19 Kasım 2011

Olmadı Akıncıoğlu

Akıncıoğlu son açıklamasında geçtiğimiz nisan ayında yürürlüğe giren 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un tam olarak uygulanmadığından yakınmış ve gereken cezaların bir an önce verilmesini istemiş. Hatta daha da ileri giderek bu yasa kapsamında verilen hapis cezalarının para cezasına çevrilmemesi gerektiği şeklinde bir de talepte bulunmuş.

Bu yasa  ile ilgili sıkıntıları ve Antalyaspor yönetiminin bu konudaki yaklaşımını Özgün sezon başında yapılan bilgilendirme toplantısının ardından 6222 Sayılı Yasayla Yeni Sezon başlıklı yazısında yazmıştı. Yönetim o toplantıda taraftarın yanında olmayacağının sinyallerini vermişti ama başkanın bu son açıklamasıyla bizlere şimdi kelimenin tam anlamıyla "Ne haliniz varsa görün!" denmiştir.


Akıncıoğlu açıklamasının bir bölümünde "Şiddet ve kötü tezahürata yol açan kişiler de tıpkı şike ve şikeye teşebbüs edenler gibi hapis cezası almalı, bu cezalar da para cezasına çevrilmemeli." demiş. Ancak bu açıklamasında Akıncıoğlu kendisiyle çelişiyor. Çünkü şikeye teşebbüs eden kulüplere küme düşürme cezası öngören Disiplin Talimatı'nın 58. maddesinin değişmesi için toplanan imza listesinin en başında kendi ismi var. Yani şike yapanı affedelim, küfür eden beter olsun. Daha açık bir ifadeyle şike olaylarına adı karışmayan 2 Süper Lig camiasından biri olan Antalyaspor'un hakkını yiyenler cezasını hapis ödeyerek çekmesin ama kendi takımının taraftarı bir küfür etti mi gitsin hapiste yatsın. Başkanın son yaptıklarından çıkan sonuç bu...

Kaldı ki başkan daha önce şike konusunda "Kurallar uygulansın." diyordu ama nedense şu an fikrini değiştirmiş gözüküyor. Başkanın gönlü bir insanın hapse girmesine bu kadar kolay razı olurken şike gibi bir suçun cezasını düşürmek için neden bu kadar uğraşıyor? Şike emek hırsızlığı değil midir? Emek hırsızlığı bir küfürden daha mı az suç? Ki Antalyaspor için en fazla emek harcayanlardan biri olarak bu emek hırsızlığında yarın öbür gün kendisinin de emekleri hiçe sayılmış olacak belki de. 

Akıncıoğlu'nun açıklamasının bu kısmı ile ilgili önemli bir diğer nokta ise kendisinin de dediği gibi bu yasanın tam olarak uygulamasını henüz görmedik. Bilindiği üzere bu yasa ile ilgili akıllardaki en büyük soru işaretlerinden biri de keyfi cezalandırmaları nasıl engelleyeceği... Yani bir yetkili arasının kötü olduğu bir kişiyi rahatça jandarmaya aldırtabilir veya bu gibi pek çok örnek sıralanabilir. Peki, bu yasanın pratikte artıları-eksileri nelerdir görmeden böyle ağır yaptırımların uygulanması hevesinde olmak ne kadar doğru olur?

Taraftar şehrin 35 km uzağındaki stada kombinesini alsın, lisanslı ürününü giysin; ancak maça gelmesin. Benim başımı da boşuna ağrıtmasın. Söylenen bir parça da budur aslında.

Akıncıoğlu'nun maddi konularda başarısını her zaman yazıyorum. Yazmaya da devam edeceğim. Ancak şu son açıklama beni gerçekten üzdü. Evet, takımın bir yerlere gelmesini, başarılı olmasını istiyor; ancak taraftar olmazsa bu takım kimin için başarılı olacak? Yönetim davetiyesi ile maça gelen onlarca kişi için mi?

Olmadı Akıncıoğlu, taraftarını bir kalemde silmek sana yakışmadı.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...