Orada burada insanlar görüyorum, övünüyorlar: Oğlum ben Antalyalıyım, Atatürk'ün dünyanın en güzel yeri dediği şehrin çocuğuyum. Biz kayak yaptıktan 45 dakika sonra denize giriyoruz. Yakamozların en güzelinde, dünyanın en güzel kızlarına biz aşık oluyoruz...
Aşk; kimine göre aptallık, kimine göre yaşamak için hava, su kadar gerekli olan... Kimisi bir kıza aşık olur, kimisi bir şarkıya, kimisi bir resime ama işte biz Antalya şehrine aşığız. Kızların en nazlısına, şarkıların en melodiğine, resimlerin en renklisine ve gurur duyuyoruz aşkımızla. Antalyalılığımızla her zaman gurur duyuyoruz. Peki ya Antalyamızı anlattığımız, yaşadığımız gibi bu şehrin en güzel yanı olan Antalyasporumuzu ne kadar yaşıyoruz? Ne kadar Antalyasporumuzla gurur duyuyoruz?
Antalya insanının büyüyen Antalya şehrine yabancılaştığı gibi Antalyaspor'a da yabancılaşıyoruz yavaş yavaş. Az kaldık şu güzel şehirde, güzel insanlar olarak... Biziz bu şehri çocuklarımıza sevdirecek olan, tıpkı anne-babalarımızın bize sevdirdiği gibi. Biziz bu şehirde yalnız kalan Antalyaspor'u tekrar 1 numaraya çıkarmak zorunda olan.
İşte bundan dolayı bu blogu açmayı düşündük. Belki 3 kişi, belki 5 kişi takip eder. Ancak belki sesimizi birileri duyar da "Hala Antalyaspor'u Antalya şehri için, arma için, renkleri için takip edenler varmış." der diye. İyi günde, kötü günde nasıl armanın yanında olduysak inşallah dilimiz döndüğünce birkaç şey karalamak istiyoruz. Sesimizi bu şekilde duyurmak istiyoruz.
Dünyanın en güzel şehrinden dünyanın en güzel aşkına feda olsun.
Çok güzel düşünülmüş ve blog dünyasındaki eksiği dolduran bir blog olmuş. Bir Antalyalı olarak takipçiniz olacağım.
YanıtlaSil