30 Kasım 2017

STSL 13. Hafta - Fenerbahçe | Korkutan Benzerlik

Bu maç yazısında beni korkutan bir benzerliği vurgulamak istiyorum. Daha önceki maçlarda da bazı bazı benzer yanlar hissedebiliyordum ama sanırım geçtiğimiz hafta oynadığımız Konyaspor maçında uzun bir aradan sonra kendisinin cismini de görünce bu benzerlik zihnimde bir parça daha pekişti. Bahsettiğim benzerlik Leonardo ve Mehmet Özdilek benzerliği...

Sezon içerisinde geldiği için adaptasyon konusunda hala zamana ihtiyacı olabileceği fikrine karşı olmasam da Leonardo nedense bana her geçen gün Mehmet Özdilek'i hatırlatıyor. Tahmin edersiniz ki bu benzerlik de bir Antalyasporlu olarak beni korkutuyor.

Antalyaspor'un Leonardo yönetiminde oynadığı maçlara şöyle genel olarak bir bakalım. Takımda net bir dille ifade edilebilecek ne bir ilerleme var, ne de gerileme... A takımına karşı oynadığımız futbolla B takımına karşı oynadığımız futbol arasında bir fark var mı? O da yok. Her maça hemen hemen aynı kafayla çıkıyoruz.

Örneğin, bu maç yazısının asıl konusu olması gereken Fenerbahçe maçına bakalım. Daha önceki haftalardan farklı olarak sahaya hangi dokunuşu vardı Leonardo'nun? Fenerbahçe'nin en önemli zaafiyetlerinden biri kalesi... Volkan Demirel'in yan toplarda başarılı iken cepheden gelen şutlarda başarısız olduğu bilinen bir gerçek... Peki, bunu kullanmak için ne gibi bir hamle yaptık? Birkaç istisna pozisyon dışında yan toplarla klasik oyunumuzu oynayıp durduk. Bu noktada maçtan önce rakibi analiz etmek konusunda ya bir eksiklik var ya da rakibe göre oyun kurgulamak konusunda bir sorun.

Fenerbahçe maçında Leonardo'yu Mehmet Özdilek'e benzettiğim noktalardan bir tanesi de oyuncu değişiklikleri oldu. Blogu takip edenler bilir Mehmet Özdilek zamanında en çok oyuncu değişiklikleri konusunda yazardık. O günler geri mi geliyor ki? İlk yarıyı 1-0 geride kapatmışız. İkinci yarıda beklediğimiz gol bir türlü gelmiyorken bu kadar geç oyuncu değişikliği yapmak ne kadar mantıklı?

Şöyleydi böyleydi yazıyoruz ama vallahi de billahi de şu maçı kazanmamamız için hiçbir nedenin olmadığını bilerek yazmak bizi daha çok üzüyor. Fenerbahçe bu maçta top mu oynadı? Hayır. Doğru düzgün pozisyon bile yok ama bizim bir türlü çözüm bulamadığımız sorunlarımız puanları savurup durmamıza neden oluyor.

Bir kez daha umarım diyeyim ve umarım bu sorunlarla ligin ikinci yarısında boğuşmayız. Bir umarım da şunun için: Leonardo konusunda kurduğum bu benzerlik konusunda umarım yanılırım da takıma katıldığı ilk gün kurduğumuz hayalleri bize yaşatırken Leonardo'yu alkışladığımız günler bir an önce gelir.




 

26 Kasım 2017

STSL 12. Hafta - Konyaspor (D) | Bir Kez Daha Eto'o

Bu maç hakkında ne yazayım diye düşündüğümde aklıma gelen hemen hemen her cümle Karabükspor maçı ile aynı... Bu sefer galibiyetle değil beraberlikle sahadan ayrılmamızı sağlasa da ortaya çıkan skorun mimarı Karabükspor maçında olduğu gibi yine Eto'o oldu. Takımın -özellikle ikinci yarıda- yokları oynadığı bir maçta daha takımına nefes aldırdı.

Doğruya doğru sadece bu son iki haftayı esas alarak Eto'o'nun kazandırdığı bu 4 puan olmadan puan cetvelinde nerede olurduk diye baktığımızda sonuç dehşet verici: Sondan 3. sıra... Şimdi öyle veya böyle takıma ilişkin bir umut besleyebilirken sondan 3. sıra gibi bir tabloyu yaşamak bizim için çok daha büyük bir kabus olurdu. Eto'o, Nasri, Menez, Maicon vs. gibi yabancı yıldıların olduğu bir takım düşme hattında; bunu kim nasıl açıklayabilirdi ki?


Gerçi bugünkü tablonun da pek açıklanabilir bir yanı yok. Bir yanda tek başına puanları toplayan bir Eto'o, diğer yanda ise daha oyuna doğru düzgün bir katkı sağlayabildiklerini göremediğimiz diğer yıldız isimler... Bu noktada Maicon'u Nasri ve Menez'den ayrı tuttuğumu belirteyim ki her ne kadar son haftalarda performans olarak düşüşte de olsa kendisine haksızlık yapmış olmayayım.

Geriye kalan iki isim... Nasri ve Menez... Bundan sonra takıma nasıl katkı sağlarlar? Bu soruya verilebilecek en doğru yanıtın ne olduğunu ben de bilemiyorum ama zaten doğru yanıtın ne olduğunu bulması gerekenler ne benim ne de bir başkası... Doğru yanıtın ne olduğunu bulması gerekenler bu isimlerin ta kendisidir.

Dolayısıyla birkaç hafta daha işler böyle devam ederse bu isimler bu gidişatın sorumluluğunu üstlenmeliler. Sonuçta iyi zamanda nasıl alkışın en büyüğünü alan kişiler bu isimler oluyorsa, kötü zamanda da tepkinin en büyüğünü almak onlar için yadırganacak bir durum olmasa gerek.

Bu noktada yönetim de isimlerin kim olduğuna bakmaksızın gerekli yaptırımları uygulanmaya başlamalı. Çünkü bu takım yükselişe geçer diye diye ligin ilk yarısı neredeyse bitti ve Eto'o tek başına bu takıma kaç puan daha kazandırabilir ki? "Artık yükselişe geçme zamanı..." cümlelerini kurmak bile sıkıcı bir hal almaya başladı.

Maç özelinde Leonardo için de bir şeyler söylemek gerekirse yukarıda Nasri ve Menez için kurduğum cümleleri bire bir olmasa da kısmen onun için söylemek de mümkün. Özellikle Konyaspor'un golünden önce kalemizde kurduğu baskıyı bizler gibi seyretmesi gerçekten cevapsız bir husus...

Bugün kendi sahamızda rakip Fenerbahçe... Son dönemde Fenerbahçe maçları genelde iddialı bir şekilde beklediğimiz bir maç oluyor ama bu sezon aklımız tamamen soru işaretleri ile doluyken bu maç öncesinde nasıl bir maç olabileceğine dair bir tahminde bulunmak bir hayli güç... Son 4 maçta 3 galibiyet ve 1 beraberlik aldığımız rakip karşısında umarım bugün de bu olumlu istatistiğe bir yenisini daha ekleriz demekten başka elden bir şey gelmiyor.


 

18 Kasım 2017

STSL 11. Hafta - Karabükspor | Eto'o Farkı

Sezon öncesinde tahmin ettiğimiz lig performansımızda Karabükspor maçı gibi maçlar da vardı. Sonuçta istediğiniz performansı her maç ortaya koyamayabilirsiniz ve böylesi maçlarda kadronuzdaki yıldız isimler ön plana çıkarak size maçı kazandırır. Kadromuza bakınca bu lükse sahip görünüyorduk ama ligdeki ilk 10 haftada bu lüksü de yaşayamamıştık.

Bu maçta bu lüksü Eto'o ile yaşadık. "Eto'o bitmiş." diyenlere inat geldiği ilk günden itibaren bir futbol efsanesi olduğunu ortaya koyuyor. Bu maçta attığı iki gol de birbirinden güzeldi ve Eto'o'nun takıma katkısını en somut olarak gördüğümüz maçlardan birisi oldu Karabükspor maçı.


Ancak bu noktada şunu da atlamamamız gerek. Eto'o'nun bu maçta ortaya koyduğu performansın en önemli sebeplerinden bir tanesi de Eto'o'ya oynama fırsatını yaratan Deniz Kadah'tır. Onun olduğu maçlarda Eto'o çok daha rahat bir görünümde oluyor. Topu almak için geriye gelmek zorunda kalmadığı sürece Eto'o hücum hattında çok daha etkili ve dirençli oluyor. Dolayısıyla bu maçın gizli yıldızı da Deniz Kadah'tır.

Yukarıda değindiğim durumdan yola çıkarak bir paragraf da defans hattımız için yazmam gerekiyor. Neden yukarıdaki durumdan yola çıkarak dedim. Çünkü arkada defans ne kadar sağlam olursa önde hücum oyuncuları o kadar daha fazla aktif olabiliyor. Bu anlamda defansif zaafiyetimizi bu maçta da yenebildiğimizi söylemek mümkün değil. Bunun en net örneği de daha bir hafta önce Bursaspor maçında yediğimiz golün aynısını bu maçta da yemiş olmamızı gösterebilirim. Lige verilen bir haftalık arada umarım bu soruna kısmen de olsa çözüm yaratılabilmiştir.

Bu hafta rakip Konyaspor... Her iki takım da alt sıralara yer etmişken aradaki husumetten kaynaklı rekabetin etkisi ile lig sıralamasının da ötesine geçen bir önemi olan bir maçta bu sefer daha önceki iki galibiyetimizden sonra yaşadığımız akıbeti bozup Karabükspor galibiyetini galibiyetle perçinlemiş oluruz. Vur topa gol olsun Antalya.


 

04 Kasım 2017

STSL 10. Hafta - Bursaspor (D) | Heves Yine Kursakta

2-1 kazandığımız Kasımpaşa maçı için yazdığım yazıya "3 Puanlık Nefes" başlığını atmış, söz konusu yazımda Bursaspor maçının bol gollü geçeeğini tahmin etmiştim. Bol gol konusundaki tahminim tuttu ama ne yazık ki pek de umduğum bir şekilde değil. Kasımpaşa maçında aldığımız nefes 4-0'lık mağlubiyetle daha ilk haftadan kesiliverdi.

Bu sahneyi ligdeki iki galibiyetimizden bir diğeri olan Osmanlıspor galibiyetinin ardından da yaşamıştık. O zaman da 3-1'lik Sivasspor mağlubiyetiyle hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Ancak şunu söylebilirim ki bunun 3. kez yaşanması birçok açıdan oldukça sancılı bir süreç yaşamamıza sebebiyet verecektir.

Bu sebeple bir an önce çözüm bulunmalı diyeceğim ama çözümü bulabilmek için öncelikle sorunu doğru şekilde tespit edebilmemiz gerekmekte... Peki takımdaki sorun ne? Gerçekten bu soruya verebileceğim çok net bir yanıtım yok. Kaybettiğimiz maçları ayrı ayrı analiz edersek mağlubiyet sebeplerinin farklı farklı olduğunu da görürüz zaten.

Sorun oynadığımız futbol mu? Çoğu kişi benimle hemfikir olmayacak ama sorun futbol değil bence. Bu maçı istisna tutarsam son maçlardaki futbolun ümit verdiğini düşündüğümü daha önceki yazılarımda yazdım. Son haftalarda oynadığımız maçlara bakınca takım aslında maç içerisinde üstünlük kurabileceği fırsatları olması gerektiği gibi oynayarak yakalıyor ama bunu devamlı olarak gerçekleştiremiyor. Diğer bir deyişle maç içerisinde öyle bir kırılma anı yaşanıyor ki takım tepetaklak oluveriyor ve sonrasında ise bu durumu toparlayabilecek ne bir zihinsel ne bir fiziksel direnci gösterebiliyor.

Bu durumu yaşamamızın temel sebeplerinden birinin defansif olarak zaaflarımızı gidermek için harcadığımız eforun dakikalar geçtikçe hücum yönümüzü de aşağı çekmesi olabileceğini düşünüyorum. Etoo'ya hala top almak için geriye geldiği için kızanlar var ama Etoo bunu yapmasa bu işlevi görebilecek kilit oyuncuyu hala bulabildiğimizi de söyleyemeyiz. Bu yüzden direkt sorunumuz bu değil belki ama alt sorunlardan biri olarak çözümlememiz gereken noktalardan birinin bu olduğu kesin.

Bu maç için tabii bu sıkıntılara ek olarak bir de daha 2 hafta önce Göztepe maçında gördüğü anlamsız kırmızı karta bu maçta bir yenisini ekleyen Sandro faktörü de bizi oldukça aşağıya çekti. Kusura bakılmasın ama bu tarz bir kart görebiliyorsa bunun sebebi sert karakterli bir futbolcu olması değil aksine yumuşak/zayıf karakterli bir futbolcu olmasıdır. Çünkü bu kadar kolay bir kartla takımını 10 kişi bırakmak takım arkadaşlarının emeğine ihanettir. Kaldı ki bu ikinci kez oluyor. Bu konuda kulüp gerekli ceza ne ise en ağırını vermeli.

Şimdi önümüzde Karabükspor maçı var. Sezon sonuna doğru bu sıralarda olmamayı umuyorum ama şu an için ligde bir alt sıramızdaki rakibimize karşı alacağımız 3 puan oldukça önemli... Önemli de bakalım bugün bizi neler bekliyor acaba? İyi dilekler yerine bu kez de böyle ümitsiz böyle keyifsiz bitirelim ki bakarsınız bu sefer de bunun tersi olur.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...