İyisiyle kötüsüyle bir sezon daha geride kaldı. Bu yazı da 2012-2013 sezonun son maç yazısı... Biliyorsunuz son birkaç haftadır maç yazılarında futbol yazmıyoruz. Bunun sebebini bu yazıda biraz daha açalım.
Elimizden geldiğince futbol yazmaya çalıştık ama bu hiçbir şeyi değiştirmedi, her maç aynı hataları izlemeye devam ettik. Üstelik bu hataların sahibi övgülerle göklere çıkarılırken bizler "sahte Antalyasporlu" ilan ediliyorduk. Madem öyle diyerek futbolu bir kenara bıraktık ve maç yazılarında futboldan çok daha iyi bildiğimiz tribün üzerine yazmaya, tribünlerin gündemini aktarmaya başladık. Bu son yazıda da yine bu şekilde devam edelim ve tribün yazalım.
İç saha maçlarında her hafta güçlenerek yükselen istifa sesleri artık hepimizin malumu... Ancak bu istifa olayında şöyle ilginç bir durum yaşanıyordu. Başta kale arkası tribün ile açık tribünün belli bir kısmı olmak üzere tribünler "İstifa" diye bağırdıkça kapalı tribünden de bu tribünlere karşı bir protesto oluyor; kapalı tribün Akıncıoğlu yönetimi ve Mehmet Özdilek'e sahip çıkıyordu.
Malum site önderliğinde gerçekleştirilen operasyon neticesinde kapalı tribündekiler gerçek Antalyasporlu olurken biz ise menfaatleri uğruna Antalyaspor'u kullanılan çıkarcılar oluveriyorduk. Antalyaspor'un başarısızlığı ile seviniyor, başarısında ise kahroluyorduk sözde...
Eskişehir maçında alınacak 3 puan ile Antalyaspor ligi 50 puan ile tamamlayacak ve tarihinin en yüksek puanına ulaşarak rekor kıracaktı. İşte bizler bu başarıyı istemiyor ve kulübün istikrarına göz dikerek bu başarısızlığa engel olmaya çalışıyorduk.
Tüm bu bilgiler ışığında soralım. Böylesine tarihi bir başarının arifesi olan Eskişehir deplasmanı için armanın peşinden gidenler kimdi? Akıncıoğlu ve Mehmet Özdilek'e sahip çıkan kapalı tribündekiler mi, yoksa malum sitenin sahte Antalyasporlu diyerek karalamaya çalıştığı yıllardır "Sadece Antalyaspor" diyen taraftar mı?
Bu soruyu malum site de yanıtlayabilir, malum site tarafından "gerçek Antalyasporlu" olarak lanse edilen ve taraftarın tepkisine tepki gösteren kişilerden herhangi biri de... Fark etmez, serbest. Belki de bizim aklımız yetmiyordur bu sorunun mantıklı bir yanıtını bulmaya ama sizce de ilginç değil mi? Antalyaspor'un başarısını isteyenler "tarihi bir başarı" için bile Eskişehir'de takımın yanında yer almazken Antalyaspor'un başarısızlığı isteyenler Eskişehir'e gidiyor armanın peşinden... Diğer her deplasmanda olduğu gibi...
Öncelikle dönüş yolunda olan renktaşlarımıza hayırlı yolculuklar diliyoruz ve sezonun bu son maç yazısını daha sezon başlamadan önce yazdığımız "2012-2013 Sezonu Başlarken" başlıklı yazıdan bir bölümle bitiriyoruz:
"Yönetim taraftarının bu duruşuna saygı gösterip gerekli adımları atana kadar yönetimle bu konu üzerindeki mücadelemiz devam edecek. Yalnız yönetimle aramızdaki gerilimden bahsederken şunu da belirtmek gerekir. Bu gerilim sadece yönetim ile taraftar arasındadır; Antalyaspor taraftarları olarak takımımızın her türlü yanındayız. Belki bu sezon iç saha maçlarında statta yanlarında olamayacağız ama deplasmanlar hala bizim... Ve her sezon olduğu gibi onların sevinci sevincimiz, üzüntüsü de üzüntümüz olmaya devam edecek."
Not: İlk fotoğraf Tribün Günlüğü'nün Facebook sayfasından alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.