08 Ağustos 2012

TRANSFER | Emre Güngör

Antalyaspor bugüne kadar Diarra, Isaac gibi ses getirici isimlerle anlaşma yaptı. Özellikle en eksik olduğumuz forvet hattında yapılan bu transferler oldukça yerinde idi. Ancak bu gece kesinleşen Emre Güngör transferi sanırım en ses getireni oldu.


Uzun yıllardır stoper sıkıntısı çekiyoruz. Yalçın Ayhan bir derece de olsa orayı sağlam tutuyordu ancak ondan sonra Yalçın'ı bile arar olmuştuk. Emre orayı kapatacak kapasitede bir futbolcu benim gözümde.

Beni tek korkutan ise sakatlıkları... Bildim bileli 3 ay top oynayan 2 ay sakat yatan bir futbolcu Emre. İşin açığı Gaziantep'te forma giyerken ciddi bir sakatlık yaşadı mı bilmiyorum, ancak Galatasaray döneminde sakatlıklarla boğuştuğu bir gerçek.

Ancak bu Emre'nin kalitesini tartışmamıza gerekçe olarak gösterilmez. Antalyaspor "bonservissiz futbolcu transferi" politikasına göre başarılı bir transfer yapmıştır. İnşallah Antalyasporumuza yararlı olur.




 

07 Ağustos 2012

Bu Şehirde Bir Şampiyon Var


Antalyaspor Su Topu Takımı... Acaba tribünde kaç kişi böyle bir takımın varlığından haberdardı. Antalya gibi turizm merkezinde, stadyumu olmadığı gibi olimpik kapalı bir havuzu olmayan şehirde, kulüpten hiçbir yardım almadan şampiyon olan bir takım bu adsız kahramanlar...

Evet Antalyaspor'a hiç maliyetleri yok. Onlar kendi çaplarında antrenman yapacak yerler ayarlayarak şampiyon oldular da acaba maçlarında tribünde bir tane Antalyaspor atkılı var mıydı?

Seneye 1. Lig'de mücadele edecek takımı canı gönülden tebrik ediyorum. Başarıları daim olur inşallah.

Oley oley oley oley Şampiyon Antalya!!!




 

04 Ağustos 2012

Maraton Tribünü İçin Bir 'Orta Yol' Önerisi

Dün tam Emin Altıner'ın açıklamaları ile ilgili bir yazı yazmaya başlamıştım ki As Başkan Hüseyin Acarlıoğlu'nun Twitter'da yazdıklarıyla o yazıyı askıya aldım. Hüseyin Acarlıoğlu attığı tweetlerde şöyle diyordu: “Taraftarımızın Ceysu tribünlerindeki kombine bilet fiyatları hususundaki tepkilerini anlıyoruz. Ceysu tribünlerinde çalışmalar yapıyoruz.Umarız 2-3 kategoride fiyatlar oluşturabiliriz. Bu çalışmalar yakında neticelenmiş olacak. Esas sıkıntı maalesef stadın yapı planı ile ilgili. Umarız çalışmalarımızın neticesi taraftarın arzu ettiği şekilde sonuçlanacaktır.”

Açıkçası umutlandıran bir açıklama... Sonuç ne olur bilinmez ama taraftarın taleplerini görmezden gelmeye devam etmeyip bu talepleri değerlendirmeye almaları bile olumlu bir adımdır. Taraftarlar olarak bizler de umuyoruz ki bu çalışmalar neticesinde güzel şeyler ortaya çıksın ve orta yol bulunsun. Peki Ceysu Maraton'da orta yol nasıl bulunur? Ben kendi önerimizi söyleyeyim.

Hüseyin Acarlıoğlu 2-3 kategori diyerek kademeli bir fiyatlandırmadan bahsetmiş ki doğru olan da budur. Kapalı tribün için böyle kademeli bir fiyatlandırma uygulanırken Maraton Tribünü'nün tamamını tek fiyattan satmak zaten yanlıştı. Kademelendirme tamam da peki fiyatlandırma nasıl olmalı? Yönetimin istediği de bizim istediğimiz gibi orta yolu bulmak ise çözüm basit: Fiyatların alt sınırını taraftarın istediği fiyat, üst sınırını ise yönetimin belirlediği fiyat olmak üzere kademelendirmek...


Görselde de görüldüğü üzere bizim Ceysu Maraton tribünü için önerimiz 3 kademeli bir fiyatlandırma ile A kategorisinin 700 TL, B kategorisinin 550 TL, C kategorisinin 400 TL olması...

Bu fiyatlar arasında yönetim "çok düşük" diyerek en çok itirazı C kategorisi için önerdiğimiz 400 TL için yapabilir; ancak şöyle düşünmeliler: Görselin en solunda yer alan mavi koltuklar hangi tribüne dahil?  Adopen Kale Arkası'na... -O alan tampon bölge olarak kullanılacak ama normalde- Adopen Kale Arkası'ndaki bir koltuğun kombine fiyatı ne kadar? 250 TL... O mavi koltuğu 250 TL'ye satarken hemen bitişiğindeki turuncu koltuğu 400 TL'ye değil de daha pahalıya nasıl satabilirsiniz ki? 400 TL'den fazlası pek akıl karı bir iş olmayacaktır.

Ayrıca fark ediliyordur ki kategoriler arasındaki fiyat artışı 150 TL ile sabit. Bu artış sadece kategoriler arasında değil Adopen Kale Arkası ile Ceysu Maraton tribünlerinin kombineleri arasındaki fiyat farkında da sabit, yani 150 TL... Gayet adil gözüküyor. Bu fiyatlandırma sayesinde 250 TL'den başlayıp 700 TL'ye kadar 4 farklı fiyat seçeneği ile pek çok gelir grubundan insana hitap edilebilir. Bu da göz ardı edilmemesi gereken en önemli detaydır.

Umarım yönetim yapacağı değerlendirme neticesinde taraftardan gelen talepleri karşılayacak bir sonuca ulaşır. Bizim amacımız kimse ile dargınlıklar yaratmak değil, kimse ile kavga etmek değil. Taraftar olarak biz istiyoruz ki yönetimiyle, teknik kadrosuyla, oyuncusuyla, bu camiaya emeği geçen her bireyiyle büyük bir aile olabilmek; bu armanın sevdasını birlikte yaşatabilmek, bu armanın kavgasını omuz omuza verebilmek... Bunları yapabilmemiz için de önümüzdeki ilk hedefin kombine konusunda orta yolu bulmak olduğu aşikar...

İnşallah diyorum, inşallah önümüzdeki günler bu dileklerimizin gerçekleşmeye başladığı günler olsun.

Ve şimdi söz bir kez daha yönetimde...





En Ciddi Hazırlık Orduspor

Antalyaspor'un bugüne kadar Davraz'da yaptığı hazırlık maçlarını pek önemsememek gerekir. Sonuç olarak o maçlar takımın birbirine ısınması için yapılan maçlardı. İsim olarak Mersin İY ve Konyaspor maçları önemli idi ancak, dediğim gibi yoğun kondisyon ağırlıklı antreman ve çıkan farklı takımları yüzünden sonuçlarına pek bakmamak lazımdı. 


Slovenya'da ise oynan iki maçtan sahadan skor olarak mutlu ayrıldık. Celje'yi 5-0 geçen akrepler, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek olan Udinese'yi 2-1 yendi. Ancak herkes tarafından en önemli maç olarak gözüken maç Orduspor maçı idi.

Orduspor ligin bu sene en iyi transferlerine imza atan, geçen sene Cuper'le beraber iyi bir görüntü çizip bu sene yaptığı takviyelerle ligin flaş takımlarından olmaya aday bir ekip. Ondan dolayı takımın Orduspor'a karşı performansını merak ediyordum. Şuanda maça dair bildiğimiz tek şey genç oyuncumuz Xavier'in golü ile öne geçtiğimiz ve duran toptan yediğimiz gol ile sahadan 1-1 beraberlikle ayırlmamız.

Golü duran toptan yememizi "iyi bari pozisyon vermemişiz pek" diye yorumlarken, diğer yandan da "nolacak bu kaleci sıkıntımız" demekten geri alamıyorum kendimi. Şuanda yapacağımız tek şey ligin flaş takımlarından olarak gördüğümüz ve benim pekte umutlu olmadığım maçtan berabere ayrılmış olmamızın ilerisi için umut vermesi.

Sonuç olarak şuana kadar hiç yenilmedik bir de bu şekilde düşünmek lazım. 




03 Ağustos 2012

İlk Hareket Antalyaspor Kavşağında


Antalya'da eskiden tüm tretuvalar - esas anlamı kaldırım olsa da, Türkçe'de kaldırımların yol ile ayıran bölüme deniyor - kırmızı beyazdı Antalyaspor'u hatırlatıyordu her gördüğümüzde. Ancak son senelerde bu uygulamadan vazgeçildi. Hiç göremez olduk. Hatta diğer şehirlere gittiğimizde, hep o şehrin takımının renklerini görünce kıskanırdık.

Tribünden, Can Abi ile yazın başında tanıştığımız gece; göreceksiniz tüm tretuvarları kırmızı beyaza boyatıcam demişti. 1 ay boyunca bunun için uğraştı Ersan Abi'yle beraber ve bugün ilk olarak Antalyaspor Kavşağı'nda kırmızı beyazı görmemizi sağladılar. Özellikle Prof. Dr. Mehmet Aktekin bu işin belediye ayağında çok uğraşmış, hepsine sonsuz teşekkürler. İnşallah tüm Antalya kırmızı beyaza boyanır. 







02 Ağustos 2012

Hasan Subaşı'ndan Kombine Yorumu

Antalyaspor'un efsane başkanlarından olan Hasan Subaşı'nın her yazdığını önceki senelerde hatta bu senenin başına kadar Antalyasporla ilgili haber sitelerinde okurduk. Ancak en son kombine bilet fiyatları hakkında yazdıklarını hiçbir yerde göremedik.

Hasan Subaşı herhangi bir Antalyalı, Antalyasporlu değildir. Bu şehirde Büyükşehir Belediye Başkanı olarak beğenilen veya beğenilmeyen birçok hizmet etmiş, Antalyaspor'a çok güzel seneler yaşatmış, Antalya'nın ileri gelen en önemli isimlerinden biridir. Bizim kombine isyanımızda sesimiz ona kadar ulaşmışsa Antalyaspor ile ilgili haber siteleri onun düşüncelerini insanlara aktarmalıdır.

Daha geçen seneye kadar yönetimi övüyoruz diyer biz bloggerlara sallayan yazarlar bu sene 'coşkuyla' yönetimi alkışlıyor ve onların yazıları istisnasız yayınlanıyor. Ancak Antalya'nın en önemli isimlerinden biri olan Hasan Subaşı'ya kulak asılmamış gibi görülüyor.

Neyse bazı yayın organları tarafından önemli gözükmemişse bile biz Hasan Subaşı'nın yazdıklarını belki okumayan kalmıştır diyerek yayınlıyoruz. Teşekkürler Hasan Başkan, bize destek olduğun için.

Kombine Fiyatları
Antalyaspor yönetiminin bu yıl açıkladığı kombine fiyatlarıyla ilgili hayli tartışma oldu anladığım kadarıyla. Bana gelen twitlerden İstanbul'da olduğum süre içinde bile takip edebildim.

Taraftarların gazetelerde çıkan ilanını görünce etkilendim ve konuyla ilgili Antalya'dan birkaç arkadaşla görüştüm. Gerçekten itirazların bana göre haklı yanları görünüyordu.

Taraftarlar gazete ilanında, yönetime hizmeti için teşekkür ediyorlardı ama 'Ceysu maraton' tribünü için belirlenen 750 TL fiyatı yüksek buluyorlardı.

Geçen yılın açık tribün ücretine göre iki katı aşan zam taraftarın canını yakmıştı.

Kapalı tribün ya da protokol yüksek ücret kaldırabilir. Yardım amaçlı Antalyaspor sevdalısı iş adamları ya da kurumlar bunları fazla miktarda alıp sporseverlere ya da yakınlarına dağıtabilir. Çoğu zaman da önemli maçlar dışında bu koltuklar boş kalır.

Kale arkalarında belirlenen düşük fiyat orayı tercih eden taraftarını anladığım kadarıyla memnun etmiş.

Asıl sorun 'açık tribün' seyircisinde… Yeni statta üstü kapalı da olsa seyircinin gelirini etkilemiyor!

Taraftarlar siteminde şöyle sesleniyor; “Amaç 500 bin TL kazanç elde etmekse üç puanlık bir galibiyet primi 740 bin TL olduğuna göre buna değer mi?” diye soruyorlar. Galibiyetlerdeki kendi katkı ve çabalarını da ince bir mesajla sunmuş oluyorlar!

Geçtiğimiz sezon takım önemli bir tehlike yaşadı ve ucuz atlattı. Yaşanan tehlikenin önde gelen nedenlerinden birisi, uzak saha idi. Dolayısıyla taraftar da takımından uzak kalmıştı.

Bu yıl maçların üniversite stadında oynanacak olması bir avantaj. Taraftarı tribüne çekmenin yollarını aramak gerekir. Bu bedavacılık ya da her maliyeti kulübe yüklemek şeklinde olmamalıdır. Bu konuda herkesin kulübe destek olması, küçük de olsa bir maç biletiyle katkı sunması gerekir. Doğru olan tabii ki budur.

Stat konusunda Antalya şanssız, kabul ama bu şanssızlığı ya da stadın küçüklüğünün maliyetini dar gelirli ve en büyük tutkusu takımını izlemek ve desteklemek olan kesime yansıtmak doğru olmaz.

Kaldı ki bir ölçüde yansıtılsa bile göreceği iş, gerçekten iddia edildiği gibi bir maçın primini karşılamaktan bile çok uzaktır…

Maçlarımızı Atatürk Stadı'nda oynarken sanayiden, çarşıdan akıp gelen ve maçları açık tribünden izleyen esnaf kesimi anladığım kadarıyla maçların yine kent merkezinde oynanacak olmasından memnunlar. Takımlarını yine eskisi gibi desteklemeye hazırlar ama seyretmek istedikleri tribündeki fiyata itirazları var. Bunda bir jestin kimseye zararı olmaz yararı çok olur.

Gençlerbirliği Türkiye’nin en iyi idare edilen, en paralı kulüplerinden birisidir ama taraftarı olmadığı için karşılığını sportif başarı olarak alamaz.

Geçmişte öğrenciliğimde 68 kuşağı neredeyse devrim yapmak üzere ayaklanmıştı. Çıkış noktası üniversite harçlarıydı. Harçlar dar gelirli kitlenin canını yakıyor ve kimse seslerini duymuyordu.

Bugün gençler yine 600-700 TL harçları yüksek buluyor ve eylemleri nedeniyle hapiste yatıyor! Geçmişte küçük jestleri yapamadık, şimdi Başbakan açıklıyor: “Üniversitelerde harçlar tümden kaldırıldı.” Ya bugüne kadar gereksiz yaşananlar!

Olumsuzluklar yaşandıktan sonra tribünler tümden bedava desek de yok edemeyiz. Bence en iyisi karşılıklı anlayış gösterebilmek.








 

Udinese Maçından Arda Kalanlar

Antalyaspor'un son yazdığım hazırlık maçı yerinde izlediğim Konyaspor maçı idi, 2-1 yenilmiştik. O maçtan sonra Antalyaspor Ispartaspor'u 11-0, Celje'yi 5-0 gibi farklı skorlarla geçti.

Bugün karşılaştığımız Udinese'yi ise tanımayan yoktur. Bu sene İtalya'yı Şampiyonlar Ligi'nde temsil edecek bir rakibe karşı oynadığımızı unutmamak gerekiyor. Karşı takım isterse U18 ile çıksın, bu maç her türlü prestij için çok önemlidir.

Maçı 1000'e yakın futbolsever izlemiş. Şu anda Antalyaspor ismi onların hafızasına kazındı. Acaba bizim 3 gün önce karşılaştığımız Celje'nin adını kaç kişi hatırlıyor? Ancak yenilse idik unutmazdık. Aynen durum budur şu anda. Avrupa'da çok kişi Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek olan Udinese'yi yenen takımı merak ediyordur.

Maçın özet görüntülerini izledim. Özellikle sağ kanattan epey hırpalanmışız ama dediğim gibi bu maçın teknikten öte yanları da vardır. Ayrıca Isaac'in maçın adamı seçilmesi de moral açısından önemli katkı sağlamıştır hem ona, hem de takıma. 


Udinese'de kim görev almış, paf takımıyla mı çıkmış bunların hiçbirinin önemi yok. Antalyaspor, bu sene Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak Udinese'yi 2-1 mağlup etmiştir. Akrepleri buradan tebrik ediyorum.

Maçın özeti için;





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...