Öncelikle belirteyim ki Mehmet Özdilek'in Beşiktaş'a yattığını düşünmeyenlerdenim. Sonuçta Mehmet Özdilek öncesi dönemde de Beşiktaş'a karşı performansımız ortada... Bu kötü performansın Özdilek döneminde de devam etmesinin sebebi Özdilek'in Beşiktaş'a yatması değil, Mehmet Özdilek'in vasat bir hoca oluşudur benim için.
Bu iddiamı kısmen kanıtlayabilecek bir detay vereceğim şimdi. 17 Mart 2013 Antalyaspor-Fenerbahçe maçının ardından yazdığım Özdilek'in Değişmeyen Değişiklikleri başlıklı yazıda yapılan ezbere oyuncu değişikliklerini eleştirmiştim. Şimdi o maçta yazdıklarımla bu maçı bir kıyaslayalım.
O yazıda Özdilek'in ilk değişiklik hakkını 69. dakikada Pedro'yu oyundan alıp Ömer Şişmanoğlu'nu sokarak kullanmasını eleştirmişim. Çünkü oyun kuramayan bir takımda orta sahayı bir kişi eksiltip yerine forvet koymak bir anlam ifade etmez. Aksine zaten kötü olan orta sahanın gücünü daha da kaybetmesine neden olursunuz. Ömer Şişmanoğlu'na topu taşıyacak bir isim olmadığı için Ömer'de oyuna beklenilen katkıyı koyamaz.
Bugünkü ilk değişikliğe bakıyoruz. Dakika 71; Murat Duruer çıkıyor, Ömer Şişmanoğlu giriyor. Ne demiştik? Oyun kuramayan bir takımda orta sahayı bir kişi eksiltip yerine forvet koymak bir anlam ifade etmez. Aksine zaten kötü olan orta sahanın gücünü daha da kaybetmesine neden olursunuz. Ömer Şişmanoğlu'na topu taşıyacak bir isim olmadığı için Ömer'de oyuna beklenilen katkıyı koyamaz.
O yazıda Özdilek'in ikinci değişiklik hakkını 75. dakikada Diarra'yı oyundan alıp Murat Duruer'i sokarak kullanmasını eleştirmişim. Çünkü daha birkaç dakika önce takımın dizilişini bozup bu değişiklikle takımı yeniden aynı dizilişe dönmenin bir anlamı yok. Demek ki sen oyuncu değişikliği rastgele yapıyorsun. Üstelik skor olarak geride olduğun bir maçta sahadaki forvetini çıkarıyorsun. Üstelik bu adam her maçta takımın en savaşan ismi, takımın en golcü ismi Diarra...
Bugünkü ikinci değişikliğe bakıyoruz. Dakika 77; Diarra çıkıyor, Pedro oyuna giriyor. Ne demiştik? Daha birkaç dakika önce (bu maçta sadece 2 dakika önce) takımın dizilişini bozup bu değişiklikle takımı yeniden aynı dizilişe dönmenin bir anlamı yok. Demek ki sen oyuncu değişikliği rastgele yapıyorsun. Üstelik skor olarak geride olduğun bir maçta sahadaki forvetini çıkarıyorsun. Üstelik bu adam her maçta takımın en savaşan ismi, takımın en golcü ismi Diarra...
O yazıda Özdilek'in üçüncü değişiklik hakkını 83. dakikada Aissati'yi oyundan çıkarıp Emrah Başsan'ı oyuna sokarak kullanmasını eleştirmiştim. Çünkü maçın bitimine kala kala sayılı dakika kalmış ve sen mutlak bir şekilde gole ihtiyacın varken sen defansif özelliği olan değil hücum özelliği olan bir orta sahayı çıkararak hücum gücüne takviye yapmayı düşünemiyorsun.
Bugünkü üçüncü değişikliğe bakıyoruz. Dakika 91; Aissati çıkıyor, Emrah Başsan giriyor. Ne demiştik? Maçın bitimine kala kala sayılı dakika kalmış ve sen mutlak bir şekilde gole ihtiyacın varken sen defansif özelliği olan değil hücum özelliği olan bir orta sahayı çıkararak hücum gücüne takviye yapmayı düşünemiyorsun.
Bu maçtaki 3. değişiklik için 91. dakikaya kadar beklenmesini ve bir oyuncunun son 2 dakikada neler yapabileceğine ilişkin düşüncelerime hiç girmiyorum bile. Yukarıda ortaya koymaya çalıştığım tablo gösteriyor ki Özdilek'in saha kenarında takıma verdiği ekstra hiçbir şey yok. Her şey ezbere...
Üstelik ilk yarı boyunca sahada gollük pozisyona yeterince dönüşemese de Antalyaspor'un hakimiyeti vardı. Beşiktaş tek pozisyon dışında ceza sahamıza bile zar zor geliyordu. Öyle ki Beşiktaş tribünlerinden uğultunun yükseldiği anlar sadece korner kazandıkları anlar oluyordu. Deplasmanda rakibi bu halde yakalamışsın ve ikinci yarıda 1-2 net hamleyle oyunu kopartabilecekken maçın sonunda işler öyle bir noktaya geliyor ki "Fark da yiyebilirdik." gibi bir açıklama yapıyor Mehmet Özdilek... Bunu derken kestiği mağlubiyet faturasında yine sadece bahaneler var. Sanırım bu tablo ikinci yarıda yapılan oyuncu değişikliklerin vehametini ve hoca zafiyetini daha iyi anlatmam için yeterlidir.
Tüm bunlara ek olarak -ben o bölüme yetişemedim ama- Mehmet Özdilek maçtan önce Beşiktaş tribünleri ile selamlaşıp hasret gidermiş. Normal şartlarda vefadır der, saygı duyarım. Ancak Mehmet Özdilek en son hangi maçta Antalya tribünlerini selamlamış? Ligin ilk yarısında takımı karşılamaya havaalanına gelen taraftarı bile tersleyen bir Özdilek'in bu tavrına vefadır deyip saygı duyamam. Çok net.
Bizim camia içerisinde Özdilek ile ilgili çok doğru bir düşünce var: "Özdilek'i Şifo Mehmet yapan Beşiktaş'tır, Mehmet Özdilek yapan ise Antalyaspor'dur." Ancak o bunun kıymetini hiç bilmedi. Bu saatten sonra bilmesin de zaten. Umuyorum Beşiktaş camiası bu "vefalı" evladına kucak açar da Şifo'yu tez zamanda alır.
Biz de böylece ilk yarıda liderle kafa kafaya olan takıma ligin ikinci yarısı öncesinde takviye yapmayıp göz göre göre amaçsızlaştıran, 5 yıllık Antalyaspor kariyerinin sonunda hala takımın ligde kalmasını başarı olarak gösteren, performansa bakmadan belli başlı isimleri kayırarak haftalarca oynatan, her mağlubiyetin faturasını bahanelerin arkasına sığınıp başkalarına kesen bu zihniyetten kurtulup huzura kavuşalım.
Bizim camia içerisinde Özdilek ile ilgili çok doğru bir düşünce var: "Özdilek'i Şifo Mehmet yapan Beşiktaş'tır, Mehmet Özdilek yapan ise Antalyaspor'dur." Ancak o bunun kıymetini hiç bilmedi. Bu saatten sonra bilmesin de zaten. Umuyorum Beşiktaş camiası bu "vefalı" evladına kucak açar da Şifo'yu tez zamanda alır.
Biz de böylece ilk yarıda liderle kafa kafaya olan takıma ligin ikinci yarısı öncesinde takviye yapmayıp göz göre göre amaçsızlaştıran, 5 yıllık Antalyaspor kariyerinin sonunda hala takımın ligde kalmasını başarı olarak gösteren, performansa bakmadan belli başlı isimleri kayırarak haftalarca oynatan, her mağlubiyetin faturasını bahanelerin arkasına sığınıp başkalarına kesen bu zihniyetten kurtulup huzura kavuşalım.
aslında olay youncu ve dizilişden çok oyun felsefesi. Öndemi basıyorrsunuz bekleyerekmi oynuyorsunuz ,presmi yapıyorsunuz.
YanıtlaSilBuna en güzel örnekte bence ,almanya deplasmanında schalke karşısında 3-2 galip gelip tur atlayan galatasarayın oyun anlayışıdır.
O Maçta hiç şans vermediğimiz takımımız galatasaray burak drogba ve sneiderle oynayacak ve tur atlayacaktı. bunu fatih terim ilk yarı önde oynayarak ,defansı ortasahaya kadar çıkartıp alanı daraltıp her schalkeliye kademeli basarak gösterdi. Bunun haricindekiler hiçbir anlam ifade etmiyor.
Mantaliteniz varsa ortaya birşey koyarsınız. Mantaliteniz yoksa sene sonunda en fazla orta sıraya oynarsınız.
Fatih terimin dediği gibi Felsefe herşeydir. Sizi hedefe götüren yol haritasıdır.