30 Eylül 2013

ZTK 2. Tur | Körfez FK

Yine geciken bir maç yazısı oldu, bu sebepten dolayı öncelikle affola. Ancak ne Küheylan'ın ne de benim maçı takip etme fırsatımız olmadı. Bu yüzden zaten yazabileceğimiz şeyler özette izleyebildiklerimizle sınırlı olacak.

Net olarak şunu söyleyebiliriz ki ligde kötü gittiğimiz bir dönemde kupada da böyle zorlanmamız hiç iç açıcı bir görüntü değil. 1-0 geriye düştüğümüz karşılaşmada Emre Torun sayesinde direkten döndük. Oyuna 75. dakikada giren Emre önce attığı golle maçı önce uzatmalara taşıyan isim oldu, ardından uzatmalarda penaltı pozisyonu öncesindeki güzel pası ile bu 2-1'lik galibiyetin mimarı... Bu maçta gösterdiği bu performansıyla en büyük alkışı da o hak ediyor.

Yeni sezonun ilk 5 resmi maçında galibiyet yüzü görememiştik. Bu galibiyet öyle ya da böyle yeni sezonun ilk galibiyeti oldu bizim için. Dileğimiz devamının gelmesi...

 
------------------------------------------------------

Stat: Alparslan Türkeş

Hakemler: Erbay Aldemir, Kamil Çetin, Ulaş Aksoy

Körfez Futbol Kulübü: Erhan, Anıl, Bilal, Uğur Erdoğan, Erman (Dk. 72 Yunus), Ferit, Gökhan Aydıngül, Mülayim (Dk. 82 Metin), Mehmet (Dk. 66 Uğur Yanıkdemir) Gökhan Meral, Ulaç
Antalyaspor: Polat, Vederson, Zeki (Dk. 57 Emrah), Serkan Balcı, Uğur İnceman (Dk. 75 Emre), Tita, Murat, Milan Baros, Ferdinand (Dk. 46 Fehmi), İbrahim, Mehmet

Goller: Dk. 53 Mehmet (Körfez Futbol Kulübü), Dk. 83 Emre, Dk. 94 Tita (P) (Antalyaspor)

Sarı kartlar: Dk. 76 Mülayim, Dk. 88 Bülent, Dk. 89 Anıl, Dk.120 Uğur Yanıkdemir (Körfez Futbol Kulübü), Dk. 44 Ferdinand, Dk. 50 Milan Baros, Dk. 58 İbrahim, Dk. 102 Mehmet, Dk.116 Polat (Antalyaspor)




 

24 Eylül 2013

STSL 5. Hafta Eskişehirspor (D) | Sahada Mağlup Tribünde Galip

Maça dair pek birşey bilmiyorum, ben size tribünden bahsedeyim. 

Isparta'dan yola çıkıp Keçiborlu'da Antalya'dan gelen volta bindiğim anda farklı bir deplasman olacağını tahmin etmiştim zaten. Arabanın tamamı Antalya'daki maçlarda beraber olduğumuz abi ve kardeşlerimdi. Hepsinin kafalar olmuştu ki "abi ayıp oluyor" derken uzattı zaten şişeyi Ersan Abi sana da ayırdık J&B diye... Bu nasıl deplasman arabası lan?
Zeki Abi'nin olduğu arabada ilk defa deplasman yaptım. Bundan sonra onun olmadığı arabada nasıl deplasman olur bilmiyorum. Antalyaspor Tribünü içinde en renkli 3 kişi içinde kesin vardır herhalde. Allah onu ve kırmızı beyaz atkılı inek oyuncağı bu tribünlerden eksik etmesin. 


 Dilara, Ankara'nın Bağları, Çocuklar İnanın diye geçen bir yolculuk. Ancak bir Cezayir muhabbeti vardı ki görülmeye değerdi. Bundan sonra Antalyaspor tribünlerinin olmasa bile o gün o arabada olanların resmi deplasman şarkısı Cezayir olur herhalde... Tey tey tey tey!!!

Sayı olarak azdık. Yani Eskişehir gibi bir deplasman için çok azdık. Bunu arama noktasında görebiliyorduk. Ancak deplasman tribünü önüne geldiğimizde aşina olduğum yüzler hep tribün yapmayı bilen kişiler olduğunu görünce biraz umudum arttı. Bayraklar da açılınca güzel bir görüntü oluşturduk deplasman tribünü önünde dahi.

İçeri girerken ilk gözüme çarpan Ediz Bahtiyaroğlu'nun resmi oldu. Eskişehirspor bu tribüne geçen sene vefat eden futbolcularının adını vererek yapabileceği en güzel vefayı göstermiş olmuş. Biz de tekrardan Ediz'e Allah'dan rahmet diliyoruz. 

Tribüne girdiğimizde grubun önüne dizildik bayraklarla. Güzel bir görüntü oluşturduğumuzun farkındaydık. Maç başladı Eskişehirsporluların 3lüsünden sonra girdiğimiz Kasap ile hem görsel hem de ses olarak dikkat çekmiş olmalıyız ki ıslıklar yükselmeye başladı Eskişehir tribünlerinden. Zaten 2dklık özet görüntülerde de yer almışız bu anda. 


Maçın başında yediğimiz gol moralleri bozsa da 10 dakkalık bir aradan sonra tekrar toparlandık tribün olarak. Eskişehir tribünlerinden de bahsetmek gerekirse şuana kadar yaptığım deplasmanlara göre en kötü Eskişehirspor tribünü bu maçta idi. Golden ve 40. dakkadan sonra yapılanlardan başka yok gibiydi tribüncüler statta, az sayıda sesimizi duyurmamızın bir nedeni de budur zaten.

İkinci yarıya başlarken sahada mücadele adına bir beklentimiz yoktu ancak Diarra'nın golü bizi tellere asmaya yetti. Yııllaaar öncesi Adopen'den sonra tellere asılmak çok iyi geldi. Gol üstüne gelen kırmızı kart tribünde gücümüze güç kattı ancak Necati muhabbetinin üstüne yediğimiz gol herşeyi bozdu. 

Aslında yediğimiz gole kadar tribünde üstün olduğumuzu düşünmüyordum ama gol sevincinin tamamını bize karşı yapan Eskişehirsporlu futbolcuları görünce onların da sürekli bizi dinlediğini anladım. Uzun zamandır deplasmanda böyle bir olay yaşamıyordum ben çünkü. 

Sonuç olarak Antalyaspor'un kötü gidişatı devam etti ama maç öncesi hiç beklemediğim bir tribün performansı sergiledik. Dönüş yolunda da en ufak bir taşlama olmadı sağ salim herkes Antalya'ya döndü. 

Bundan sonra tribünde aynı performansın takıma yansıması stattan mutlu çıkmamız dileğiyle. Uğrunda çekilen her çile kutsaldır Antalyaspor...



-------------------------------------------------------------

Stat: Atatürk

Hakemler: Mete Kalkavan, Süleyman Özay, Ceyhun Sesigüzel
 
Eskişehirspor: Boffin, Veysel, Diego, Akaminko, Tarık (Dk. 89 Serol), Jorquera, N'Diaye, Hürriyet, Kamara, Erman (Dk. 73 Özgür), Necati (Dk. 85 Aytaç)
Antalyaspor: Hakan, Emre, Vederson, Serkan (Dk. 57 Uğur), Tita , Emrah (Dk. 70 Murat), İsaac, Deniz (Dk. 75 Mehmet), Diarra, Koray, Bohigues
 
Goller: Dk. 10 Jorquea, Dk. 86 Aytaç (Eskişehirspor), Dk. 59 Diarra (Antalyaspor)
 

Kırmızı kart: Dk. 81 Hürriyet (Eskişehirspor)
Sarı kartlar: Dk. 35 Veysel, Dk. 86 Kamara, Dk. 90+4 Aytaç, Dk. 90+4 N'Diaye (Eskişehirspor), Dk. 74 Uğur, Dk. 78 Tita, Dk. 90+4 Bohigues (Antalyaspor)
 


 

20 Eylül 2013

Gidiyoruz Eskişehir'e

Çok garip bir şey şu Antalyaspor ha. Yemin ediyorum. Daha iki gün önce yazdım, içimde gram istek yok Eskişehir deplasmanı ile ilgili diye... Ama bir telefon geldi tüm duygular kabardı yine.

07 Gençlik saat 09.00'da Atatürk Stadı Açık Tribün'ü arkasından hareket ediyor Eskişehir'e. Grup 1966 ise Şarampol Ali Baba Çorbacısı'nın önünden saat 12.00'da gidiyor. Otobüsler ücretsiz, bilet paraları önceden toplanacak...

Bizse kendi aramızda bir volt ayarladık... Ben yine Isparta'da olduğum için alıştık yoldan binicem. Artık Antalya - Eskişehir arası karayolunun kaçıncı kilometresinde buluşuruz Antalya'dan gelenlerle orası muamma. Bir şekilde varırız inşallah Eskişehir'e.

Gruplara, kendi aracını kaldıranlara, özel araçları ile gidenlere, başka şehirlerden Eskişehir'e firma ile gidecek herkese hayırlı yolculuklar. Varsın 3 puan olmasın, biz görevimizi yapalım da... 





 

19 Eylül 2013

Büyük Antalyaspor Derneği

Antalyaspor'u sadece tribün içinde değil de şehir bazında destekleyen yani Antalyaspor sempatisini artırmaya çalışan bir topluluk hayalim vardı hep. Benim ve arkadaş grubumun Antalya'ya ve Antalyaspor'u tekrar sevdirmek misyonunu ilk amaç olarak belirleyen bir dernek sonunda açıldı Antalya'da.

Kurulan bu dernek bir tribün oluşumu değil. Bir tribün grubu ile bağlantısı da yok. Kapısı "Ben sadece Antalyasporluyum." diyen herkese açık. 07 Gençlik veya Grup 1966 üyesi, maraton münferiti, kapalı müdavimi, yani Antalyaspor için bir taşı yerinden oynatmaya niyetli herkesin yeri var bu dernekte.

Dernek ilk ciddi toplantını dün akşam yaptı. Çıkan sonuç beklenildiği gibi tek amaç Antalyaspor. Benim bildiğim derneğin ilk fikirleri, kimsesiz çocuklara bir ziyaret, yaşlılara ziyaret, kış yaklaşırken sokak çocuklarını giydirme, bizim de 07harfli Blog olarak fikir olarak öne sunduğumuz ve kabul edilen Antalya esnaflarına Antalyasporla ilgili küçük ürünler bırakmak, Antalyaspor Store'dan toplu alışveriş günleri ve bunu gibi arttırılabilecek örnekler.

Dernek açıldı. El artık taşın altına sokuldu. Şimdi derneği kuranlar "ben Antalyasporluyum diyen Antalyaspor'un yararına şöyle bir fikrim var" diyen herkesi Zerdalilik Muhtarlığının yanındaki lokalde Büyük Antalyaspor Derneği'ne bekliyor. 

Dernek Büyük Antalyaspor Camiası'na hayırlı olsun.


 

Biz Nasıl Bu Hale Geldik?

Belki blogda değindim, belki bir forumda, belki de dost meclisinde tartışırken... Antalyasporluların farklı farklı bölgelerden münferit organizasyon yapmaları ilerisi için pek hayırlı değil diye. Bana katılan vardı aksine bak ne kadar güzel herkes kendi işini kendi görüyor diyen de.

Ancak gelinen nokta korkutucu düzeyde. Tribün içinde adına karışıklık dememizin çok hafif kaçacağı, artık bizi tanımlayacak en iyi kelimenin düşmanlık olarak seçileceği bir dönem yaşıyoruz. Hem de beş sene sonra ilk defa bizi dinleyen bir başkan varken, sezon başında artık bu sene deplasmanlara rahat gideceğimizi düşünürken. 

Malum hala Isparta'dayım. Ondan dolayı çoğu deplasmana Ankara'da olan Özgün gibi ben de otobüs firmaları ile münferit katılmaya çalışyorum. Eskişehir deplasmanı içinse kız arkadaşımla hem gezmek, hem de maça girmek adına çok önceden ucuza biletimizi aldık. Ancak bu haftasonu Antalya'da görüştüğüm abilerimle de konuştuktan sonra içimdeki sıkıntıyı çıkardım gün yüzüne.

Acaba ben bu deplasmanda tribünde olmayı ne kadar istiyorum... Artık Antalyaspor tribünü güvenilmez bir hal aldı. İki sene önce Bursaspor maçında yaşanan bıçaklama yaşandığında dahi sanki daha bir durgundu ortam. Sezon başında birbiriyle kurulacak dedikodusu dönen 3. gruba karşı omuz omuza duran Grup1966 ile 07 Gençlik'in tartışması yaşandı. Şimdi de malum maraton tribünde yaşanan bireysel taraftar ile Grup1966 tedirginliği var.  Bu durumda nasıl insanlar Eskişehir deplasmanında omuz omuza durucaklar merak ediyorum. Kaldı ki Antalya'da değilim, Facebook hesabımı da bu senelik okul yüzünden askıya aldım deplasman için Antalyaspor camiasında bir heyecan var mı onu da bilmiyorum...

Cumhuriyet Meydanı'ndan, Açığın arkasından kalkan, "Antalya il sınırlarından çıkmadan kimse market-petrol patlatmayacak" denilen, arka beşlinin her zaman tribünün eskilerinin mekanı olduğu, ön tarafın her zaman "sesinin çıkmasının istendiği", atkıların mütemadiyen 302lerde bulunan perdeliklere asıldığı, kaldır lan şu koltuğu azcık nidalarının, yerde yatanların üstüne basıldığında çıkan ahh-uhhların eksik olmadığı, hertürlü aksaklıkta otobüs kaptanının suçlu olduğu, taş geldiğinde hepberaber boşaltılan, bir birayı 5 kişinin döndüğü deplasman otobüslerini özledik. 

Bu gidişle deplasmanı da özleyeceğiz zaten ne zevki var ki tek başına deplasmana gitmenin...





18 Eylül 2013

STSL 4. Hafta Galatasaray (D) | Yolun Başı

Bursaspor maçının ardından yapılan karamsar yorumların Galatasaray maçı ile birlikte yerini birden bire iyimser yorumlara bıraktı. Bu hızlı değişimle birlikte Akdenizliliğimizi bir kez daha ortaya koymuş olduk ama bana kalırsa Bursa maçından sonra yapılan karamsar yorumlar da abartılıydı, Galatasaray maçından sonra yapılan iyimser yorumlar da...

Bursaspor maçından sonraki yorumlar fazlaca karamsardı. Hatta yorumlar "Bu takım küme düşer." noktasına kadar geldi ki bence şu anki takım ile geçen sene liderlik kovalayan takım arasında kadro kalitesi açısından pek belirgin bir fark yok. Elbette kaybettiğimiz bu puanları sezon sonunda arıyor olabiliriz ama sezon öncesi yaşanan değişimlerin ardından bir anda tam ritminde oynayan bir takım bulmanın da biraz iyimser bir tutum olduğunu kabul etmeliyiz. Kaldı ki pek çoğumuzun bu ilk 6 haftanın bizim için en zorlu dönem olacağı konusunda daha lig başlamadan önce hemfikir olduğumuz bir fikstürde...

Galatasaray maçından sonraki yorumlar ise fazlaca iyimserdi. Evet, mücadele anlamında sahada daha tatmin edici bir takım vardı. Özellikle Tita'nın golü (20. dakika) ile ilk yarının sonuna kadar olan bölümde oynadığımız futbol beni bu anlamda dikkat çekiciydi. Ancak maçın ikinci yarısında rakibe kaç pozisyon verdiğimizi sayabilen var mı? Eğer Galatasaray bulduğu bu pozisyonlardan birkaçını değerlendirebilseydi belki de farklı bir galibiyet almıştı ve biz de geçen haftaki veryansınlarımıza devam ediyor olacaktık. O yüzden Aybaba'nın geçen hafta dediği gibi eksiklerimizden dersler çıkartmaya devam etmeliyiz. Daha yolun başındayız, takım olarak katetmemiz gereken daha çok mesafe var.

Yukarıdaki yazdıklarıma okuyup bana katılan da katılmayan da çıkabilir. Ancak eminim ki şu söylediğime kimse karşı çıkmayacaktır: "Bu iki maç Uğur İnceman'ın bu takımda yeri olmadığı son derece açık bir şekilde gösterdi."


------------------------------------------------------

Stat: Türk Telekom Arena

Hakemler: Tolga Özkalfa, Serkan Gençerler, Serkan Akarca, Adil Sinem, Hakan Ceylan, Özgüç Türkalp

Galatasaray: Eray İşcan, Eboue, Semih Kaya, Chedjou, Hakan Kadir Balta, Melo, Engin Baytar (Dk. 67 Sabri Sarıoğlu), Amrabat (Dk. 46 Umut Bulut), Emre Çolak (Dk. 62 Bruma), Burak Yılmaz, Drogba
Antalyaspor: Hakan Arıkan, Serkan Balcı, Emre Güngör, Ferdinand, Gökçek Vederson, Tita (DK. 89 Murat Duruer), Insa, Mehmet Sedef, Emrah Başsan (Dk. 71 Deniz Barış), Isaac, Baros (Dk. 64 Diarra)

Goller: Dk. 20 Tita (Antalyaspor), Dk. 75 Drogba (Galatasaray)

Sarı kartlar: Dk. 8 Tita, Dk. 44 Emre Güngör, Dk. 46 Serkan Balcı, Dk. 56 Insa, Dk. 78 Mehmet Sedef, Dk. 83 Isaac, Dk. 90+2 Hakan Arıkan (Antalyaspor), Dk. 43 Chedjou, Dk. 56 Engin Baytar (Galatasaray)




 

12 Eylül 2013

07 Gençlik Hakkımızı Arıyor

Bugünlerde tribünler siyasi konular üzerine epey karışık... Elbette ülke gündemini yakından takip eden Türk gençleri olarak bizim de belli başlı görüşlerimiz var, bunların tribünlerde dillendirilmesine de karşı değiliz ama bizim gibi belli bir tribünsel altyapısı olmayan bir tribünde maça girdiğimiz zaman tek görüşümüzün Antalyaspor olması gerektiğini düşünen bireyleriz.

Tüm bu karışık siyasi gündem içerisinde Türkiye tribünleri -siyasi konularda bir tavır koysun ya da koymasın- kendi sıkıntısını unuttu. Hükümetin sokaktaki insanı fişlemesinin bir benzeri olarak tribündeki taraftarı fişlemesini ve keyfi olarak cezalandırmasının önünü açan 6222 sayılı yasayı kimse konuşmuyor. Unutmayalım ki tribünde de siyaset yapmak istiyorsak önce elimizde bir tribün kalması gerekiyor.

Sadece 07 Gençlik'in değil aslında hepimizin çok çektiği 6222 sayılı yasayı protesto etmek için 07 Gençlik yarın sokağa çıkıyor. Biz de 07harfli Blog olarak bu eylemlerini destekliyoruz.





 

10 Eylül 2013

Antalyaspor 2013-2014 Sezonu Transferlerine Genel Bakış

Cuma gecesi 2013-2014 senesinin yaz transfer dönemini kapandı. Antalyaspor hızlı başladığı transfer dönemini, sessiz sedasız sonlandırdı.

Transferin bu şekilde sonlanması herkesde olduğu gibi bende de bir umutsuzluk yarattı. Normal şartlarda rakip gördüğümüz takımların son gün dahi yaptığı atakları şevkimizi kırdı.  İyi başlamadığımız sezonda, son olarak ortasahada son zamanlarda iyi bir performans sergilememesine rağmen her zaman bize bir umut olan Aissati'nin satılması ve bunun üzerine bir transfer yapılmaması tedirginliğimizi arttırdı. 

Şöyle genel anlamda gelen gidenlere bakmak gerekirse, gidenlerden en çok şaşırdıklarımın başında Lokman Gör geliyor. Davraz kampında da izlediğim Lokman'ın bu sezon Antalyaspor'da forma giymeye başlamasının gerektiğini düşünüyordum ancak gönderildi, inşallah seneye aynı hataya düşülmez. Gönderilen yine umudumuz olan Hüseyin Atalay hakkında ise doğru karar verildiğini düşünüyorum. Nedense hala olmamış bir görüntüsü var Hüseyin'in bunu kırması gerekiyor. Umarım hersene olduğu gibi bu sene de 1. Lig'de üst sıraları hedefleyen Karşıyaka'da, Denizlispor'a göre daha iyi bir gelişim gösterir. Bu sene Tekirova'dan aldığımız 91'li Onur Arıkan ile önceki sene Bursaspor altyapısından aldığımız Deniz Aslan hakkında fazla bir bilgim yok doğru söylemek gerekirse. Onur'u Bayrampaşalı arkadaşlardan, Deniz'i Elazığspor maçlarından, altyapımızda yetişen Cevat'ı da Kartalspor'da takip etmek gerekiyor. Gelişimleri bizim için pahalı bonservisli yıldızlardan çok daha önemli.

Gönderilmesi tartışılan kişilerin başında da Aissati ile Ömer Şişmanoğlu geliyor. Ömer'in gönderilmesi aslında makul bir hareket. Çünkü Ömer'in İstanbul takımları tarafından istendiği biliniyor, böyle bir durumda oyuncunun konsantrasyonunu sadece Antalyaspor'a vermesini nasıl sağlardık orası meçhul... Yeni gelmiş yönetim sanıldığı aksine parasız bir Antalyaspor da bulunca para eden Ömer'i satmak akla gelen maddi arayış çözümleri içerisinde en başta geliyordu. 

Sammy'nin ilk önce satılacağı söylendi. Bunu kabul edecek Antalyasporlu yoktur sanırım. 2011-2012 sezonunda Beşiktaş maçında sakatlanana kadar gösterdiği performans, onun ne kadar yetenekli bir kaleci olduğunu göstermişti. Tek sıkıntısı bazı maçlara kendini verememesi. 23 yaşındaki kalecinin Fethiyespor'da geçireceği bir yılın ardından artık Antalyaspor kalesini devralmasını bekliyoruz. 

Aissati'nin gönderilmesini ayrı bir çerçevede incelemek lazım. Takımın form grafiği, transfer trafiği ve yönetim üçgeni. Yönetimin maddi sıkıntı çektiği görülüyor. Ancak takım da futbol anlamında sıkıntı da. Aissati evet geçen senenin ikinci yarısında tüm takımın olduğu gibi bir performans düşüklüğü yaşadı. Zaten hep de söylediğimi güçlü bir yapısı olmayışı idi. Ancak bu sene ki Antalyaspor'a baktığımız zaman ne yazık ki Tita ile beraber adını sayabileceğimiz iki futbolcudan birisi idi takımı toplama konusunda. 3.1M Euro gibi bir paraya transfer oldu ve Antalyaspor Aissati'nin Terek'den başka bir takıma transferi durumunda %10'luk bir kazanç sağlayacak. Ancak Aissati sezon sonu gönderilse bu kadar ses çıkartır mıydık bilmiyorum? Çünkü telafi şansımız olacaktı. Aissati yerine kim oynayacak, Aissatisiz nasıl bir diziliş göstereceğiz herşey belli olurdu ancak başta da belirttiğim gibi kötü başladığımız bir sezonda böyle bir adamı göndermek pek akıl karı değildi. Fazla aramamayı ummaktan başka bir çaremiz kalmıyor. 

Tabii bir de gönderilen Mehmet Eren var. Geçen hafta 1461 Trabzon'a süper bir gol atan Mehmet Eren'e Adana Demirspor'da başarılı olmasını dilerim. Çünkü sempati duyduğum bir ekip Adana Demirspor biz çektik onlar çekmesin bari. Çook önceden gönderilmesi gereiyordu, geç oldu güç oldu.

Gelen futbolcularda ise kuşkusuz Milan Baros gerçeği var. Şuana kadar Antalyaspor'da forma giymiş en kariyerli futbolcu. Üstün körü izlediğimiz zaman Baros ilk 3 maç pek birşey katmamış gibi gözüküyor ama Baros her pozisyonda bir şekilde oyunun içerisinde. Takıma biraz daha ısındığında çok daha başarılı olacak gibi. Baros'un meşhur olan iki maç oynayıp bir maç oynamamasının önüne de yapılan maç başı anlaşma çok iyi oldu. Baros da kendine ona göre dikkat edecektir.

Serkan Balcı transfer edildiğinde herkes yeni yönetim geldi hatır transferleri başladı demeye başlamıştı bile. Hazırlık maçlarında zaten çok beğendiğimiz Serkan, bana kalırsa oynadığımız üç maçtada bence Antalyaspor'un en iyisi oydu. 

Bir Ömer Arslan transferi var ki neye yaradığını anlamış değilim. Madem böyle bir ihtiyacımız vardı neden bu adam Beşiktaş'dan getirildi. Hadi diyeceğim ki genç futbolcu yetiştiririz, neden bir senelik kiralık geldi. En önemlisi Lokman gibi bir oyuncumuz vardı, o neden gönderildi Beşiktaşlı bir çocuk getirildi aklım ermiyor...

Anton Ferdinand da takıma alıştıkça daha iyi olacak gibi. İngiltere Premier liginde futbol oynamış bir adamın zaten Türkiye'de zorlanmaması gerekiyor. Anton iyi ama Atiba'yı elimizden kaçırmasak çok iyi olacakmış Beşiktaş'daki performansı hepimizi kahrediyordur herhalde. 

Saso Fornezzi transferi aslında iyi bir transfer ancak yabancı sınırlamasına takıldığından dolayı sürekli takıma girememesi sıkıntı yaratıcak gibi. Yoksa kaleciliğine birşey diyeceğim yok... Antalyaspor'a geldiğinde hafif sakatlığından dolayı bir türlü izleyemediğimiz Wederson'u hepimiz tanıyoruz ancak takıma kimyası tutacak mı ona bakmak lazım. Şuan için sadece iyi olmasını ummaktan başka birşey gelmiyor elimizden. 

Tekrar toparlamak gerekirse gelen - giden açısından denge tutturulmuş bir transfer politikası takip ediyorduk bir ortasaha eksiğimiz dışında ancak üstüne Aissati'yi gönderince tüm denge bozuldu gibi. Zorlu bir sene bizi bekliyor, bu elimizdeki futbolculara güvenmekten başka çare yok. 






 

03 Eylül 2013

Antalyaspor Tribünü Nereye Gidiyor?

Bursa maçında Antalyaspor tribünü sadece isim olarak bir tribün olduğunu göstermiştir. Asılan iki tane dijital pankart arkasında bağıran bir grup insan... Ama ne kadar taraftarlar? 


07 Gençlik'in bu sezon 1200 tane kombinesi var ama neden hala tribünde 300 kişiler? Neden 07 Gençlik de Bursaspor gibi bir maçta en az 750 kişi olamıyor? Hadi diyelim 500 kişisin tribünde, 07 Gençlik maç boyunca kaç farklı beste bağırdı? Akdeniz Akşamları, Canım Feda Olsun Sana, Mehter Marşı, Yıldız Tilbe şarkısı... Bu mudur tribün, bu mudur çeşitlilik? 10 senedir aynı şeyleri bağırıyoruz, Allah'tan Yıldız Tilbe yetişti imdadımıza. 07 Gençlik geçen sene herkesi tehdit ediyordu "Protesto edeni polise veririz." diye, aynı grup nasıl bilet verdiği adamın gidip sağda solda maç izlemesine izin veriyor? Nasıl izin verildiği neden hiç sorgulanmıyor? 

Grup 1966'ya ne demeli? Tribüne asacak doğru düzgün bir pankartı yok, para verip Mısır için metrelerce uzunluk pankart asılıyor tribüne? Mardan'da bile 3-5 tane el emeği pankartları vardı, nerede onlar? Maç sırasındaki performanslarına gelirsek de ben aynı tribünün üst katında idim ama seslerini hiç duymadım, ne bağırdılar hiç bilmiyorum. 

Gelelim asıl sıkıntıya. Bu eleştirilerimin üzerine "Madem böyle sallıyorsun, gel bizimle bağır." diyeceklerine eminim. Hangi amaçla diğer grupla gidip bağıracağım? Neye göre seçeceğim gireceğim grubu? Kombinesini aldığım tribüne göre mi? Siz samimi bir şekilde Antalyaspor'u desteklediğinizi sözlerinizle değil hareketlerinizle gösterdiniz de biz destek vermedik mi? Bu işin artık oluru kalmadı. 07 Gençlik ve Grup 1966 liderleri "Evet, arkadaş bizim tek derdimiz Antalyaspor... Bu takıma da başarı bizim birleşmemizle gelecek." demediği sürece ne yazık ki hiçbir şey değişmeyecek tribünlerimizde. Hadi diyelim ki tribünler değişti, belki iyi olur ama yok ol-ma-ya-cak. Bu kadar açık ve net. Gruplar eleştiri kabul etmiyor, hadi bunu anladım ama oturup neden "Biz nasıl bu hale geldik?" demiyor? 

Yılmaz Yıldız bu tribünün en eski adamlarından birisi, hepimizin de hala saygısı vardır. Paşa demiyor mu, arkadaş benim bu tribünde bunca tanıdığım, yıllarca omuz omuza yapmışlığım adam var neden gelip arkamda bağırmıyor diye? 

07 Gençlik liderleri; Adopen’de tek grup benim, elimde 1200 tane kombine var, 07 Gençlik markasıyım ben, nasıl hala tribünde 300 kişi oluyoruz, biz nerede hata yapıyoruz demiyor mu? Eğer demiyorlarsa aynı tas aynı hamam 20 sene daha devam eder bu iş kimse de kusura bakmasın. 

Biz 15 dakikada bir deplasman tribünü gibi 3'lü çekmeye, 2-1 mağlupken rakip takımın korner kullandığı sırada Akdeniz Akşamları bağırmaya ve maç sonunda da tribün yaptık diye gezmeye devam edelim. Ancak Bursaspor maçından sonra rahat rahat uyuyan Antalyasporluyum diye gezmiyordur inşallah. 


 

02 Eylül 2013

STSL 3. Hafta Bursaspor | Kaptan Eksik

Galibiyet hasretimizi bu hafta da dindiremedik ve haftayı 2 puanla ligin 16. sırasında kapatıyoruz. Tablo şu an için korkutucu olsa da çözümler üretebilmek için hala geç değil.

Maç sonu açıklamasında Samet Aybaba "Eksiklerimizi gördük. Tabii yaptığımız birkaç iyi şey de var. En azından bunları geliştirip önümüzdeki maçlara bakacağız." değerlendirmesini yapmış. Aybaba'nın kastettiği iyi şeyler konusunda açıkçası pek bir fikrim yok. Çünkü bireysel performanslar anlamında Natxo Insa başta olmak üzere iyi diyebileceğimiz 2-3 isim sayabiliriz belki ama takım olarak maçın hiçbir bölümünde iyi bir performans sergileyemedik. Sadece ilk 30 dakikalık bölümdeki mücadele için "Kötü değildi." ifadesini kullanabiliriz ama iyi demek mümkün değil.


Aybaba'nın "Eksiklerimizi gördük." cümlesine gelince umarım bahsettiği eksikler bizim söylemekten bıktığımız eksiklerdir ama yine de işimizi şansa bırakmayıp bir kez daha tekrarlayalım: Uğur İnceman ve Isaac'in hala bu takımdan gönderilmemiş olması Antalyaspor için en büyük eksikliktir. Çünkü -ikisini toplasan bir topçu eder mi o da tartışılır ama- onların oynadığı her maçta sahada 10 kişiyiz.

Uğur İnceman hücumlarda takımı ileri taşıyacak ana isimken her hücumu öldüren isim oluyor. Aldığın her topu yanındaki ve hatta gerindeki adama atmak için Süper Lig topçusu olmaya gerek yok. Koyalım A2 takımdan bir ismi aynı işi eksiksiz yapar. Hele ki sen bu takımın kaptanısın be arkadaş! Kendisi söyleyebilir mi acaba Antalyaspor forması giydiği bu kadar sezon boyunca bu kaptanlık sıfatını almayı hak edecek ekstra ne yaptı? Bir an önce takımdan gönderilmeli ama gönderilemiyorsa bile en azından kaptanlık kendisinden alınmalıdır. Çünkü bu şartlar altında takımı yönlendirecek, gerektiği anda sorumluluk alacak bir kaptan eksik Antalyaspor'da...

Isaac için de önerim gayet basit... Futbolu bırakıp doğa yürüyüşlerine katılsın. Her maç sahada dümdüz çimin üzerinde yürüyeceğine en azından farklı yerler görmüş olur. Üstelik ara sıra koşmak zorunda da kalmayacağı için daha rahat edecektir. Biz de artık tribünde her maç Isaac’e sövmekten kurtulacağımız için biz de rahat etmiş oluruz böylece.

Eksiklerden devam edecek olursak geçen hafta iyi bir performans sergileyen Fornezzi yerine bu hafta kaleyi Hakan Arıkan'a teslim etmek, belirgin bir gol sıkıntısı yaşanmasına rağmen tek forvette ısrarcı olmak gibi maddeleri de ekleyebiliriz listeye. Ancak bu maçta bu listeye tribünler olarak kendimizi de eklemeden geçmemiz mümkün değil. Çünkü tribün olarak biz de takımdan farksızdık. Uzunca bir süredir tribünler olarak can çekişiyoruz. Bana sorarsanız bu maçta da pek çok yönden dibe vurduk. Bu dibe vuruşu her yönüyle yazmak için başlı başına bir hatta daha fazla yazı gerekir belki ama konuya ilişkin tek kelimelik özet şudur: Yazık!

Bizim için böyle karanlık bir gecede Bursasporlu taraftarlar ise 90 dakika boyunca oldukça coşkulu bir şekilde takımlarını destekledi. Aslında iki takım arasında belirgin bir fark olmamasına rağmen öyle ya da böyle takımları da 1-0 geriye düştükleri maçta 2-1'lik galibiyeti kapmasını bildi. Bu tablo karşısında bize de tebrik etmekten başka söz bırakmadılar.


------------------------------------------------------

Stat: Akdeniz Üniversitesi

Hakemler: Barış Şimşek, İsmail köse, Mehmet Metin, Bahtiyar Birinci, Mustafa Aydın, Emre Yıldırım

Antalyaspor: Hakan Arıkan, Serkan Balcı, Emre Güngör, Ferdinand, Mehmet Sedef, Tita (Dk. 69 Diarra), Uğur İnceman (Dk. 64 Isaac), Insa, İbrahim Dağaşan, Emrah Başsan (Dk. 79 Murat Duruer), Baros
Bursaspor: Frey, Şener Özbayraklı, Civelli, İbrahim Öztürk, Taiwo, Murat Yıldırım, Belluschi (Dk. 75 Serdar Aziz), Şamil Çinaz (Dk. 62 Yasin Pehlivan), Tuncay Şanlı (Dk. 83 Ferhat Kiraz), Battala, Pinto

Goller: Dk. 4 Milan Baros (Antalyaspor), Dk. 35 Pinto, Dk. 58 Murat Yıldırım (Bursaspor)

Sarı Kartlar: Dk. 67 Emre Güngör (Antalyaspor) Dk. 66 Murat Yıldırım (Bursaspor)




 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...