Herkesin katıldığı, maç oynanmamasına rağmen "İyi ki de gitmişiz" dediğimiz bir deplasman oldu Manisa... Tita'nın şutu nasıl direkten döndü yerine konuşulacak, yıllar sonra hatırlanacak o kadar anı kaldı ki hafızalarda birazını yazıya dökerek o anları yaşamayanlara aktarmak görevimiz olsun.
Öncelikle belirtmeliyim ki elimde çok az fotoğraf var. Bu maç için planım kısa film tarzı bir şey yapmaktı; ancak kameramın su altında çalışma özelliği olmadığı için maç biletlerini aldığımız andan itibaren hiç çıkartamadım kamerayı. Yağmur malum. Maç sırası görüntüler de eksik olduğundan ortaya güzel bir iş çıkmayacaktı ondan rafa kaldırdım. Benden fotoğraf bekleyen arkadaşlardan da bu yüzden buradan özür diliyorum.
Maça Grup1966 ile gideceğimiz yolculuktan bir gün önce belli olmuştu. Ancak Şarampol'e giderken dahi aklımızda "Acaba gidebilecek miyiz?" düşüncesi hakimdi. 2 otobüs hazır bekliyordu Ali Baba'nın önünde, daha sonra 6 volt geldi, üstüne bir otobüs daha... 3 otobüs 6 volt çıktık yola. Denizli'yi geçtikten sonra İzmir'e gidilmeyeceği söylendi. Salihli'ye girdik ve değişik deplasman günü başladı bizim için.
Salihli'de öncelikle halk bize çok iyi davrandı. Yaklaşık 200-250 kişilik Antalyasporlu grup ilçenin her yerine dağılmıştı. Öğle saatlerinde "Gool istiyorum" diye bağıran meşhur Manisa Tarzanı abimiz geldi, bizi BAL'da oynanacak olan Salihli maçına çağırdı. Önce kortej halinde gittik stada doğru ama nedense polis bizi stada sokmayacağını söyledi, biz de geri döndük ilçe merkezine. Daha sonra biz 3-5 arkadaş yemek yerken maça gitmiş bizimkiler. Sanırım ilk devre dağınık oturulmuş. İkinci yarı ise kapalı tribüne geçti Antalyaspor tayfası. Maçı Salihli 3-0 kazandı. Çok değişik görüntüler vardı. Hakemin yanlı tutumu bizi bile o kadar sinirlendirdi ki ikinci golden sonra Özgün dönüp "Lan bildiğin gözlerim yaşardı." diyordu, tabii ben de o sırada kollarım sıkılı gool diye bağırıyordum.
Maç sonrasında etrafımızdaki Salihlililer'in iyi dilekleri ile otobüslere bindik. Stadın etrafında bir tur atıp ilçe merkezine dönecektik ancak gördüğümüz manzara bizleri çok şaşırttı. Belki de maça gelenlerin yarıdan fazlası bizim gitmemizi bekliyordu. Çoluk çocuk, erkek kadın el sallıyorlar; iyi dileklerde bulunuyorlardı. Atkı hediye edenler de cabasıydı. Otobüslerin Salihli'den çıkmasına yakın yolda yememiz için köfte ekmekler de geldi, tam oldu. Bu sırada Manisa'daki yağmur ile ilgili bilgiler gelmeye de başlamıştı yavaştan, herkes tedirgindi otobüste.
Manisa girişinde arama noktasında çok yağmur yoktu aslında. Aramaya son giren otobüs olsak da rahat rahat beklemiştik otobüsün önünde. Ancak stada gelip otobüsten indiğimizde ilk meşaleyi yaktığımız an tanıştık yağmur ile. Hengame altında bilet alma telaşı, pankartların kontrolü derken zor attık deplasman tribününe kendimizi. Tellere asamadığımız el emeği pankartları yukarıya astıktan sonra Akhisarlılar ile olan muhabbetler başladı. Önce "Hoşgeldiniz" diye bağırdılar. Daha sonra karşılıklı "Anadolu" diye bağırmaya başladık. Yağmur bu sırada şiddetini artırmaya devam ediyordu. Uzun süre sonra tribüne futbolcuları çağırmaya başladık. Bu sırada hafiften Akhisar tribünü de bizi çağırmaya başladı. Benim duyduğum sloganlar "Yönetim uyuma, Antalya buraya!", "Kapılar açılsın, kardeşlik başlasın!", "Antalya gelmezse, biz gideriz" idi. Sloganlar atılmaya devam ederken en son "biz gideriz"den sonra bizim tribüne doğru yüklenmeye başladı Akhisarlılar. Gerçekten mükemmel görüntülerdi. Biz o tribüne girmesek bile gerekli mesaj alınmıştı Akhisarlılar'dan.
Akhisarlıların yaptığı benim senelerdir başıma gelen belki de en güzel olaylardan bir tanesi... Bir Kocaelispor olsa, Kocaelisporlular olsa bizi evlerine bile davet etseler bu kadar şaşırmazdık. Veya Ankaragüçlüler, Adana Demirliler yapsa... Ancak önceden hiçbir muhabbetimizin olmadığı Akhisarlılar yapınca daha da bir etkili oluyor işte. Teşekkürler Akigolar, Antalya'nın sıcak zamanına gelen rövanş maçında bu sefer denizde ıslanmak için en içten duygularla bekleniyorsunuz.
Maçın başlamasına 5 dakika kala kapılar açıldı. Biz yine pankartlarımızı toparlamakla meşgulken tüm tribün atkıları değişmiş bile. Maçın başlaması ile iki pozisyon oldu. Biri Akhisar, diğeri de Antalyaspor lehine. Bu pozisyonlar bile bu maçın oynanmayacağını gösteriyordu ve 16. dakikada maç iptal edildi. Zaten maçın başlaması hataydı.
Maçtan sonra otobüslere giderken ıslanmamız bile yetti aslında. Dönüş yolunda bir benzinlikte durduk bizimle beraber 7-8 volt daha vardı ki içerideki Antalyasporluların hallerini görmeniz lazımdı. Herkes sırılsıklam. Bir de dönüş yolunda onca yağmura rağmen son hız giden bir Antalyaspor otobüsü vardı ki o şoförün kulağının çekilmesi lazım. Can taşıdğını unutmamalı.
Maç olmasa da gittiğimize bir dakika pişman olmadığımız bir deplasmandı. Salihli, Akhisar gibi ilçelerden bir sürü arkadaş edindik bu deplasmanda, bu yeter bize.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.