Bu yazının başlığına akla ilk gelen seçeneği yazıp geçtim. Çünkü bugünkü Beşiktaş deplasmanında Antalyasporlu futbolcular da benim yaptığımın aynısını yaptı. Sahada aklına ilk ne geldiyse onu yapıp geçti. Hiçbir futbolcu kendisini takım arkadaşları ile bir bütün olarak düşünme zahmetine girmedi. Ligin ilk maçında beni en rahatsız eden görüntü bu oldu. Bu görüntü nedeniyle sahada bir takım olmayı başaramadık ve ataklarımız bir ateşe dönüşmeden küçük kıvılcımlar olarak belirdi ve sönüverdi.
Bu maçta beni en fazla rahatsız eden ikinci görüntü ise maçın seyircisiz olmasının avantaj olduğuna yönelik maç öncesi açıklamalarına rağmen bu avantajı lehimize kullanmaya yönelik sahada herhangi bir hamle görememek oldu. Yukarıdaki paragrafta Antalyaspor'u eleştirdim ama bu maçta Beşiktaş da oldukça vasattı. Bu vasat Beşiktaş'ı seyircisiz bir maçta yakalamışken sahada birazcık diş gösterebilen bir Antalyaspor olsa şu an rahat bir galibiyet almıştık.
Benim bu görüşlerimin aksine Rıza Hoca maç sonu açıklamalarında takımdan genel olarak memnun olduğunu ve kendisinin penaltı pozisyonuna takıldığını söyledi. Rıza Hoca'nın penaltı konusundaki görüşlerine katılıyorum ama takımla ilgili memnuniyetine pek anlam veremedim. Sahada takım olamayışımız bugün Eto'o'nun da etkisiz kalışı ile birleşince sahada istediğimiz futbolu kesintisiz olarak 5 dk sergileyemedik bile. Hal böyle iken teknik kadronun gerçekçi davranıp penaltı kadar bu tabloya da takılması gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim penaltı pozisyonuna... Gerçi bu konu hakkında çok konuşmaya bile yok. Maç sonu açıklamalarında Cenk Tosun bile "Küçük dokunuşlar dengemi bozdu." falan filan diyerek pozisyonun penaltı olduğuna kendinin de inanmadığını göstermiş oldu. Futbolda küçük dokunuşlar zaten var ama olayın küçük dokunuş boyutuna gelmeden önce Cenk Tosun'un pozisyonda dengesini bozan asıl şey yere vurduğu sol ayağı... Objektif olarak pozisyonu izleyen herkes görecektir ki Cenk Tosun'un düşmeye başladığı an sol ayağını yere vurduğu an ve pozisyonun penaltı ile en ufak bir ilgisi yok. Cüneyt Çakır'ın açısı falan filan diye de tartışmaya gerek yok. Rıza Hoca'nın dediği gibi bu pozisyon Beşiktaş aleyhine olsa penaltıyı asla çalamazdı.
Biraz da maçın yorumcularına değinmek istiyorum. Maç boyunca taraflı bir anlatımla Antalyaspor'u faul yaparak oyunu soğutmaya çalışan taraf olarak lanse ettiler. Bu konuda özellikle Ömer Çatkıç'ın maç sonunda yaptığı "Bir tarafta oynamak isteyen bir takım, bir tarafta oynamak istemeyen bir takım..." açıklaması bana oldukça taraflı gelmişti. Ancak maç sonunda maçın istatistikleri yayınlandığında görüldü ki tablo hiç de öyle değildi. Çünkü maç istatistiklerine göre Antalyaspor'un yaptığı faul sayısı 18 iken Beşiktaş'ın yaptığı faul sayısı ise 24...
Sezonun ilk maçında bir kez daha gördük ki bir Anadolu takımı kazanmak ve başarılı olmak istiyorsa hakemi de, medyayı da, kısacası düzeni de yenmek zorunda... Biz zaten bunu en başında beri biliyoruz ama bu konular hakkında daha yüksek sesle tepki koyabilmemiz için öncelikle ortaya koyduğumuz futboldan kendimiz tatmin olabilmeliyiz. Aksi takdirde bu konular hakkında ne tepki koysak da havada kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.