Antalyaspor'un şu anki gidişatı herkeste farklı bir heyecana sebep oluyor. Kimisi "Şampiyonluk neden olmasın?" diyor, kimisi "Sağlam 2 transfer ile Avrupa kupası kesin..." diyor, kimisi de -ki benim de dahil olduğum grup- "Bu sene güzel bir yerde bitirelim ligi, adım adım ilerleyelim." hevesinde...
Kendi açımdan neden şampiyonluk düşünmediğimi söyleyeyim. Antalyaspor'un şu anda şampiyonluk yarışı kaldıracak bir takımının, tribün birlikteliğinin olduğunu düşünmüyorum ne yazık ki. Tamam, takım çok gol atıyor ama son 2-3 haftadır Isaac'in isteksizliğini, Diarra'nın beceriksizliğini görüyoruz. Tita'nın hala kendine gelememesi de bunlara etken. Defansın zaafı da ortada... Bunlar varken şampiyonluktan bahsetmek biraz zor.
Tribünlere gelince gruplar birleşti deniyor ama aynı tribüne girmek, kendi içinde kavga etmemek demekse birleşmek; evet, birleşti tribünler. Ancak öyle olmuyor işte o işler. Hala tribünde birbirine sanal ortamlardan sallayanlar var. "Deplasman yapmadan konuşması kolay", "Tribünde elini taşın altına koymadan sallamakla olmuyor", "Takımın varlığından haberdar olmayanlar Antalyasporlu olmuş", "Açık tribünde çekirdek çitlemekle takım desteklenmez" ve benzeri onlarca itham...
Biz daha kendi içimizde birlikteliği sağlayamamışken, tribünde tek ses bağıramazken, camia olamamışken nasıl şampiyonluktan bahsedebiliriz? Eğer önümüzdeki Beşiktaş maçında "Bu kadar adam maça Antalyaspor için gelmiş" inancı olursa içimizde işte o zaman umutlanabiliriz ama "Beşiktaş maçı var gelmişler yine" diye düşünürsek orada durmamız lazım şampiyonluk düşünmeden önce.
"Bursa'nın yaptığını neden biz yapmayalım?" diye düşünenler de olabilir. Bursaspor o sene 22. haftaya kadar iyi gelmişti ancak kimsenin gözünde şampiyonluk kovalayan bir takım değildi. 22. hafta Bursa deplasmanda Fenerbahçe'yi yendi ve herkes acaba demeye başladı. İstanbul medyasının gözü Bursa'ya döndü. Bursa da 12 hafta boyunca güçlü camiasıyla beraber bu psikolojik savaşı kazanmayı bildi. Ancak şimdi daha 9. haftada bizim için başlatıldı "Acaba Bursa'nın yaptığını yaparlar mı?" psikolojik savaşı ve ilk başta bahsettiğimiz tartışmalardan dolayı bu savaşı başlatanlar yavaş yavaş başarılı olmaya başladılar gibi de gözüküyor.
Bir sıkıntı da zirveye oynadığımız şu günlerde antipatik bir topluluk oluşturmamak. Özellikle Anadolu kulüpleri ile oynayacağımız maçlar çok önemli... Kendimden hatırlıyorum Bursa şampiyonluğa doğru giderken taraftarının yaklaşımından dolayı kendisine bir sempati oluşturdu. Kaldı ki Bursa ile olan yılların çekişmesi malum. Ancak Sivas'ın başa oynadığı zamanlarda Sivasspor'a karşı hiçbir duygum olmamasına rağmen taraftarlarından dolayı birden antipati oluşmuş, Sivasspor ile olan maçlarımızda sanki İstanbul takımı ile oynuyormuşcasına bir hırs oluşmuştu. Dolayısıyla iyi olmalı başka takım taraftarları ile olan ilişkilerimiz. Antalya'ya gelen tribünlere salça olmadan takım desteklenmeli, deplasmana gidildi mi de antipatik olunmamalıdır.
Şu anda bizim durumumuza bakarsak en yakın olarak tüm taraftarların olduğu forumlara bakıyorum, bizim maçların tartışılığı tüm maç başlıkları kilitleniyor, her yerde bir tartışma almış başını yürüyor. Eğer şampiyonluğa oynayan bir takım taraftarı olacaksak ona göre hareket etmeli, lider takım taraftarı olgunluğu ile hareket etmeliyiz.
Eğer önümüzdeki Beşiktaş maçında tüm tribün tek ses olursak insanlara "Vay be Antalyaspor taraftarına" dedirtebiliriz işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.