Antalyaspor'u en son hangi karşılaşmada sahada gördüm onu bile hatırlamıyorum. 7 Temmuz'da en son Antalyasporlularla varyantta buluşup özlem gidermiştik ama o armayı sahada görmek lazımdı esas.
Geçen sene de Antalyaspor Davraz'da kamp yapıyorken Antalya'dan gelen OCAS sayesinde gidip yerinde izlemiştim Antalyaspor'u. Bu sene de Isparta'ya gelen Şükrü (Dido), Barış, Sarı Emre, İsmail ve Haydar'a teşekkürlerimi yineliyorum. Davraz'da bizden başka tribünün eskilerinden İsmail ve Hasan Abiler de vardı. Maçın başlamasına doğru Can Atlı yeni yönetim kurulu üyesi Aziz Çetin ile geldi Davraz'a.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Isparta'da forma ile gezen 6 kişiyi gören herkesin sohbete katılması ile Antalyaspor'u takip ettiklerini anladık. Hatta iki üç kişi "Trabzonspor merkezde oynadı, Antalyaspor da oynasa izlesek." bile dediler. Hatta bize meşale bulmamız konusunda bile çok fazla yardımcı olanlar oldu. Araba ile geçerken bile bize el sallayanlardan belli Ispartalıların Antalyaspor'a yakınlığı... Antalyaspor maçlarını merkezde oynamalı, futbol okulunun bulunduğu Isparta'dan daha fazla sempatizan toplamalı.
Antalyaspor'daki en büyük değişim takımın taraftara yaklaşımı olmuş. Geçe sene de Davraz'da idik. O günkü yazıda tam bir paragrafı takım ile taraftarın kopukluğundan bahsetmiştik. Dolayısıyla hepimizin dikkatini çeken öncelikli olarak bu değişim oldu.
Zaten az sonra önceki yılların acısını çıkartırcasına fotoğrafların hepsini yükleyeceğim; ancak olanlar hakkında kısa da bir özet geçmek istiyorum. Önce Samet Aybaba'yı gördük maçtan önce. Hemen seyirttik yanına. Önceki sene Burak ile sadece ikimiz gitmiştik Özilek'in yanına, bu sene 7-8 kişi vardı Aybaba'nın yanında. Özdilek "Hadi arkadaşlar hemen gitmem lazım." demişti; Samet Aybaba hepimizin elini tek tek sıktı, hepimize hoş geldiniz diyerek fotoğraf isteğimizi kırmadı. Fotoğraf çekinirken atkıyı uzattım, "Hocam hasret kaldık atkımızı takan hocaya..." dedim, "Niye, Özdilek takmaz mıydı?" derken atkıyı boynuna atmıştı bile...
Daha sonra İbrahim Dağaşan geldi. İbrahim'in taraftarla arası zaten hep iyi olmuştur. Onunla da biraz sohbet ettik, o da geldiğimiz için çok sevinçli olduğunu ve şehrin bu seneki heyecanını takım olarak kendilerinin de hissettiklerinden bahsetti. Daha sonra hepimize iyi yolculuklar dileyip sahaya doğru yol aldı.
Bu sırada takımlar sahaya çıkmış maç başlamak üzereydi. İlk devre biz yedek ağırlıklı, Mersin İdman Yurdu ise ideal kadrosuna yakındı. İlk 20 dakika atak olan taraf onlardı. Ancak bu bizim için iyi oldu aslında. Bu sayede Lokman'ın, Onur'un, Serkan'ın performansını yakından izleme şansı bulduk. Ben üçünü de çok beğendim. Lokman'ı zaten Samsunspor'da takip ediyordum; ancak takım içindeki uyumu, topa basışı, hatta sol bekte oynamasına rağmen topu bazı bazı oyuna sokması oldukça başarılı idi. Yani deseler ki bana "Bu kampta en çok kim aklında kaldı?" diye, net olarak Lokman derim. Bakalım Ergün Teber ile forma yarışını kim kazanacak sezon başladığında. Onur Tuncer de Mersin İY'nin siyahi futbolcuları karşısında sırıtmadı. Her topa bastı, çaldığı topları olumlu kullandı, kademeleri iyi yaptı. Olumlu bir görüntü çizdi. Emrah sağ açık oynadı, Murat Duruer sol açık... Ancak ikisi de vasattı diyebilirim. Emrah güzel bir gol attı; ancak ofsayt nedeniyle verilmedi o gol de.
İkinci devre as kadroya yakın bir kadro ile çıktık sahaya bu sefer. Ancak söyleyebilirim ki as kadro neredeyse geçen seneye yakın bir performans gösterdi. Atak bir Antalyaspor vardı ikinci devrede. Aissati ile Tita çok istekli idi, iyi de işler çıkardılar. Isaac ile Diarra yine vasattı. Kalede Fornezzi vardı; ancak pek top gelmedi ona. İkinci devre sol bekten stopere geçen Lokman'ı da genelde atakta olduğumuzdan dolayı takip edemedik; ancak belli ki kornerlerde ceza sahası içerisinde olacak. Sürpriz goller izleyebiliriz kendisinden. Sonuç olarak maç Janda'nın golü ile 1-0 üstünlüğümüz ile sona erdi.
En başta da dediğim gibi bugünün en büyük özelliği bizim takımda gördüğümüz değişiklikti. Örneğin Uğur geliyor arkasında 3-5 futbolcu ile beraber. Uğur'u çağırıyoruz, Şükrü'ye önceden sözünü verdiği formayı veriyor. Fotoğraf çekinmek istiyoruz; arkadan gelen Isaac, Diarra ve diğerlerini kendisi çağırıyor "Gelin fotoğraf çekineceğiz." diye; hep beraber fotoğraf çekiniyoruz. Serkan ile sohbet ediyoruz, "Çok memnun ettiniz bizi. Bu sene hep beraber başarılı olacağız." diyor. Lokman geliyor, onu ne kadar beğendiğimizden bahsediyoruz, "Allah razı olsun." deyip o da memnuniyetini dile getiriyor. Emrah'ı çağırıyoruz, "Tabii ki..." diye koşarak gelip bizimle fotoğraf çekiniyor.
En son hocalar, genel menajerler, masörler minyatür kale maç yapıyorlardı. Onları izledik. Dostluk orada bile şahane. Onları Tita izliyordu. En son fotoğraf çekinmediğimiz o kalmıştı. Tita da maçı bırakıp yanımıza doğru gelirken fotoğraf çektirecek kimse kalmadı etrafımızda. Görevlilerden rica ettik ama gereksiz bir sertlikle fotoğraf çekmelerinin yasak olduğunu söylediler. Biz de söylendik hali ile; ancak Tita biraz sinirli bir şekilde personele bir şeyler söyledi ve böylece personel fotoğrafımızı çekti. Tita bambaşka bir adam; onu çok seviyoruz çok...
Maç yapmaya devam eden hocaların yanına tekrar gittik ve hepsine başarılar diledik. Başta Samet Aybaba ve genel menajer Servet Çavuşoğlu maçı bırakıp tribüne dönerek teşekkür ettiler ve iyi yolculuklar dilediler. Aslında bu bile yeterdi bizim mutlu olmamıza.
Bu Davraz ziyareti çok iyi oldu. Rakımın bu hali bizi çok memnun etti. Sonunda yıllardır söylediğimiz takım, taraftar bütünleşmesi olmuş gibi... Bu arada takım 7 Temmuz'da yaptıklarımızdan haberdar, herkesten bol bol selam götürdük takıma. Bütün olmuş bir Antalyaspor karşısında hiçbir güç duramaz, güzel günler yakın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.