29 Ekim 2017

ZTK 4. Tur - Etimesgut Belediyespor (D) | Tek Gollü Tur

Maça gidemeyen isimlerden biri olarak maçı internet üzerinden dönüşümlü yayınla izlemeye çalıştım. Ancak sağ olsun yayıncı kuruluş dönüşüm konusunda o kadar berbat bir iş çıkardı ki Antalyaspor maçı yerine Sarıyer - Adana Demirspor maçının devre arası görüntülerini, reklamları vs. izledik. Sarıyer - Adana Demirspor maçının penaltılara kadar uzamasıyla da bizim maç iyice yalan oldu. Dolayısıyla buraya ne yazık ki yazabileceğim çok bir şey yok.

Sadece izleyebildiğim bölüm için şunu söylemeden geçmek istemem. Takıma dahil edilen genç isimlerin potansiyeli güçlü... Belki takımın tam performansa ulaşamaması da bende bu algıyı oluşturuyor olabilir ama kadromuzdaki kaliteli isimlerle birlikte çalıştıkça bu genç arkadaşların potansiyellerini de kullanarak iyi noktalara geleceklerine inanıyorum. Örneğin kupa maçından önceki lig maçında da izleme imkanı bulduğumuz Harun Alpsoy oldukça kendine güvenli duruyor sahada, oyuna katkısı da olumlu...



Ziraat Türkiye Kupası açısından baktığımızda bu turlarda zaten önemli olan kazaya kurban gitmemek ve bu gibi genç yetenekleri takıma adapte edebilmek... Bu açıdan baktığımızda sahada genç isimleri izleyip sahadan galibiyetle ayrılmak sevindirici... Takımın oyununu vs. gibi konuları ise 2017 senesinde onca teknolojik imkan varken kesintisiz izleme imkanı bulabilirsek bir başka maçta değerlenirebiliriz inşallah.


 

STSL 9. Hafta - Kasımpaşa | 3 Puanlık Nefes

İlk haftalarda takımın oyunu hakkında çok büyük ölçüde bir fikir birliği vardı. Takım sergilediği oyunla hemen hemen herkesten olumsuz yorumlar alıyordu. Son 2-3 haftadır dikkat ediyorum bu konuda bir ikilik ortaya çıktı. Bir taraf takımın oyunundan hala aynı tonda olumsuz bahsederken bir taraf olumlu yorumlar yapmaya başladı.

Bense bu iki tarafın ortasında ama geçen haftalara ait maç yazılarımdan da görülebileceği üzere biraz daha olumlu tarafa yakın bir bakış açısındayım. Maçları takip ederken bazen hala öfkeden çıldırıyorum ama bazen de gerçekten keyif alarak izlediğim dilimler de oluyor. Bu dilimlerin süresi her geçen hafta biraz daha artıyor. Bu sebeple ben taraftarın görüş ayrılığına düştüğü bu son 2-3 haftalık gidişattaki sonuçları daha çok psikolojik nedenlere bağlıyorum.

Bu bağlamda Kasımpaşa maçında aldığımız 3 puan bizim için bir nefes oldu ama bu galibiyet bizim için 3 puandan daha fazla anlam da ifade edebilir. Bu düşünceyi Osmanlıspor galibiyetinden sonra da taşıyordum ama sonraki iki hafta ne yazık ki işler istediğimiz gibi gitmedi ve yanılmış oldum. Umarım bu düşüncemde bu sefer yanılmam.


Kadromuzun kalitesi bireysel olarak bakıldığında asla tartışılmaz. Ancak bu bireyselliğin ötesine geçip takım olarak tartışılmaz bir kaliteye ulaşabilmek için bazen dışsal faktörlerden de olumlu bir destek görmek gerekebilir. 2-3 peş peşe galibiyetin bu olumlu havayı yaratacağını düşünüyorum.

Bu noktada Bursaspor maçı yine kritik virajlardan bir tanesi... Bursaspor'un ligde şu ana kadar oynadığı maçlara baktığımızda sadece bir maçı gol yemeden tamamlayabilmişler ve genellikle de çok gollü skorlar ortaya çıkmış. Daha önceki pek çok Bursaspor maçı gibi keyifli bir maç olacağından şüphem yok ama dileğim bu zorlu deplasmandan gollü ve keyifli bir galibiyetle dönebilmek...


 

20 Ekim 2017

STSL 8. Hafta - Göztepe | Hayal Kırıklıklarına Devam

Hayal kırıklıklarına ne yazık ki bu hafta da devam... Geçen haftaki maç yazısına "hayal kırıklığı" içerikli bir cümle ile başlamıştım, nasipte bu hafta da aynısı varmış: Hayal kırıklığı...

Oysa geçen haftaki yazıyı yazarken Göztepe maçından oldukça ümitliydim. Göztepe bu sezon için her ne kadar "lige çok iyi bir başlangıç yapan ekip" sıfatını taşısa da "Süper Lig'in yeni temsilcisi" sıfatını da henüz üzerinden atabilmiş değil. Bu yönüyle onların bu iyi gidişatı sürdürebilmek yönünde gösterebilecekleri direnç belirsiz...

Göztepe'yi bu direnç noktasında kırabilecek takımların başında olduğumuzu düşünüyordum. Kaliteli kadrosuna rağmen yapabileceklerini henüz ortaya koyamayan bir Antalyaspor'un şu an bizim için "kötü bir sürpriz" iken ligdeki tüm takımlar için de "tehlikeli bir sürpriz" niteliğinde aslında... Çünkü bu gidişat sezon sonuna kadar bu şekilde sürmeyecektir. Bir noktada bu takım ayağa kalkacak ve beklentilerimize yanıt vermeye başlayacaktır.

Göztepe maçında bu ayağa kalkışı gerçekleştiremedik. Bunda da bence en önemli etken geride kalan haftaların üzerimizde bıraktığı stres... Göztepe maçında yaptığımız paslaşmalara, hücum tercihlerine bakınca hep bu stresin izlerini görmek mümkün. Örneğin Menez'in pası... Sıkıştığı anda yanı başındaki arkadaşını tercih etmemesinin sebebini bu streste buluyorum ben. Veya duran top organizasyonlarımız mesela... Doğrudan kaleye şutlar çıkarabileceğimiz noktalarda hep garip organizasyonlarla topu heba ettik.

Tabii tüm suçu da strese yıkmamakta fayda var. Çünkü stres diyoruz ama kadromuzdaki birçok isim kariyerlerinde çok çok daha üst seviye mental mücadeleler vermiş isimler iken bizim bu stresin altında eziliyor olmamız çok da açıklanabilir bir durum değil. Buna ek olarak takım tam golü bulmuş ve umutlanmışken Sandro'nun kırmızı kartlık hareketi açıklanabilir değil.


Ancak her şeyin özünde işler her zaman istediğimiz gibi gitmese de takım olarak yapmamız gerekeni yapmalıyız. Dolambaçlı yollar yerine doğrudan sonuca odaklı hareket etmeliyiz. Çünkü futbol basit bir oyun ve bu oyunu ne kadar basit oynarsanız o kadar başarılı olursunuz.

Göztepe maçının ikinci yarısı 10 kişi eksik olmamıza rağmen gösterdiğimiz performans bize ayağa kalkabilecek güçte olduğumuzun işaretlerini bir kez daha verdi. -Bir kez daha- umarım ki Kasımpaşa maçı işaret değil, sonuç görebildiğimiz bir maç olur ve önümüze bu gereksiz streslerden arınarak devam edebiliriz.


 

14 Ekim 2017

STSL 7. Hafta - DG Sivasspor (D) | Bu Kadar Kolay Olmamalı

Sezona bir hayal kırıklığı daha ekledik. İlk galibiyetin ardından acaba bir galibiyet serisine başlayabilir miyiz derken Sivasspor deplasmanından net bir mağlubiyetle döndük. Öyle bir mağlubiyet ki 42 dakikada 3 gol yedik, hücum gücü yüksek bir takım olduğumuzu iddia ederken 33 dakika boyunca 10 kişi oynayan rakibimize sadece 1 gol atabildik.

Bu skor insanın aklına soru işaretleri getirmiyor değil. Ancak "Rıza Hoca'nın gönderilmesi hata mıydı?" sorusu bunlardan biri değil. Hele ki daha ilk maçtan... O yüzden ortalığı bu soru ile karıştırmaya gerek yok. Rıza Hoca konusunda görüşüm net. Yönetimin vizyonu ile Rıza Hoca'nın misyonu uyuşmuyordu. Böylesi bir ortamda da beklenen başarıların gelmesi oldukça zordu.

Leonardo ile bu misyon-vizyon uyumu sağlanabilir mi bilinmez ama ben takımda bu kadar yabancı yıldız varken yerli hoca yerine yabancı bir hocanın daha faydalı olacağını düşünmekteyim ki Leonardo da CV'si ile bu faydayı sağlayabilecek potansiyelde bir hoca...


O yüzden ilk maçtaki tablo üzerine fazlaca bir yorum yazmak istemiyorum ama Sivasspor maçının kaybedilmesi ile büyük bir fırsatı teptiğimizin de farkında olmalıyız. Bu deplasmandan galibiyet ile dönmüş olsaydık milli maç arasına peş peşe iki galibiyetin getirdiği çok farklı bir hava ile ve yeni hocanın getirdiği motivasyon ile girecektik. Şimdi ise tam tersi oldu.

Tabii moral işin sadece bir yanı... Umarım diğer konularda bu milli maç arası bizim için güzel bir fırsat olmuştur. Örneğin hoca takıma hakimiyetini oluşturmaya başlamış ve bizi galibiyetten alıkoyan sorunlara çözümler oluşturmaya başlamıştır. Çünkü bazı sorunlar çok net göz önündeyken henüz çözümlenebilmiş değil.

Umarım Göztepe maçı bizim için lige başlangıç maçı olur. Umarım bu maçla birlikte galibiyetler de peş peşe gelebilir. Ha galibiyetin gelmediği hafta da olacak mı, olacak ama böylesi bir kadro için puan kaybetmek bundan sonraki haftalarda umarım bu kadar kolay olmaz.


 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...