Akaydın 2009'da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince Yeşilbayır Tesisleri için eski başkan Türel zamanında yapılan elektrik projesini iptal ediyor. Yeni ihale yapılıyor ve ihaleyi kazanan firma yeni projeyi hazırlıyor. Ancak süreç teslim aşamasına geldiğinde araziye Milli Emlak el koyuyor. Böylece arazi Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin elinden çıkmış oluyor ve dolayısıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi de ihaleyi iptal ediyor. Bunun üzerine ihaleyi kazanan firma dava açıyor, mahkeme firmayı haklı buluyor ve firma lehine mahkeme ve avukat masrafları ile birlikte yaklaşık 180 bin TL'lik bir alacak belirliyor. Bu bedelin yarısını Antalya BB'den yarısını da Antalyaspor'dan istiyor. Yani Antalyaspor bu dava neticesinde 85 bin TL ödemek zorunda kalıyor ama bu bedeli ödemeyince kulübe haciz geliyor. Kulüpteki 30'dan fazla bilgisayar, klima ve diğer elektrikli ve elektronik cihaz için haciz tutanağı tutuluyor.
Haberlerdeki bilgilere göre haciz sürecinin özeti bu diyebiliriz. Bu süreçteki hukuki tartışmanın temeli arazi üzerinde Antalyaspor'un herhangi bir sorumluluğunun olup olmadığı... Antalyaspor Hukuk Danışmanı Avukat Cenk Soyer'in bu konudaki açıklaması şöyle: "İhalenin açıldığı, projenin hazırlandığı yıllarda Yeşilbayır'daki arazide tüm hukuki sorumluluk Büyükşehir Belediyesi'ndeydi. Ancak mahkeme, projenin hızlandırılması amacıyla Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan toplantılarda temsilci bulundurduğundan Antalyaspor'u da sorumlu tuttu ve müteselsil borçlu olarak kabul etti." Bu açıklamasına ek olarak Soyer dosyanın şu an temyizde olduğunu ama temyizin icrayı durdurmadığını belirtiyor.
İşin hukuksal boyutu hakkında yeterli bilgim yok. Ayrıca işin içerisinde siyaset olduğu için net ifadeler yazmaktan kaçınmakta da fayda var. Çünkü Antalya'nın yerel siyasetinde genellikle hiçbir şey görüldüğü gibi değildir. Ancak bu işin hukuki ve siyasi boyutlarını bir kenara koyup varsayalım ki bu haciz olayında hukuksal olarak tüm suç Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, kulübün hiçbir suçu yok. Yine de Antalyaspor'un itibarı için 85 bin TL'yi ödemek bir seçenek olamaz mıydı. Bu bedeli ödemek kulüp için çok mu lüks? Haberlerde haciz kelimesiyle Antalyaspor adının yan yana anılmasını önlemek 85 bin TL'den daha mı değersiz? Zaten en nihayetinde bu para kasadan 85 bin TL olarak çıkmasa bile bugün olduğu gibi haciz olarak çıkacakken Antalyaspor'un itibarını korumak gerekmez miydi?
Ha "Suç yoksa parayı niye kulüp ödesin?" denilebilir. Hatta böyle bir ödeme yapılması durumunda "suçu kabul etmek" gibi kulübün aleyhine hukuki bazı sonuçlar ortaya çıkıyor olabilir. Dediğim gibi hukuk konusunda yeterli bilgim yok ama hukuki açıdan böyle bir durum varsa bile aklıma şu soru geliyor: Madem bu haciz olayında kulüp tamamen suçsuz, neden haciz gelmeden önce çıkıp da "Belediye yüzünden Antalyaspor mağdur olacak." denilip kamuoyu bu konuda aydınlatılmadı? Bugün bu duruma düştükten sonra bu durumdan feryat figan yakınmak yerine daha erken bir dönemde bu olay kamuoyuna aktarılsa daha doğru olmaz mıydı? İnternete bakınıyorum, aylar önce yazılmış 1-2 haberden başka hiçbir şey yok. Bu süreci taraftar olarak haciz için kulübü bastıklarında öğrenmeseydik daha hoş olmaz mıydı?
Kaldı ki tüm bunları haciz olayında tüm suçun belediyede olduğunu varsayarak söylediğimizi hatırlatalım. Eğer bu olayda kulübün de bir kusuru varsa o zaman işin rengi tamamen değişir. Tabii bizim sorularımızın içeriği de... O zaman bu ihaleyi eski yöneticimizin bir yakınının nasıl aldığını, bu yöneticinin kulüpten istifasının gerekçelerini merak etmeye başlarız. Kulübe haciz gelmesinin sorumlularından hesap sormak isteriz. Bunlara bağlı olarak kulübümüzün saygınlığının nasıl korunduğu konusunda da aklımızda bazı soru işaretleri oluşacaktır elbette.
Örneğin geçtiğimiz günlerde Antalyasporlu taraftarlar arasında gündeme gelmiş ama kimsenin hala tatmin edici bir açıklama bulamadığı bir soru zaten hali hazırda var. Bu soru şu: Ekonomik anlamda "profesyonelce" yönetilen kulübümüzün Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) üyeliği neden askıya alınmıştır? Bu konuda suçu haciz olayındaki gibi atabileceğimiz kimse de olmadığına göre kulüp yönetiminin bu konu ile ilgili açıklaması nedir merak etmekteyiz.
Antalyaspor yönetimi geldiğinden beri ilk senelerde bizim de alkışladığımız gibi ekonomik başarıdan bahsediyor. Taraftara sunabildikleri tek dayanakları da zaten bu... Peki, haciz olayında temyizden de olumlu sonuç çıkmazsa nedir bu yaşanan son iki olayın bize anlattıkları? Belki de bunlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkan şeylerdir. Belki de bu 5 yıl içerisinde görmediğimiz daha kim bilir neler olmuştur? Göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.