golü yemiş olsaydık sonuç nasıl olurdu bilmiyorum. Rakip takım 10 kişi kaldıktan sonra da 10-15 dakika boyunca maçın kontrolü yine onlarda idi.
İkinci yarıda da ortaya Diarra çıktı. Kaç haftadır "Ha oldu, ha olacak" dedik, sabrettik ama bu hafta Zitouni'yi aratmayacağını resmen açıkladı Diarra. Hadi Tita 'al da at' paslarını hep yapıyor da geldiğinden beri belki de en olumlu hareketini yapıp topu getiren Ergün'e ayıp etti Diarra. Uğur İnceman çıktı da Diarra'nın kaçırdıklarını aratmadı bize. Ömer ise önceki haftalarda yaptığı hataları gidermiş gibi göründü bu maçta attığı iki golle.
Aissati'nin ilk 11de başlayacak olması da heyecanlandırmıştı beni. İlk defa uzun soluklu izleyecektik. Maçın adamı da Aissati oldu. İlk pozisyonda attırdığı gol değil; sürekli takıma olumlu katkıda bulunan hareketleri, top taşıyışı, gereken yerlerde maçı yavaşlatışı muazzamdı. Aissati'den sonra da her maç performansının üzerine koyarak devam eden Janda geliyor. Sakatlanarak oyundan çıksa da oynadığı dakikalarda takımın en etkili isimlerindendi. Sakatlığı çok ciddi değil sanırım, çünkü kondisyon antrenmanlarına başlamış.
Maçtan sonra konuşulan 4-0'dan daha çok yine tribün oldu. Uzun zaman sonra ilk defa tribünde bir birlik vardı. Bu da televizyonda direkt belli oldu. Daha güçlü bir tribün vardı. Bu tribün daha da güçlenerek büyümeli, bu birliktelik bozulmamalı.
Maç sonu olanlar ise takım ve taraftar arasında olduğunu uzun zamandır söylediğimiz soğukluğun had safhaya ulaştığını gösterdi. İyi bir taraftar grubu gücüyle beraber alınan 4-0'lık galibiyetten sonra takımı tribüne çağıran taraftarlar yine arzusuna erişemedi. Ancak bu sefer çıkmaya niyeti yoktu taraftarın. Uzun süre tribünde bekleyen taraftarlarla konuşmaya Uğur İnceman geldi ve hangi hakla olduğunu anlamadığım şekilde bu takımın gerçek sahipleri ile pazarlık yapmaya başladı. Daha sonra takım ile tribün arasında buruk bir bütünleşme oldu.
Bu başlığı atarken amacım iki tarafa da gönderme yapmaktı. Resmen saflar seçildi, tribünde birleşme başladı. Saflar sıkı durmalı, teknik kadro ile taraftar arası uçurum da büyüyor. Ancak futbolcu kardeşlerimizle hiçbir sıkıntımız olmadığını sağır sultan bile duymuşken takımın taraftara bu şekilde sırt dönmesi kabul edilemez. Unutulmamalıdır ki onlar bu galibiyetleri ne başkan için alıyorlar, ne hocaları için. Bu galibiyetler taraftar için, şehir içindir. Taraftarı olmayan bir takım hiçtir. Futbolcuların bunu iyi tartması gerekiyor. Yine de 4-0'lık galibiyet için hepsinin ayağına sağlık.
Hey Allahım ya. Sanki tribün iyi bir şey yapmış gibi ballandıra ballandıra anlatmış utanmadan. Yok abi böyle taraftar olursa bu takıma Mourinho gelse bir cacık olmaz. Sosyal medyada 3 gündür taraftarın yaptığı saçmalığa götüyle gülüyor millet. Mehmet Özdilek istifa edecekmiş.:) Kim gelecek ve ne yapacak bu takıma. Geçmiş ne çabuk unutuluyor. Mehmet Hoca'nın geldiği sezonun başlandıcında Hikmet Karaman gelmiş istediği transferler yapılamayınca bu takımdan bir cacık olmaz diyip gitmişti. Şimdi mehmet hocayla gelinen duruma şükredesiye yapılan muameleye bak.
YanıtlaSil