Geçtiğimiz cuma yayınladığımız İl Başkanlıklarına Stat ve Tesis Ziyareti başlıklı yazımızda il başkanlıkları ziyaretimizde neler konuşulduğunu aktarmıştık. Bugün de bu ziyaretlerde partilerin bizde bıraktığı izlenimleri paylaşacağım.
Öncelikle partilerden görüştüğümüz isimlerin konuya hakimiyetlerini değerlendireyim. Görüşmede 3 ana başlığımız vardı: Stat, tesisler ve 2013 U20 Dünya Kupası... En gündemde olan konu olması sebebiyle tüm partiler stat konusuna hakim gözüküyordu. Ancak burada şöyle biri AK Parti biri de CHP ile ilgili iki not düşmek isterim. AK Parti'nin stat konusundaki söylemleri Menderes Türel'in açıklamaları ile birebir aynıydı. Bu durum bize “Acaba yeni dönemde AK Parti stat konusunda Menderes Türel'in ön planda olduğu bir tutum mu sergileyecek?” diye sordurturken CHP'de ise Ankara'nın konuya ilişkin sürekli bilgilendirilmesi Akaydın'ın gündeme getirdiği "Yer göstersinler, yapayım." söylemi dışında yeni ve daha kapsamlı bir söylem mi ortaya konulacak diye sorduttu. Stat kadar gündeme gelmese de en az stat kadar önemli olan tesisler konusunda da partiler konuya hakimdi. Bu konuda 3 partiden de aldığımız yorumlar umut vericiydi. Gelelim 2013 U20 Dünya Kupası konusuna... Partilerin en az bilgi sahibi olduğu konu buydu. 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası elinden alınan bir şehrin siyasileri bu konuya çok daha fazla hakim olmalıydı. Hatta bu turnuvayı düzenleyecek şehirler henüz kesinleşmediği için bu konuda çalışmalar yapmaya başlamalıydılar ki bir kez daha hayal kırıklığı yaşamayalım.
Bu yazıda değinmek istediğim bir diğer konuda partilerin uzlaşmaya yaklaşımları... Bu üç parti arasında uzlaşma konusuna en fazla değinen parti MHP, sonrasında ise CHP oldu. Bu iki partinin uzlaşmaya açık oldukları mesajını vermelerini olumlu buluyorum ama böyle bir uzlaşma için adım atan herhangi bir partinin olmaması bu söylemlerle pek de tutarlı bir tablo oluşturmuyor. Ziyaretimiz sırasında ortak akla birçok kez vurgu yapmamıza rağmen AK Parti'den aldığımız yanıtların hemen hemen hepsi partiler arası değil de AK Parti adı altında atılabilecek adımlara yönelikti. AK Parti, tek başına iktidar olmanın getirdiği bir rahatlıkla “Bu işi ben tek başıma da çözerim” gibi bir düşünceye sahip olabilir. Ancak -eğer böyle bir düşünceye sahiplerse- bu düşünceyi 2 farklı açıdan eleştirebilirim. İlk olarak onca yılın ardından stat ve tesis sorununu diğer partilerle uzlaşmadan kendi çizdikleri yolla çözmeye çalışırlarsa o zaman kendi adıma ben şunu sorarım: "Madem bu sorunu AK Parti tek başına çözebiliyordu. Peki, bugüne kadar neyi bekledi?" Sonuçta AK Parti bu dönemde tek başına iktidar olmadı. 3 dönemdir tek başına iktidar... Antalya bazında düşünürsek AK Parti sadece bu seçimde Antalya'da 1. parti olmadı, 2007'deki seçimde de AK Parti Antalya'da birinci parti olmuştu. İkinci olarak da herhangi bir partinin bu sorunu tek başına çözmesi ile bu sorunun tüm partilerin uzlaşmasıyla çözülmesi arasında ciddi bir fark olacaktır. Hem stat hem de tesis bu şehrin ihtiyaçlarını uzun yıllarca karşılayacak. Bu yüzden bir kez yapıldı mı en iyisi yapılmalı. En iyiye ulaşmak için de şehrin tüm dinamiklerinden faydalanılmalı. Sonuçta AK Parti'nin tüm siyasal gücüne rağmen tek başına yapacakları tüm partilerin bir araya gelerek yapabileceklerinden daha fazla olamayacaktır ki benim savunduğum sadece siyasi partiler değil, bu konuda katkı verebilecek tüm unsurların fikrinin alınması... Bu noktada uzlaşma konusuyla doğrudan ilişkili olmasa da şunu belirteyim: MHP ve CHP hemen seçim sonrası olması sebebiyle meclisin yeni düzeni kurulduktan sonra bu konuda daha kapsamlı bir görüşme yapabileceğimizi belirterek bizi bir kez daha davet ettiler. AK Parti'den ise bu yönde bir davet almadık. Bu da yukarıda yazdığım uzlaşma konusundaki yorumlarımla birebir uyuştuğu için önemli diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.