Mükemmel!
Matematikteki ortak çarpan parentezi gibi bir uygulama olsa bu yazının ortak çarpanı mükemmel olurdu. Bir gün önceki yağmurlu, rüzgarlı havaya inat bir bahar sabahına uyandık cennet şehirde. Sabah uyanır, uyanmaz içim içime sığmıyordu ki, maça gideceğimiz arkadaşlar da o durumda olduklarından hemen buluşuldu.
Maç öncesi yazısını tam yazamadım gerçi ama çok umutluydum bu maçtan. Uzun zamandır hissetmediğim bir güven vardı. Ancak en son böyle hissettiğimde hiç beklemediğimiz bir yenilgi almıştık, bu yüzden yine korkuyordum açıkcası...
Maçtan önce havanın da verdiği ayrı bir mutlulukla Mardan'ın yolunu tuttuk. Trabzon maçı için olağan bir kalabalık vardı bilet fiyatlarının pahalılığına rağmen. Ancak tribüne girenlerin çoğunun kombineli olması mutlu ediyor artık bizi. Biraz da zorlama ile oturmaya başladı şehirde kombine bilinci. Hele stat şehir içinde olsa neler olacak kim bilir.
İstiklâl Marşı okunurken girdim stada. Tam üst kata çıkarken 07 Gençlik Burak Yılmaz'ı tribüne çağırıyordu. Bu hareket beni çok şaşırttı. Çünkü benim kinim hala devam ediyor Burak'a, ancak sanırım bu çağırış işe yaradı Burak hiç bir varlık gösteremedi maç boyunca. Gerçi Trabzonspor da Burak'tan farksız değildi.
Galatasaray maçında Antalyaspor hakkında yazamadım. O maçta da çok beğenmiştim takımı, dün çıplak gözle izleyince yine hayran kaldım. Takım istediği zaman o kadar güzel futbol oynuyor ki gerçekten heyecandan yerime oturamıyorum. Bu maçta da bazı bazı oluşturdukları pas trafiğinde Trabzonsporlu futbolcuların resmen başı döndü. Tribün jargonu ile şiir gibi futbol oynuyorduk resmen.
Bunda Mehmet Özdilek'in büyük katkısı var. 3 gün önce zorlu Galatasaray deplasmanına çıkan 11 ile Trabzonspor karşısına çıkan 11 içerisinde 5 farklı oyuncu var. Yani takımın yarısı farklı ve bu takım en büyük gol silahı Necati'yi göndermiş. Bu şekilde oturup düşündüğünüz zaman iki maçta da rakiplerinden üstün performans sergileyen bu takımı alkışlamak boynumuzun borcudur.
Yine böyle bir pas organizasyonunda geldi zaten gol. Özellikle son 3 haftanın en iyi isimlerinden Mehmet Eren öyle bir noktaya yolladı ki topu, benim ve çoğu futbolseverin Türkiye'de en iyi kaleci dediği Tolga topa yetişemedi. Trabzon'un golü geldiğinde, bir an korkmadım değil yine mi öne geçtikten sonra puan kaptıracağız diye ama çocuklar o kadar güzel top oynuyorlardı ki hep "Yok abi çeviririz biz bu maçı" diyorduk.
Bu maçta Antalyaspor'daki en büyük değişiklik attığımız şut sayısı idi. Sürekli bundan şikayetçiydik. Şut atmadan gol olmaz, şut atmalıyız diye... Ancak bu maçta özellikle Mehmet Eren ile Emrah fırsat buldukça şut çektiler. Kerem zamanında attığı gibi şut denemelerinde bulundu. Tribünde kimse şut çeken futbolcuya kızmaz, kızamaz. Her şuttan sonra da alkış koptu zaten tribünden.
Yeni transferlerden Jaba da sırıtmadı maçta. Fizik olarak tam hazır olmadığını görsek de özellikle ilk yarı her topta vardı. Yere düştüğünde bile topu kaybetmemek için çok çaba sarf etti. Fiziksel açıdan da hazır hale geldiğinde Tita ile çok canlar yakacaklar.
Emrah; bambaşka olma yolunda hızla devam.
Mehmet Eren; zamanında çok kızdık sana tribünden, bizi utandırmaya devam.
Ömer; her zaman hatalı çıkışların ile eleştirdik seni ama bu maç mükemmeldin.
Minev; sen bu takıma çok yakıştın.
Doğa; hareketliliği, topa sahip oluşu, takıma katkısı muazzam.
Ali Turan ve Ali Tandoğan; siz bu takımın vazgeçilmezi oldunuz.
Tita; büyük adamsın be sen. Çok seviyoruz seni.
HEP BÖYLE OYNAYIN CANIMIZI İSTEYİN..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.