16 Aralık 2012

STSL 16. Hafta | 3 Puandan Vazgeçmek

"Deplasmanda 1 puan iyidir." Hemen hemen her deplasman maçı sonrasında duyabileceğiniz bir cümle... Peki gerçekten de deplasmanda 1 puan iyi midir? Deplasmanda alınan her 1 puanı başarı olarak görmek gerekir mi? Evet, bazı maçlarda iyidir ama 'bazı maçlarda'...

Orduspor maçı bunlardan biri mi? Maç öncesi için konuşursak aslında evet. Maç öncesi istatistiklere göre 7 iç saha maçında 4 galibiyet, 1 beraberlik, 2 mağlubiyet alan bir Orduspor var. Bu 7 maçta 13 gol atmış, 8 gol yemiş. Puansız gönderdiği takımların arasında Eskişehirspor ve Galatasaray var. Bu bilgiler doğrultusunda ben de maçtan önce "Ordu deplasmanda 1 puan iyidir" diyordum. Ancak gelin görün ki maç sonuçlarını istatistikler belirlemiyor. Maçtan önceki beklentileriniz ne olursa olsun sahadaki oyun beklentilerinize en son şeklini veriyor ve benim bugün izlediğim maçta beklentim maç öncesinin aksine 1 puan değil, 3 puandı.


İlk yarı içerisinde hatalarımız oldu ama bu yarının genelinde sahadaki oyunu istediğimiz şekilde kontrol etmeyi başardık. Alan daraltan Orduspor karşısında çok da üretken olamadığımız bir devrede penaltı bize skor üstünlüğünü de getirebilirdi ama Aissati bu fırsatı çok kötü kullandı. Zaten bu penaltıyı Tita'nın kullanmasından yana olardandım. Daha sonra golünü attı gerçi ama onu morallendirmek açısından bu fırsat Tita'ya verilmeliydi.

İlk yarı sona ererken en dikkat çekici nokta Orduspor defansının Antalyaspor hücum oyuncularından oldukça çekinmesiydi. En ufak riskte bile topu taca atarak bu çekincelerini gösterdiler. Dolayısıyla ikinci yarı için Ordusporlu oyuncuların bu çekincesinin üzerine oynamalı, bu durumu kendi lehimize kullanmalıydık.

İkinci yarıda da işler bizim için iyi gidiyordu. 51. dakikada Isaac'in asistinde Tita golü atıyor ve 1-0 öne geçiyorduk. Açıkçası bu dakikadan sonra Orduspor'a çok şans tanımıyordum. Beraberlik için gelecek rakibin arka alanda bırakacağı boşluklarla Diarra'nın dakikaları olacağını düşünürken hiç gereği olmamasına rağmen bir gole razı olup defansa çekildik.

Ordu 64. dakikada golü bulup beraberliği yakalayınca ilk yarıda elimizde olan kontrolü kaybettik. Kalan yarım saat boyunca Murat Duruer'in kendi çabasıyla yarattığı iki pozisyon dışında Orduspor kalesini neredeyse hiç gidemedik. Böylece Diarra'nın dakikaları olmasını beklediğim dakikalar Hakan Arıkan'ın dakikaları oldu.

Hakan Arıkan bugün maçın tartışmasız yıldızıydı. Ben zaten Hakan Arıkan'ın performansını beğeniyorum. 5-3 biten Beşiktaş maçında bile golleri Hakan Arıkan'ın değil savunmanın hatalarından yediğimizi söyleyip onun performasını savunmuştum. Bu maçta da benzer bir durum yaşan.


1-1'in ardından ortaya çıkan görüntü 2. golü atmak isteyen Orduspor ve 3 puandan vazgeçmiş, maç bir an önce bitsin isteyen Antalyaspor'a döndü. Atağa çıkmaya çalışan Orduspor orta sahada top kaptırıyor; rakibi dengesiz halde yakalamışken 4-5 oyuncumuzla birlikte hücum yapmak yerine yan top yaparak zaman öldürdük. 90+'lar oynanıyor, 1-1 sonrası dönemde rakip yarı sahaya nadiren yerleştiğimiz anlardan biri ama ilk pasta top rakibe...

Oysa golü yedikten sonra oyuncu değişikliği ile hücum hattına diri bir isim alabilir, moral üstünlüğünü ele geçiren Orduspor'a karşı dengeyi yeniden kurabilirdik. İlk yarıda defanstaki öyle çekinceli olan Orduspor'a karşı bu psikolojik hamleleri yapmadık. Kupa yorgunluğu deniyor ama biz oynamaktan vazgeçtikçe Ordu kalemize geldi ve Ordu geldikçe cesaretlendi. Neyse ki 2. golü yemeden maç sona erdi.

Öne geçtiğimiz, penaltı kaçırdığımız bir maçtan sonra "neyse"li bu cümleyi kurmak üzüntü verici işte... 1-1 sonrasındaki futbol geçen seneki Antalyaspor'un oynayacağı futbol, bu seneki takımın değil. Geçen seneki takım gol atamadığı için defansa ağırlık veriyordu ama bu seneki takım Avrupa'nın en iyi gol ortalamasına sahip takımlarından... Dolayısıyla biz savunmak için hücum etmeliyken hücum edebileceğimiz pozisyonlarda top çevirmek son derece anlamsız.

Kimi yorumlar "Kazanmaya o kadar alıştık ki deplasmandaki 1 puanı bile beğenmiyoruz" şeklinde... Önemli olan taraftar olarak bizim değil, takımın kazanmaya alışması ve aklının bir kenarında her zaman kazanmak düşüncesinin olması... Sözün özü deplasmanda 1 puan iyidir belki ama oynayabilecekken oynamaktan kaçındığın bir maçta değil...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...