2-1 kazandığımız Kasımpaşa maçı için yazdığım yazıya "3 Puanlık Nefes" başlığını atmış, söz konusu yazımda Bursaspor maçının bol gollü geçeeğini tahmin etmiştim. Bol gol konusundaki tahminim tuttu ama ne yazık ki pek de umduğum bir şekilde değil. Kasımpaşa maçında aldığımız nefes 4-0'lık mağlubiyetle daha ilk haftadan kesiliverdi.
Bu sahneyi ligdeki iki galibiyetimizden bir diğeri olan Osmanlıspor galibiyetinin ardından da yaşamıştık. O zaman da 3-1'lik Sivasspor mağlubiyetiyle hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Ancak şunu söylebilirim ki bunun 3. kez yaşanması birçok açıdan oldukça sancılı bir süreç yaşamamıza sebebiyet verecektir.
Bu sebeple bir an önce çözüm bulunmalı diyeceğim ama çözümü bulabilmek için öncelikle sorunu doğru şekilde tespit edebilmemiz gerekmekte... Peki takımdaki sorun ne? Gerçekten bu soruya verebileceğim çok net bir yanıtım yok. Kaybettiğimiz maçları ayrı ayrı analiz edersek mağlubiyet sebeplerinin farklı farklı olduğunu da görürüz zaten.
Sorun oynadığımız futbol mu? Çoğu kişi benimle hemfikir olmayacak ama sorun futbol değil bence. Bu maçı istisna tutarsam son maçlardaki futbolun ümit verdiğini düşündüğümü daha önceki yazılarımda yazdım. Son haftalarda oynadığımız maçlara bakınca takım aslında maç içerisinde üstünlük kurabileceği fırsatları olması gerektiği gibi oynayarak yakalıyor ama bunu devamlı olarak gerçekleştiremiyor. Diğer bir deyişle maç içerisinde öyle bir kırılma anı yaşanıyor ki takım tepetaklak oluveriyor ve sonrasında ise bu durumu toparlayabilecek ne bir zihinsel ne bir fiziksel direnci gösterebiliyor.
Bu durumu yaşamamızın temel sebeplerinden birinin defansif olarak zaaflarımızı gidermek için harcadığımız eforun dakikalar geçtikçe hücum yönümüzü de aşağı çekmesi olabileceğini düşünüyorum. Etoo'ya hala top almak için geriye geldiği için kızanlar var ama Etoo bunu yapmasa bu işlevi görebilecek kilit oyuncuyu hala bulabildiğimizi de söyleyemeyiz. Bu yüzden direkt sorunumuz bu değil belki ama alt sorunlardan biri olarak çözümlememiz gereken noktalardan birinin bu olduğu kesin.
Bu maç için tabii bu sıkıntılara ek olarak bir de daha 2 hafta önce Göztepe maçında gördüğü anlamsız kırmızı karta bu maçta bir yenisini ekleyen Sandro faktörü de bizi oldukça aşağıya çekti. Kusura bakılmasın ama bu tarz bir kart görebiliyorsa bunun sebebi sert karakterli bir futbolcu olması değil aksine yumuşak/zayıf karakterli bir futbolcu olmasıdır. Çünkü bu kadar kolay bir kartla takımını 10 kişi bırakmak takım arkadaşlarının emeğine ihanettir. Kaldı ki bu ikinci kez oluyor. Bu konuda kulüp gerekli ceza ne ise en ağırını vermeli.
Şimdi önümüzde Karabükspor maçı var. Sezon sonuna doğru bu sıralarda olmamayı umuyorum ama şu an için ligde bir alt sıramızdaki rakibimize karşı alacağımız 3 puan oldukça önemli... Önemli de bakalım bugün bizi neler bekliyor acaba? İyi dilekler yerine bu kez de böyle ümitsiz böyle keyifsiz bitirelim ki bakarsınız bu sefer de bunun tersi olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlarınızın yayınlanmayacağını hatırlatır, yorumlarınızı paylaşarak blogumuzu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.