12 Kasım 2011

Rıdvan Dilmen İkiyüzlülüğü

Almanya'nın da katkısıyla gruptan çıkmayı başaran milli takım için Euro2012 yolunda artık tek engel play-off'taki rakibimiz Hırvatistan... Ve işte Euro2012'ye gidip gidemeyeceğizi belirleyecek son 180 dakikanın ilk 90 dakikalık kısmı başlıyor ama o da ne? Dk. 2, Hırvatistan 1-0 önde... Sonrasını da uzun uzun anlatmayayım. Bizim için 88 dakikalık bir işkence desem yeterli olacaktır. Hırvatlar kendi sahamızda adeta şov yapıyor ve maçı 3-0 kaybederek Euro 2012'yi mucizelere bırakıyoruz.


Ancak bu maçta Hırvatlardan başka şov yapan bir de Türk var. O da Rıdvan Dilmen... Maçın son dakikalarında kaleci Volkan ile kale arkasındaki taraftarlar arasındaki sürtüşmeyi kendisine fırsat biliyor, olayı Fenerbahçe-Galatasaray kavgasına dönüştürüyor ve yapıyor şovunu: “Milli takım yahu bu. Böyle bir şey olur mu?”

Bakalım olur mu?

Böyle bir maçta böyle bir oyunla (futbol demiyorum bile) tepki alması doğaldır. Bu tepki sahadakinin milli takım olması değiştirmez. Hatta sahadakinin milli takım olması bu tepkiyi daha da haklılaştırır. Sonuçta bunlar bu ülkenin sözde en iyi isimleri değil mi? Kulüp takımlarında iyise bu adamlar milli takım forması ile çok daha iyi oynamak zorunda... Şimdi kim diyebilir “Bizimkiler mücadele etti ama olmadı işte.” diye? Sen değil misin “Biz bu değiliz.” diye maç boyunca onlarca kez söylenen? Ha oynamıyorsa da taraftarın bunu sesssizce izlemesi mi revadır?

Bir ara “Oyuncular çok demoralize oldu.” gibilerinden bir şeyler diyordu Rıdvan. Şimdi sorarım. O statta demoralize olmaya hakkı olan milyon dolarlar alan furbolcuların mıdır, yoksa cebinden para ödeyip o maça keyifli bir akşam geçirmek için gelen taraftarın mdır? Belki de o taraftar ülkemizin son günlerde şehit haberleri, depremler derken acıyla dolan gündemi arasında kendisine küçücük bir mutluluk yaratacak savaşçılar izlemek için geldiği statta bir ruhsuzlar ordusu geziyor sahada... Sen değil misin “Coşku, coşku” diye söylenip duran? Sahadaki futbolcular bilmiyor mu bu maçın Türkiye için böyle bir anlamının da olduğunu?

Tüm bunlar işin olur mu olmaz mısına benim verdiğim yanıtlar... Bu görüşlerime katılan olur, katılmayan olur. Ancak o noktada da söylemem gereken şu olur: Dünkü maçta yaşananların Volkan'ın Fenerbahçeli olması ile alakası yoktu.

Sahada o kadar Fenerbahçeli oyuncu varken neden bir tek Volkan tepki gördü? Kötü giden bir maçta eğer diğerlerinden daha fazla çaba göstermemişse yüklenilen ilk isim hep kalecilerdir. Çünkü sürekli o tribünün önündedir. Zaten bu durum dışında da gollerdeki hatalarıyla Volkan maçın en kötü isimlerinden biriydi. Yani ilk tepki görenlerden olması garip değil. Olay bu sebeplerden dolayı Volkan ile başladı. Volkan'ın da kendini kaybedip tribünle küfürleşmesi ile de çığrından çıktı.

Profesyonel olan isimler bu gibi tepkilerle başa çıkmasını da bilirler. Eminim yıllardır hem Fenerbahçe hem de milli takım kalesinde görev alan Volkan da biliyor. Siz sanıyor musunuz ki normal bir lig maçında kaleci rakip tarafarın önüne geldiğinde daha az uğraşılıyor? Kesinlikle hayır. Peki Volkan niye bu maçta böyle patladı? Bana kalırsa maç sonrasındaki eleştirilerin yönünü bir parça değiştirmek için mazluma oynamış olabilir.

Olay Fenerbahçe-Galatasaray kavgasına döndükten sonra Fenerbahçeliler Volkan'ı savunmaya, Galatasaraylılar Volkan'a yüklenmeye başladı. Oysa ki olay Fenerbahçe-Galatasaraydan kavgasından önce futbolcu-taraftar kavgasıdır, git gide daha çok tartışmaya başladığımız oyuncu şımarıklığıdır. Volkan Demirel'in kendi taraftarına küfür ettiği günleri  Fenerbahçeliler benden daha iyi hatırlayacaktır.


Konu daha çok dağılmadan dönelim Rıdvan'a...

Maçta ilk tepki gören isim Volkan değil, neredeyse 2. yarı boyunca Guus Hiddink'e bağırmadı mı tribünler? E o zaman niye “Yapmayın milli takım bu. Maçtan sonra konuşulur bunlar. Şimdi iyice moral bozmaya gerek yok.” demedin? Sonuçta iyi veya kötü milli takımın bir parçası, milli takımın teknik direktörü değil mi bu adam?

Aslında var ya bu kadar şey yazdım ama hiçbirine gerek yoktu. Bu ikiyüzlülüğü daha net gösterebilmek için şöyle bir geçmişe gidelim bakalım. Geçmiş dediysem öyle çok geriye değil, bir ay öncesine gidelim.

Tarih 7 Ekim 2011... Yer TT Arena...

Euro2012 eleme grubumuzda ikincilik için oldukça önemli olan Almanya maçını 3-1 kaybederken maçın sonlarına doğru ilginç bir olay yaşanıyordu. Buyrun hatırlayalım o olayı.


“Daha bir ay önce milli takım demeden canlı yayını terk eden Rıdvan'ın canı bu defa milli takım savunuculuğu oynamak istedi.” desem her şeyi anlatmış olurdum sanırım.

Eee Rıdvan Dilmen sen ki o maçta tek bir hareketinle tüm bir takıma bir taraftarın yapabileceğinden çok daha büyük ayıbı yapmış adamsın, bugün ne oldu da milli takım sevdası aklına dank etti? Almanya Hırvatistan'dan daha kolay bir rakip mi? Almanya maçındaki futbol dünkünden daha mı kötüydü?

Neyse zaten bunları düşündüğünü sanmıyorum şu an. Sen yine yaptın ya şovunu, kafan rahat.

2 yorum:

  1. afferim iyi düşünmüşsün, ama olmamış, otur sıfır!

    YanıtlaSil
  2. Dün Kulaklıgı Çıkarmış Olması Hep Aynı Şeyi Yapacak Anlamına Gelmemeli.Almanya Maçının Telafisi Bir Şekilde Olabilirdi Ama Bu Maç Telafisi Olmayan Bir Maçtı.Zaten Sonuçta Her Şeyi Belli Ediyor. Aslında Rıdvan'ın Ne Yaptığının Pek Bi Önemi Yok.O Çemberin Dışında Sadece Yorum Yapmakla Görevli.İyi Yada Kötü Konuşur Vs. Ama Bu Ülkenin Sözde En İyi Futbolcularının Böyle Davranmaya Hakkı Yoktu.Volkan Emre Sabri Hakan Balta Artık Bu Milli Formayı Bırakmalılar.Hatta Sözde Yıldız Arda Bile Hak Etmediği Sürece Milli Takıma Çağrılmamalı.Unutmayınki O Formayı Ölümüne Giyecek Gençlerle Dolu Bu Ülke.Hakkını Vermeyecekseniz Çekilin Gençlerin Önünden.

    YanıtlaSil

Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...