26 Aralık 2011

Akıncıoğlu'na Sorular

Akıncıoğlu son açıklamasıyla şaşırtmaya devam ediyor. Anlaşılan o ki Akıncıoğlu şike hakkında ne zaman bir açıklama yapsa biz de hemen ardından bir eleştiri yazısı yazmak zorunda kalacağız.

Akıncıoğlu'nun son açıklamasında diyor ki “Federasyonda kurumsallaşmanın ve profesyonelliğin önemine ısrarla vurgu yapan Sayın Aydınlar'ın ortaya koyduğu performansın özellikle iş kulüplere geldiğinde bu söylemle tam manasıyla ters düştüğünü üzüntüyle gözlemliyoruz.”

Antalyaspor Kulübü Başkanı olarak bugüne kadar yaptıkları sayesinde Akıncıoğlu'nun kurumsallaşmaya ve profesyonelliğe verdiği önemi çok iyi biliyoruz. Ancak eminim Akıncıoğlu da biliyordur ki bu iki kavramı ayakta tutan temel kavram kurallardır. Bir kuralı doğrudan uygulamak yerine onu çeşitli sebeplerden ona buna uydurarark uygulamaya başladığınızda ortada ne kurumsallık kalır, ne de profesyonellik... Bu açıdan federasyonun kurallar doğrultusunda net bir tavır almasından daha doğal bir şey olabilir mi?

Akıncıoğlu açıklamasının devamında 58. madde ile ilgili Aydınlar'ın “Ben burada olduğum sürece virgülüne dokundurmam.” sözlerine yönelik şöyle diyor: “Profesyonel kulüp faaliyetlerinin sosyal, idari ve özellikle maddi boyutları çok önemli, bir o kadar da hassastır. Sayın Aydınlar'ın bu olumsuz süreçte uzlaşmacı ve bütünleştirici bir diyalog yaratmasını istiyoruz.”

Akıncıoğlu'nun bu diyalog çağrısı bence anlamsız... Sonuçta kurallar ortada, bu diyalog ortamında ne tartışılacak? Şikenin yapılıp yapılmadığına karar verecek olan Kulüpler Birliği değil, hukuk olduğuna göre böyle bir diyalog ortamında eğer 58. maddenin ağır bir yaptırım olup olmadığı tartışılacaksa bu madde bugün mü ortaya çıktı? Bu olaylar ortaya çıkmadan önce veya o madde konulurken bu kulüpler değil de başka başka kulüpler mi vardı Türk futbolunda? O zaman niye ses çıkartılmadı? Bu işin ucu bir İstanbul takımına dokunmamış olsaydı bu maddeyi bugün tartışır olur muyduk, yoksa kurbanımızın ipini çoktan çekmiş mi olurduk?

İşte tam bu noktada işin sosyal, idari ve özellikle maddi boyutlarına vurgu yaparak bu olay hakkında çok boyutlu düşünülmesi gerektiğini belirtiyor Akıncıoğlu... Pek çok kişinin yapmaya çalıştığı gibi... Tamam; ben de bu şike olaylarını çok boyutlu düşünüyorum ama sadece şikeye verilecek yaptırım kısmında değil, şikenin yapıldığı kısımda da çok boyutlu düşünüyorum. Şike nedir? Kabaca bir kulübün diğer kulüplerin hakkını gasp etmesi... Profesyonel kulüp faaliyetlerinin sosyal, idari ve özellikle maddi boyutları çok önemli, bir o kadar da hassas olduğuna göre şike yapan kulüpler benim sosyal, idari ve özellikle de maddi haklarımı da gasp etmiş oluyor. Ne dersiniz, yanlış mıyım sayın Akıncıoğlu?


Akıncıoğlu'nun açıklamasının son kısmı ise açıkçası biraz kafamı karıştırdı. Akıncıoğlu diyor ki: "Bu işin hem iç disiplin, hem de UEFA boyutu var. Biz alacağımız kararlarla Türk futbolunu milli takımlar dahil 3 sene 5 sene uluslararası alanda yok sayacak sonuçların doğmasına neden olursak bu biraz 'körler sağırlar birbirini ağırlar' gibi bir durum olur ve Türk futbolu beklenenden daha büyük bir darbe alır."

Akıncıoğlu'nun küme düşmenin kaldırmasından yana bir tavrı olduğunu biliyoruz. Ancak bu açıklamasından benim anladığım şu: Biz yapamaz da UEFA yaparsa Türk futbolu olarak çok daha büyük bedeller öderiz. Eğer bunu kastediyorsa bu konuda Akıncıoğlu ile hemfikiriz demektir ama bu seferde hem böyle düşünüp hem de yukarıdaki diğer açıklamaları yapmasını anlayamam.

Bunlar Akıncıoğlu'nun bugünkü açıklamasıyla ile ilgili sorularımdı. Bir de daha genel düşünelim ve daha basit sorular soralım.

Bu kulüp için en fazla emek harcayanlardan biri Hasan Akıncıoğlu'nun kendisi iken onca emeği boşuna mıydı? Harcadığı zaman, girdiği stres, yaşadığı sevinç... Bunlar hep boşuna mıydı?

Antalyaspor, adı şike olaylarına karışmayan iki Süper Lig ekibinden biri... Madem suçlu  suçunun gerektirdiği cezayı çekmeyecek Antalyaspor adının tertemiz kalması için yapılanlar boşuna mıydı?


Mardan çilesini anlatan fotolardan sadece biri... Her hafta birçok renktaşımız benzer çileler çekerek Mardan'a ulaşmaya çalışıyor. Madem futbol masa başında oynanan bir oyun, stada ulaşmak için çekilen bu çileler boşuna mı?

Sadece Antalya, sadece Süper Lig de değil Türkiye'nin dört bir yanında yüzlerce maç oynanıyor her hafta... Yüzlerce takım ve bu takımlara gönül vermiş milyonlarca insanın her hafta yaşadığı 90 dakikalık heyecan... Hep boşuna mı?




* Son fotoğraf Facebook'taki 07 Gençlik sayfasından alınmıştır.
 

1 yorum:

  1. resmin altındaki yorum süper olmus bende benzer sıkıntıyı Olimpiyatta bir sezon çektim renk aşkına demekki kendimizi kandırıyormusuz yolunuz açık olsun doğru olmak en güzeli.

    YanıtlaSil

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...