1970 yapımı bir film vardır All That Jazz diye. Ona ithafen değildir bu. Bu başlık Catherine Zeta Jones'un Chicago filminde seslendirdiği şarkı için.
Lise yıllarının en ortasındayız. Bir yandan tribün kovalıyoruz. Bitmek bilmeyen deplasman yollarında şişenin dibini görmeden bırakmıyoruz köpek öldüreni.
Bir yandan da müzik ile ilgileniyoruz kendi çapımızda. Bulduğumuz her etkinlikte çıkıp çalmaya çalışıyoruz. Çılgın metalciyiz, Manowar'ın geçen senelerde merhum olan davulcusu Scot Colombus yerine Slayer'ın davulcusu Dave Lombardo olsa Manowar'ın önüne geçilemez diye tartışıyoruz hala tenefüslerde. Ha bir de Dream Theater realitesi vardı ki hepsi gerçek bir virtüöz.
Yavaş yavaş farklı sesler dinlemek istiyor kulağımız. Yavaş yavaş blues ve caza kaymaya başlıyoruz. Tabii ki serbest caz falan dinleyemiyoruz. İşin esası fusion'ı çok seviyoruz. Hala 'distortion'dan hoşlanıyoruz. Ondan fusion biçilmiş kaftan bizim için. Frank Sinatra, Louis Armstrong, Ray Charles derken hafiften ısınma turlarındayız caz için.
Stüdyoya giriyoruz, caz müzik için ceez diye geyiğimizi çeviriyoruz. "Caz" diyenlere "Yuh cahil caz dedi ya" diye takılıyoruz arkadaşlarımızla. Geyiğin kralı dönüyor yani aramızda. Rutubetten yıkılacağından korktuğumuz stüdyolarda kendimizce "cez" yaparken lüks salonlarda çalıyormuşçasına triplere giriyoruz.
O zamanlarda çok kullandığım yemeksepeti'nden Chicago filmi hediye geldi işte. Taktık CD'yi izleyeceğim filmi, Catherine Hanım o kadar güzel "ol det ceez" diyordu ki elit fenomenimiz kendisi oluyordu. Hepimizin hayallerini süslüyordu onun arkasında çalmak.
Hep elit kalın, cez dinleyin. Cez güzeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.