Bu sezon yazdığım maç yazılarının birçoğunda soru sora sora bir şeyler ifade etmeye uğraştım. Bunun sebebi geride bıraktığımız haftalarda soru sormaktan başka bir çaremizin kalmamasıydı.
Aklımızdaki sorulara birer birer yanıtlar bulmak yerine her hafta bu sorulara yenilerini eklendikçe ligin ilk yarısının bitmesine 1 maç kala içimiz dışımız soru işareti oldu:
Aklımızdaki sorulara birer birer yanıtlar bulmak yerine her hafta bu sorulara yenilerini eklendikçe ligin ilk yarısının bitmesine 1 maç kala içimiz dışımız soru işareti oldu:
- Bu sezon yaşadığımız şokun sebebi "ne"?
- Yaşadığımız bu şoktan çıkabilmek için "nasıl" bir çözüme ihtiyacımız var?
- Sezon öncesi transfer edilen ve kalitesi kabul görmüş isimlerden biz "neden" fayda göremedik?
- Ligi sezon sonunda "nerede" tamamlayacağız?
- Yeni hoca "ne zaman" belli olacak?
- Başkan "kim" olacak?
Üstün körü birer örnekle 5N1K formatında aklımdaki sorulardan bazılarını sıraladım ama Antalyaspor camiasında bu sezon 5N1K'dan fazlası var. Sizlere de desem ki aklınızdaki soruları yazın lütfen, herhalde sayfalarca bir liste yapabiliriz şüphesiz ki.
Peki, bu soruları biz soruyoruz da peki ya futbolcular? Acaba onlar hangi soruları soruyorlar veya herhangi bir soru soruyorlar mı?
Çünkü hocasını da, başkanını da geçtim o topu rakibin kalesine tıkacak da kendi kalesini rakibine duvar edecek de sahadaki futbolcular... Bunu yapabilmeleri için illa bir hocaya illa bir başkana ihtiyaçları mı var?
Türkiye şartlarını göz önünde bulunduruyorum ve soruyorum: Kaba tabirle eşek yüküyle para kazanan bu isimler bir topa vurabilmek için illa kendilerine deh veya çüş diyecek birine mi ihtiyaç duyuyorlar?
Başakşehir mağlubiyeti ligdeki 8. mağlubiyetimiz oldu. 16 maç 8 mağlubiyet... Lig başlamadan önce her kesimden insanın ilk 5'e girer diye tahmin ettiği kadronun elde ettiği sonuç bu.
Trabzonspor mağlubiyetinden sonra şöyle yazmıştım: "Oyunun önemli bir kısmını böylesi kontrol altında tutabildiğimiz bir maçtan bile 3-0'lık mağlubiyet ile ayrılıyorsak hangi maçı kazanacağız?"
Başakşehir maçına bakıyorum 1-0 önde tamamladığımız ilk yarının ardından Eto'o'nun sakatlanmasıyla bir anda nasıl oluyorsa takımın özgüveni tepe taklak oluyor ve 4-1 gibi bir skorla sahadan ayrılıyorlar ki skorun 4-1'den daha büyük farklı bir skor olmaması bir mucize...
Üstün körü birer örnekle 5N1K formatında aklımdaki sorulardan bazılarını sıraladım ama Antalyaspor camiasında bu sezon 5N1K'dan fazlası var. Sizlere de desem ki aklınızdaki soruları yazın lütfen, herhalde sayfalarca bir liste yapabiliriz şüphesiz ki.
Peki, bu soruları biz soruyoruz da peki ya futbolcular? Acaba onlar hangi soruları soruyorlar veya herhangi bir soru soruyorlar mı?
Çünkü hocasını da, başkanını da geçtim o topu rakibin kalesine tıkacak da kendi kalesini rakibine duvar edecek de sahadaki futbolcular... Bunu yapabilmeleri için illa bir hocaya illa bir başkana ihtiyaçları mı var?
Türkiye şartlarını göz önünde bulunduruyorum ve soruyorum: Kaba tabirle eşek yüküyle para kazanan bu isimler bir topa vurabilmek için illa kendilerine deh veya çüş diyecek birine mi ihtiyaç duyuyorlar?
Başakşehir mağlubiyeti ligdeki 8. mağlubiyetimiz oldu. 16 maç 8 mağlubiyet... Lig başlamadan önce her kesimden insanın ilk 5'e girer diye tahmin ettiği kadronun elde ettiği sonuç bu.
Trabzonspor mağlubiyetinden sonra şöyle yazmıştım: "Oyunun önemli bir kısmını böylesi kontrol altında tutabildiğimiz bir maçtan bile 3-0'lık mağlubiyet ile ayrılıyorsak hangi maçı kazanacağız?"
Başakşehir maçına bakıyorum 1-0 önde tamamladığımız ilk yarının ardından Eto'o'nun sakatlanmasıyla bir anda nasıl oluyorsa takımın özgüveni tepe taklak oluyor ve 4-1 gibi bir skorla sahadan ayrılıyorlar ki skorun 4-1'den daha büyük farklı bir skor olmaması bir mucize...
Şimdi soruyorum sahadaki bu isimlere... Diğer sorular gibi boşluğa karışıp gidecek bir soru daha belki ama ben inatla soruyorum:
Gerçekten bu fiyaskonun içinde kendinize hangi soruları soruyorsunuz veya herhangi bir soru soruyor musunuz? Hadi siz sormuyorsunuz da anneniz babanız eşiniz dostunuz ile konuşurken şu fiyaskonun bir parçası olmaktan hiç mi utanmıyorsunuz?
Gerçekten bu fiyaskonun içinde kendinize hangi soruları soruyorsunuz veya herhangi bir soru soruyor musunuz? Hadi siz sormuyorsunuz da anneniz babanız eşiniz dostunuz ile konuşurken şu fiyaskonun bir parçası olmaktan hiç mi utanmıyorsunuz?