29 Eylül 2012

Elazığspor Maçı Öncesi

Daha ilk haftalarda final maçları başladı dersek sezon boyunca çekeceğimiz var aslında bizim. Ancak bu hafta bizim tam olarak nereye oynayacağımızın göstergesi olacaktır. Ha şu an tüm tribün ahalisinin düşüncesi toparlanacaksak düşelimdir ancak bunları konuşmak için biraz daha erken.

Yarın konuk edeceğimiz Elazığspor bu haftaya kadar 2 beraberlik aldı. Maçlarını kendi evinde oynayamayan rakibimiz kendi seyircisi önüne çıkmadan önceki son maçı bu. Geçen hafta Bursa deplasmanından 1 puan ile ayrılan Gakkoşlar bu maça umutlu geliyorlar. Bizim de içimizde karışıklıktan yararlanmak isteyerek taraftarlarının önüne moralli çıkma peşindeler.

Bizde ise acaba kaç kişi saha içini düşünüyor kim bilir? Herkesin aklı fikri saha dışında, tribünde olacaklarda. 07 Gençlik her ne kadar önce takıma destek dese de bana kalırsa son derece güçlü bir tepki olacaktır yönetime ve teknik ekibe. Adopen'in tüm biletlerinin de bir iş adamı tarafından alındığını da düşününce insan merak etmiyor değil. Durumum olsa gitmeyi çok istiyorum aslında Antalya'ya ama zor gibi duruyor şu anda.


Ayrıca yönetimin maç başı biletlerde indirme gitmesi üzerine tükenen Adopen biletlerinin yanında Açık Tribüne de girişlerde bir artış olmasını bekliyorum. Eğer eski Açık Tribün müdavimleri bu maçlık gitmeye karar verirlerse iki tribünün ortak tepkisi ses getirebilir. Eğer sadece kale arkası tepki koyarsa yine yönetime 3-5 kendini bilmez açıklamaları için fırsat vermiş oluruz.

90 dakika boyunca yönetime tepki olsa da bu sahadaki kırmızı-beyaz formalıların yenilmesini istememiz anlamına gelemez. Mehmet Özdilek'in de kendi sahamızda daha cesur oynattığını düşünürsek ben galibiyet bekliyorum takımdan. Vurduğun gol olsun Antalyasporum.




 

28 Eylül 2012

Antalyaspor Hentbol ile İlk Maç

Antalyaspor'un farklı branşlara yönelmesiyle birlikte kısa bir süre önce kurulan yeni bir takım Antalyaspor Hentbol takımı... İlk maçlarını da geçtiğimiz cumartesi günü deplasmanda Ankara Büyükşehir Belediyespor'a karşı oynadılar. Maç Ankara'da olunca bana da gitmek farz olmuştu.

Salona geldiğimde maç başlamıştı. Maç öncesinde Suat Kılıç'ın da maçı izleyeceği yönünde haberler olduğu için ben daha yoğun bir katılım olur Ankara ahalisinden diye bekliyordum ama salonun büyük bir kısmı boştu. Ankara adına Ankara BB genç takımı vardı; Antalya adına ise benim dışında oyuncuların yakınları ile fahri Antalyalı diyebileceğimiz ama Antalya'ya ihanet eden sözüm ona Antalyalıların yanında ona fahri Antalyalı diyerek ayıp edeceğimiz Eda Genç vardı.


Maça geç kaldığım için ikinci devre başlarken astık pankartları. Takım sahaya çıkınca alkışla selamlayarak bizi nezaketleriyle mutlu ettiler. Maça gelirsek de Ankara BB kaçtı, biz kovaladık ama ne yazık ki üstünlüğü çok kısa bir süre koruyabildik. Böylece maçtan 28-27 yenik ayrılan taraf olduk.


Oyuna dair daha fazla bir şey yazmayayım. Hem bilgi olarak pek donanımım yok hem de takım henüz çok yeni... Maç sonrası takımla ufak bir sohbet etme şansımız da oldu. Bu sohbette önümüzdeki günlerde yeni transferlerin takıma katılacağı, oyuncular arasındaki uyum arttıkça daha iyi bir performansın ortaya çıkacağını konuştuk ki kesinlikle ben de bu görüşteyim. Zaten ilerleyen günlerde kendilerini daha detaylı bir şekilde tanıtmayı planlıyoruz.

Antalyaspor Hentbol takımının kendi şehrinde oynayacağı ilk maç ise yarın... Akdeniz Üniversitesi Mavi Spor Salonu'nda saat 13:00'da oynanacak maçta rakip İzmir Büyükşehir Belediye... Haydi Antalya maça, Antalyaspor'a destek olmaya...






 

27 Eylül 2012

Antalyaspor Güncel | Eylül

Aslında rutine devam edip bu yazıyı dün oynanan Menemen Belediye Spor maçının sonrası ile ilgili yazmam gerekiyordu ancak baktım ki saha içinde yenen 3 gole rağmen saha dışı olaylar daha çok konuşulmaya başlandı. Elbette tribünde olanlar çok önemliydi; ancak o yenen 3 golü kimse konuşmayacak mı? Herkes istifaya çağrılan teknik ve idari heyeti konuşurken neden kimse 3. Lig ekibinden yenen 3 golün hesabını sormuyor? Neyse malum sitelerimiz "Antalyaspor gol atamıyor diyenlere 5 gol atarak tokat gibi cevap verdi" manşetlerini atmadan biz olaylara bir göz atalım.


Öncelikle tribünün kendi içine girmek lazım. Ben malumunuz bu sene maçlara sık gelemiyorum okulun son senesini olmasını umduğumdan ötürü. Ancak kendi çapımızda bir tribün tozu yutmuşluğumuz, senelerce omuz omuza yapmışlığımız vardır. Bunca senenin üstüne söyleyebilirim ki dün maçta olanlar tam bir fiyasko idi. Daha 10 gün önce sahanda kendi maçına girememişsin. Yönetimi hem maç sonrası hem de genel kurul toplantısında oldukça başarılı bir şekilde protesto etmişsin. Sahanda ilk maç hafta içi tamam ama 20:30'da... Yani işler bitmiş, öğrencilerin okulunu geçtim dershaneleri bile bitmiş. Yani çok büyük bir sıkıntı yok ortada. Maç biletleri de 5 Lira... Taraftarın sağlam gidip gövde gösterisi yapması için her şey uygun ama biz yönetim, basın-taraftar kutuplaşmasının had safhada olduğu zamanda maça 40 - 50 taraftar olarak giriyorsak bir sıkıntı var demektir.

Maça giden 40-50 kardeşimizin ayağına sağlık. Ancak maçta tribün olarak ne yapıldığını açıklayacak bir Allah'ın kulu var mı? 2 dakika "Yönetim istifa" diye bağrılıyor, 3 dakika "Antalyamız sen çok yaşa" diye, ardından 5 dakika Özdilek'e bindirmeler... Aralara serpiştirilmiş "Sex on the beach" -bu nereden girdi tribüne onu da bilmiyorum- ve en son Akdeniz Akşamları ile devam edilmeler... Şimdi bizim amacımız neydi bu maçta? Yönetime bindirmek mi? Takımı desteklemek mi? Yoksa rahat bir karşılaşmada tribün olarak eğlenmek mi?

Ben duymadım ancak yediğimiz gollerden sonra da Menemen diye bağrıldığını söyleyenler var. Eğer öyle bir durum olmuşsa da vay halimize. Ne olursa olsun bu yönetim takımı kayyuma götürsün, yenilen golden sonra rakip takıp lehine bağırmak neyin nesidir? Maç canlı yayınlanıyor ve bizim maçtan başka kimsenin maçı yok yayınlanan. Bir tane pankart yazılıp asılmaz mı tribüne İsyan 07 ile ilgili? Sesini duyurmanın en güzel yollarından bir tanesi neden boş geçiliyor? Herkes izliyor bu maçı ancak biz ne yaptığını bilmeyen bir tribün değil, insan topluluğundan öteye gidemiyoruz.

Mehmet Özdilek için atılan slogan... Mehmet Özdilek'e bu blogu açtığımız zamanlarda da öncesinde de en çok destek verenlerdendik. Ancak olmayacağını anladığımızda da -İstanbul'da oynanan Eskişehirspor maçı- istifasını isteyenler safhına geçtik. Ancak istifa şekli dün olduğu şekilde, yani "Beşiktaş'ın çocuğu Mehmet Özdilek" şeklinde olmamalıdır. Bu adam iyisiyle kötüsüyle 4 senedir bu takımın başındadır. Her Beşiktaş maçından önce özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarının hocaya saldırdığı şekilde hocaya yüklenmek Antalyaspor taraftarına yakışmaz. Mehmet Hoca'nın Antalyaspor ile başarısızlığının Beşiktaş sempatisi ile ne alakası var? Bu bizim kendi içimizdeki bir problemdir. Başka mevzuları katarak neden saldırıyoruz?

Hoca ile devam edelim. Hocam sıkılmadın mı artık her maç sonu aynı şeyleri söylemekten? Artık insanlar dinlemiyor, okumuyor bile maç sonu demeçlerini. Üstün taraf bizdik, şanssız gol yedik, tek pozisyon... Hocam bu takım 2 senedir üstün taraf da neden her sezon ligin dibinde? Neden bu taraftar artık rahat rahat bir maç izleyemiyor. Kaç senedir dişimizi sıkıyoruz ekonomik kalkınma diye. Mardan'a bile geldik bıkmadan, usanmadan. Artık daha ne istiyorsunuz taraftardan? Taraftar yanımızda olsun diyorsunuz ama tesisleri bile kapattınız taraftara. Aşağıdaki fotoğrafta gözüken bez tesislerde kaç aydır asılı, kaç aydır taraftar tesislere gelip de Antalyaspor antrenmanlarını izleyemiyor?

 
Davraz'a kampa geldik 8 kişi, orada bile sanki düşmanları gelmiş gibi davranıyordu futbolcular taraftara. Biz bu adamlar için mi kilometrelerce yol yapacağız? Siz önce taraftar için bir adım atın sonra taraftar size koşarak gelsin. Taraftarın yaptığı çağrıları, taraftarın giremediği yerlerde "3-5 kişinin isteği" diye adlandırırsanız olmaz bu işler. Ayrıca 5 maçta 6 puan hiçbir takım için başarı değildir; bunu da hatırlatmak lazım. Biz şirket taraftarı değil, bir spor kulübünün taraftarıyız.

Yönetimden de atar üzerine atar görüyoruz yandaş basın tarafından. Hala aynı zırvalar: "Biz bu takımı aldığımızda içecek suyumuz yoktu." Tamam, biz buna karşı çıkmıyoruz. Kulübün geldiği ekonomik durum için de minnettarız ama bir yerden sonra olmuyor. Siz bir spor kulubü yönetiyorsunuz şirket değil. Sürekli, ısrarla bu şehrin takıma sahip çıkmadığından bahsediyorsunuz. Yönetiminizde Antalya'nın en saygın firmalarının temsilcileri var. Artık siz de destek bulamıyorsanız kim bulsun?

Son söz de basına. Tepkilerde küfür olmasına karşı çıkmış basından abilerimiz, büyüklerimiz. Ben de tepkilerin küfür ile olmasına karşıyım, sonuçta Antalyaspor için iyi veya kötü mesai harcayan insanlardan bahsediyoruz. Ancak bu küfür mevzusunu bu kadar dillendiren basın mensupları, neden başkanın Bursaspor maçından sonra, kırmızı-beyaz formayı ıslatan futbolculara küfür ettiğine dair bir haber yapmadı? Oldu mu öyle bir olay olmadı mı? Olmadıysa neden yalanlanmadı? Neden tribün içindeki her olumsuz olay haberlere taşınıyor da bunlar haber olarak görülmüyor.

Doğrusuyla, yanlışıyla, eksiğiyle, fazlasıyla görüşlerimizi belirttik. Bu yazdıklarımız, çizdiklerimiz, tribün sıralarında haykırdıklarımız hep safi Antalyaspor sevgisindendir. Ben sanmıyorum ki herhangi bir futbolcu, takım elbiseli yönetici, teknik adam Antalyaspor'u benden daha çok sevsin. Basını, futbolcusu, hocası ve belki de yöneticileri bu takım üzerinden reklam yapıp para kazanıyorlar. Ancak arada bir fark var. Biz hem zaman harcıyoruz hem de para... Ancak hala da diyoruz ki canım feda olsun sana...

 



 

26 Eylül 2012

Değer Miydi Bu İnada?

Son günlerde Hasan Akıncıoğlu'dan peş peşe açıklamalar geliyor. Bu açıklamalarla ilgili bir yazıyı önümüzdeki günlerde fırsat bulur bulmaz yazacağım ama şimdiki yazı bilet fiyatlarında yapılan değişiklik ile ilgili...

Resmi siteden yapılan açıklama şöyle: "2012-2013 futbol sezonunda diğer tüm müsabakalarda bilet fiyatlarının Yönetim Kurulu tarafından her müsabaka için ayrı ayrı tespit edilip ilan edilmesine ve sezonluk kombine kartlarının Ziraat Türkiye Kupası müsabakalarında da geçerli olmasına karar vermiştir."

Bu değişiklik sonrasında hafta sonu oynayacağımız Elazığspor maçının bilet fiyatları Rixos (Orta Tribün) 150 TL, Rixos (Yan Tribün) 100 TL, Ceysu Maraton Tribünü 30 TL, Adopen Kale Arkası Tribünü 5 TL, Misafir Tribünü 5 TL olarak belirlenmiş.

Sezon öncesi belirlenen kombine ve bilet fiyatları ise tabloda görüldüğü gibiydi:


Yani hedef kitlesi ağırlıklı olarak sponsorlar olan Rixos tribünü için herhangi bir indirim yok. Ancak maç başı bilet fiyatlarında taraftarın ilgi gösterdiği Ceysu Maraton Tribünü için %40'lık, Adopen Kale Arkası için ise %75'lik bir indirime gidilmiş.

Bu fiyatlar üzerinden kaba bir hesap yaparsak Ceysu Maraton Tribünü için toplam bilet bedeli sezon öncesinde 1225 TL iken bu indirimle 985 TL'ye düştü. Aynı şekilde Adopen Kale Arkası için toplam bilet bedeli 740 TL'den 560 TL'ye düştü. Bu da demek oluyor ki toplam bilet bedelinde Ceysu Maraton Tribünü için %20'lik, Adopen Kale Arkası için ise %25'lik bir indirime gidilmiş oldu.

Sezon öncesi Antalyaspor Yönetimine Kombine Soruları başlıklı yazıda şöyle yazmıştım: "Akdeniz Üniversitesi Stadı'nda maraton tribününde izlenecek bir maçın benim gözümde ederi en fazla 30 TL'dir. Kombine aldığımızda ortaya çıkan maç başı fiyat, kombinesiz tek maç fiyatından biraz daha düşük olacağına göre biz kombine alan bir kişi için maç başı fiyatı 25 TL diyelim, bu da toplamda 17 maçtan 425 TL yapar. Bunun üzerindeki her bedel bence yanlıştır."

Yönetim bugünkü indirimle maraton tribünü için sezon öncesi ifade ettiğim maç başı 30 TL'lik bedele geri adım atmıştır. Maç başı 30 TL'yi kabul edip kombine için 425 TL'yi kabul etmemesi mantıksız ama hadi diyelim ki yönetim benim bu bedel üzerinden kaba hesapla çıkardığım 425 TL'lik kombine fiyatına razı olmazdı. Peki, bugün maç başı bilet fiyatlarında yaptığı oranda bir indirimi o gün taleplerimiz doğrultusunda kombinelerde yapamazlar mıydı?

Ceysu Maraton Tribünü üzerinden konuşursak bugün yapılan %20'lik indirim zamanında kombinelerde uygulansaydı kombine fiyatı 750 TL değil 600 TL olacaktı. 600 TL bizim pek savunduğumuz bir fiyat olmamasına rağmen bu 150 TL'lik indirim bile bugün yaşanan pek çok sorunun çözülmesi demek olabilirdi. Ancak böyle bir indirim yapılmadı, bazı yalanların peşine düşülüp 750 TL taraftara diretildi.

Bugün yapılan maç başı bilet fiyatlarındaki indirim gösteriyor ki sezon öncesi yaşanan ve bugün de devam eden sıkıntılar büyük ölçüde yönetimin inadından kaynaklıdır. Sonuçta ligin 5. haftasının ardından maç başı bilet fiyatlarında böyle indirimler yapılabiliyorsa istenseydi zamanında kombine fiyatlarında da indirim yapılabilirdi. Çünkü fiyatlar belirlenirken illa ki maç başı ile kombine fiyatları arasında bir denge gözetilmiştir. Mesela bugün bu  indirimlerden sonra bu sezon için kombine alanlar "E biz enayi miyiz ilk fiyatlara göre aldık kombinemizi? Bize de bir indirim yapılsın." dese haksız mı? Bence değil.

Bu indirimlerden yapılabilen bu ve benzeri çıkarımlar doğrultusunda sezon öncesinden bugüne kadar yaşananlar, önümüzdeki süreçte yaşanacaklar düşünüldüğünde sizce de böyle bir inada değer miydi?





ZTK 2. Tur | Menemen Belediye Spor

Yeni bir turnuva, yeni bir heyecan başlıyor yine. Bizim gibi takımların düşmek dışında yaşadıkları en büyük heyecanlardandır Türkiye Kupası. Genelde de başarılı sayılırız Türkiye Kupası'nda.

Bu sene yine değiştirdiler turnuvayı. Yine İstanbul ve güçlü takımların işine gelen grup sistemine dönüldü. Ancak bu sefer alt liglerdeki takımların kupaya katılmasının yolu açıldı ve 3. Lig takımları ile Süper Lig ekipleri karşılaşmaya başladı.

Bize düşen ise Menemen Belediye Spor oldu. 3 Lig 2. Grup'ta yer alan rakibimizle çarşamba günü saat 20:30'da karşılaşacağız. Menemen son hafta kendi evinde Gebzespor'u 4-1 mağlup etmiş ve Manavgat Evrensekispor'un 15. olduğu sıralamada 3 maçta aldığı 6 puanla 4. sırada...

Bu tarz maçlara çok dikkat edilmeli. Niğdespor-Beşiktaş eşleşmesinde vuku bulmak üzere olduğu gibi sürprizlerle karşılaşmamalıyız. Bu maçın bizim için diğer bir önemi de rotasyona gidilerek lig maçlarında zaman bulamayan futbolcuları görmemiz olabilir. Minev ve Isaac gibi futbolcular da kart cezalarını bu maçta çekecekler.

Maç biletleri Adopen 5 TL, Açık(Ceysu) 10 TL, Kapalı(Rixos) 20 TL olarak açıklandı. Ayrıca kombine biletler de geçerli olacak Türkiye Kupası maçlarında. Biletler Biletix'ten alınabileceği gibi maçtan önce stat gişelerinden de alınabilecek.

Geçen sene hatırlar mısınız bilmem ama İngiltere'de bir United Of Manchester taraftarının "Up for the Cup" pankartının resmini kullanıyorduk maç öncesi yazılarda totem olarak. Bu sene de buna devam edelim.

Güzel bir turnuva bizi bekler umarım.







25 Eylül 2012

İbrahim ile Musa Nerede?

İlk hafta Gençlerbirliği karşısında ağır bir mağlubiyet aldık. Son 10 dakikada yenen 3 gol ile 3-1'lik mağlubiyet... En son orada gördük İbrahim Dağaşan'ı. Hoca ilk 11'de başlayan İbrahim'i 87. dakikada oyundan almıştı. Musa'yı en son ne zaman oyunda gördüm hatırlamıyorum. Kuvvetle muhtemel şu sezon sonu yapılan laylaylom kupasında görmüşüzdür tüm Antalya'nın ve Türkiye'nin ümitle beklediği sol beki.


Hocaya soruyorum. Bu maçta acaba Ergün Teber, Musa'nın yapamayacağı ne yaptı? Ergün Teber'e neden bu kadar şans tanınıyor. Neden yaptığı onca pas hatası, güven vermeyen tavrı, tacı bile doğru düzgün kullanamayışı yok sayılıyor. Neden Ergün gibi 27 yaşında, senede 4-5 takım değiştiren bir futbolcuya güveniliyor da 22 yaşındaki bir isme, 7 numaraya layık görülmüş Antalya çocuğuna şans tanınmıyor?


Gelelim İbrahim Dağaşan'a. Geçen sene tüm takım ıslıklandı, yuhalandı. Bu ıslıklayanların en ortasında idim. Kadıköy'de maç sonu "Formayı çıkartın..." diye en çok haykıranlardandım ama bir gün olsun ne ben ne de bu Antalya tribünü İbrahim'e tek bir kötü söz söylememiştir. Geçen senenin en istikrarlı, en çaba harcayan futbolcuları arasında belki de en önde geleni idi İbrahim. Ne oldu da birden kadrodan silindi? İlk haftadaki mağlubiyette tüm suç onun muydu?

Antalyaspor tribünleri için bu iki oyuncu bu kadar önemli ise birisi çıksın da açıklasın bu oyuncuların neden oyuna giremediğini. Malum tesislerde takım ile taraftar arasına perde çekildi; göremiyoruz antrenmanları. Sakatlık, disiplinsizlik hakkında da bilgi gelmiyor. Neden bu iki oyuncu giremiyor takıma bir allahın kulu da çıksın açıklasın.




 

23 Eylül 2012

STSL 5. Hafta | 1 Puanın Derdine

Galatasaray maçındaki 4-0'lık yenilgi için erken uyarı diye yazmış, hatalarımızla yüzleşebilmenin önemine değinmiştim. Karabükspor maçından sonra da ne yazık ki görüntü aynı... Bu maçın ardından birileri yine bir hayal dünyası yaratmanın peşinde...

Mehmet Özdilek basın açıklamasında bir maçtan bahsediyor ama hangi maçtan bahsediyor pek anlayamıyorum. Çünkü söylediği şu: "Rakibe pozisyon vermeden kaybettik." İlk devrenin ortalarında Karabükspor bir ara tamamen ceza sahamızı kuşatmış ve peş peşe pozisyonlara girmişti; yediğimiz golün 10-15 dk öncesindeki benzer bir pozisyonda Shelton'ın şutunu kaleci Hakan Arıkan çıkarmıştı. Bunlar aklıma ilk gelenler ama acaba bunlar pozisyondan sayılmıyor mu ki? Bunu geçtim. Hadi diyelim Mehmet Özdilek haklı konuşmuş ve rakibe hiç pozisyon vermemiş olalım. Bu neyi değiştirir? Pozisyon vermedik diye Antalyaspor'a puan mı veriyorlar, nedir olay? Skor 1-0 ve 3 puan Karabükspor'un... Her şey bu kadar netken mağlubiyeti böyle boş bir lafla yorumlamanın anlamı nedir?

Malum site zaten 'malum'... Yine faturayı hakeme kesip takıma yönelik eleştirileri bastırmak derdinde... Her zaman söylerim, hakemin de sahadaki futbolcu kadar hata yapma lüksü vardır. Bu bağlamda yediğimiz son dakika golünü değerlendirirsek hakemin faul çaldığı pozisyonun faul ile uzaktan yakından alakası yok. Hakem bu kararından dolayı hatalıdır. Peki ya faulden sonrası? Pozisyon doğrudan tehlike oluşturabilecek bir pozisyon değildi, çünkü ta orta sahada oldu. Orta sahadaki duran toptan golü yerken hatalı yine hakem miydi, yoksa takım mıydı?


Tüm bu anlamsız bahanelerin aksine Karabükspor maçında her şey o kadar açıktı ki... Takım olarak kötüydük ama Karabükspor'dan iyiydik. Bir parça kıpırdansak maçı almamız için hiçbir neden yoktu. Ancak biz bir puana razı bir anlayışla oynadığımız için o kıpırdanmayı da yapamadık. İstediğin zaman diz çöktürebileceğin bir rakibine 90 dakika adam gibi saldırıp skor üstünlüğünü alamazsan, atacağın bir golle işi koparıp rahat bir 3 puan alabilecekken 1 puan derdine düşersen 90+2'de yediğin gole de ağlamaya hakkın olmaz.

Bireysel olarak yorumlar yapmaya bu maçla ufaktan başlayalım. Bu maçta sadece Emrah bir şeyler yapmak için uğraştı ama o da yetmedi. Ergün Teber ve Koray Arslan şu haftaya kadar en güven vermeyen isimler... Ergün Teber hatalı paslarıyla, Koray Arslan ise sektirdiği toplarla hep bir korku yaratıyor. Normalde Sammy'nin 1. kaleci olması gerektiğini düşünüyorum ama sakatlık sonrası görüntüsü biraz zamana ihtiyacı var gibi... Bu yüzden Sammy'nin kesilip Hakan Arıkan'ın oynatılması doğru bir hamleydi. Zaman geçirme düşüncesiyle oynaması dışında bu şansı iyi değerlendirdi diyebiliriz.

Son olarak da iki tane merak ettiğim konu var. Onlarla yazıyı bitireyim. 1) Son 3 dakikada 4 Antalyasporlu futbolcu sarı kart gördü. Bu disiplinsizliğin nedeni nedir? 2) Musa Nizam, İbrahim Dağaşan, Ali Tandoğan neden oynatılmıyor?




 

21 Eylül 2012

STSL 4. Hafta | Erken Uyarı

Bu maç yazısı için epey geç kaldık. Hem ders kayıtları ile meşguliyet hem de bu maçın ardından bıraktığı keyifsizlik derken bu gecikme böyle uzadı sanırım. Kusura bakılmasın. Bugün 5. hafta maçları da başlayacak ki bu maçlar başlamadan önce yazayım istedim.

4-0 gibi bir skor açıklanması kolay olmayan skorlardan ama skordan önce sahadaki futbolun açıklanabilir bir tarafı yok. Ben de diğer pek çok kişi gibi takıma güveniyorum ve inanıyorum. Ancak bu maçta tamamen hatalarla dolu bir maç izledik. Dolayısıyla da konuşmamız gereken bu hatalar, bahaneler değil.

Bahaneden kastettiklerimi söyleyeyim. Maçtan sonra bazıları skoru kendi hatalarımızla değil de hakem hatalarıyla açıklamayı tercih etti. Hakemin hatası var mıdır yok mudur tartışılır ama hakemin hatası varsa bile o gün kusursuz bir hakem performansı olsaydı oynadığımız futbolla maçı kazanma şansımız var mıydı? Yoktu. O zaman geçiniz bu hakem hatası muhabbetlerini...

Maçtan sonra konuşulan bir diğer isim ise ilk golde topu hemen oyuna sokan top toplayıcı çocuk... Günümüz futbolunda bu tarz küçük hesaplar çok sık gündeme gelir oldu ama bir futbolsever olarak ben bu küçük hesaplardan pek hoşlanmıyorum. Hele ki sahada görevini eksik, hatalı yapan o kadar isim varken görevini yapan bir top toplayıcının suçlu ilan edilmesini hiç hazzedemiyorum.

Bu maç ve bu skor bizim açımızdan bir erken uyarıdır. Bu uyarıyı nasıl yorumlayacağımız ise bizim kaderimizi çizecek. Çünkü daha ligin başındayız ve şimdilik kaybımız 3 puan ama kendi hatalarımızı görmezden gelirsek bu kayıp büyür. Kendimizi düzeltecek olan hataları konuşup bu hatalarla yüzleşebilirsek de bu hatalar ilerisi için bize puanlar kazandıracak doğruları bulmamızda yardımcı olabilir.


Bahsetmeden geçmek olmaz. Bu maçın Antalyaspor camiası açısından ayrı bir önemi olacak gibi... Sezon öncesinde kombine fiyatlarının açıklanma zamanının yaklaştığı günlerde 07harfli Blog olarak bizim de içinde yer aldığımız bir grup Antalyasporlu taraftar yönetime karşı isyan bayrağını çekmişti. Bu maç sırasında ve sonrasında yaşanan protesto olayları ile birlikte tribün grupları da isyan cephesine geçmiş oldu. Böylece isyan büyüdü ve ilerleyen günlerin bu isyanla neler getireceğini hep beraber göreceğiz.





17 Eylül 2012

07 Gençlik ve Grup 1966 da İsyanda

Antalyaspor-Galatasaray maçında ilk yarı sona ermeye yaklaşırken gruplar tribünü boşaltıyordu. Birçok biletli taraftar maça girememiş, üstüne bir de şiddet görmüşlerdi. Bu yaşananlar üzerine Akdeniz Üniversitesi Stadı'ndan ayrılıp Antalyaspor Tesisleri'ne geçen yaklaşık 250 taraftar ikinci yarının oynandığı dakikalarda tesislerin önünde toplanmıştı bile.



250 kişilik grup iki saat boyunca Hasan Akıncıoğlu'nu ve Antalyaspor yönetiminin taraftara karşı olumsuz tutumunu protesto ettiler. Bu iki saatlik süre içerisinde tesislere tek bir yöentici gelmedi. Yöneticiler gelmemeleri bir yana pek çok kez aranmalarına rağmen hiçbirinin telefonu açık değildi. Yöneticiler gelmedi  ama tesislere çevik kuvvet çoktan gelmişti. Zaten bir otobüs çevik kuvvet hazırda bekliyordu, ikincisi de ilerleyen dakikalarda takviye olarak gelmişti.


Yöneticilerin dışında taraftar takım otobüsünün gelmesini de bekliyordu. 4-0'lık mağlubiyetin ardından takıma moral vermek istiyorlardı ama tesise takım otobüsü de gelmeyince yapılan basın açıklamalarının ardından grup dağıldı.


07 Gençlik ve Grup 1966'nın bu protestolarıyla birlikte sezon öncesinde başlayan isyan cephesi daha da genişlemiş oldu. Hatta 07 Gençlik bugün önemli açıklamalar yapacaklarını duyurdu. Yapılan duyuru şöyle:

"Hangi yöneticilerin grup liderlerimize Fenerbahçe'ye karşı alınan mağlubiyetten sonra "Bu şerefsizlere haddini bildirin, dövün bunları" dediğini, kimin futbolcularımıza soyunma odasında ana avrat küfür ettiğini, hangi kulüp yöneticisinin bayan bir kullüp çalışanını tekme tokat dövdüğünü, hangi yöneticilerin kimlere davetiye gönderdiğini, hepsini ve kimsenin bilmedeği daha fazlasını bu akşam Spor Panorama programında grubumuz adına Derhan Doğan açıklayacak."

Anlaşılan süreç bundan sonra çok daha karmaşık bir hal alacak. Umarım artık aynı cephede buluşmuş olan Antalyasporlu taraftarlar bir arada hareket etmeyi başarır ve bu isyanını olumlu bir sonuca ulaştırabilir. Kazananın Antalyaspor olması dileğiyle....





14 Eylül 2012

Kocaeli için Deplasman

Senelerdir bizi Marmara deplasmanlarında yalnız bırakmayan Kocaeliler'e bir türlü iade-i ziyaret yapamıyorduk.  Emrespor'un grubuna düşmesi hepimizi mutlu etti. Bir sefer Fethiye deplasmanına gidebildiğimiz kardeşlerimizin bir deplasmanında daha yanlarında olabilecektik.


Kocaelispor'un sezonun ilk haftasında gelecek olması ise biraz da üzdü esasında. Zira Isparta'da olamayabilirdim, yine yollara düşmek gerekebilirdi ki bu sefer de imdadımıza Bütler yetişti. Bütlerin bittiği dönem Kocaeli Isparta'ya gelecekti. Hemen Özgün'le planlar yapıldı. Özgün maçtan bir gün önce Isparta'ya geldi ve maç için pankart yapma işine koyulduk.

Maç günü geldiğinde Isparta sokaklarının duvarlarında hep Antalyaspor ve Kocaelispor yazılarını görmek mümkündü. Stadın oraya geldiğimizde SevenAs tayfası ile buluştuk. Onlarla muhabbet ederken İzmit'ten gelen Kocaelisporlularla selamlaşıp muhabbete devam ede ede maç saati geldi.


07 Gençlik tekeri patladığı için maça geç kaldı. 10-15 Antalyasporlu ve İzmit'ten gelenlerle Kocaelispor için gırtlak patlatmaya başladık. İlk yarı Kocaeli diğer kaleye doğru atak yapıyordu ancak top genelde o yarı sahada idi. Bir iki heyecanlandıran pozisyon olsa da oldukça durağan geçiyordu maç.

İkinci yarı 07 Gençlik'in gelmesi ile ortam daha da şenlikli bir hal aldı. Bu sırada Emrespor tribünlerinde bulunan Eskişehirlilerin gazı ile olduğunu tahmin ettiğim grup tarafından bizi kızdırmak için tezahüratlar yapılmaya başlandı. Ancak küçük tribünlerinde hepsinde olan olaylar bunlar çok takılmamak lazım. İkinci yarı bu sefer Emrespor daha iyiydi. Özellikle maçın sonuna doğru bastırdıkça bastırdı Emrespor. Ancak Kocaeli ilk maçta 1 puan ile ayrılmayı başardı Isparta'dan.


Kocaelispor taraftarından bir ricam var ki onlar zaten yapıyor aslında. Maç sonu tribünlere gelip taraftarı ile kucaklaşan, defalarca hem bize hem de İzmitlilere teşekkür eden bu futbolcu kardeşlerimize sahip çıksınlar. İnanın o kadar özlemişiz ki tribüne gelen futbolcuyu ben en son ne zaman böyle bir kucaklaşma yaşadık hatırlamıyorum Antalyasporlu futbolcularla.


Ne olursa olsun iyi bir hasret giderme oldu Kocaelili kardeşlerimizle. Önce onları, ardından 07 Gençlik'i yolcu ettik Isparta'dan; biz de evin yolunu tuttuk. Ancak bir kez daha anladık ki Antalyaspor taraftarı için Kocaelisporlular bambaşka. Bir kardeşten öte. Sizi çok seviyoruz İzmit'in delikanlıları.






 

10 Eylül 2012

Nostaljik Antalyaspor Forması Çıkıyor

Senelerdir hasretini çekiyorduk nostalji formanın; en son benim gibi düşünüyor olacak ki Hasan Sarı elini taşın altına soktu ve 69 senesinde kullanılan bir formayı yaptırma fikrini sundu. Özellikle abilerimizden aldığımız destek ile formanın tasarımı hazırlandı ve isim listesi oluşturulmaya başlandı.


Çarşamba gecesine kadar isim toplama işini bizzat ben yönetiyorum. Cumartesi akşamına kadar da aşağıda adresini verdiğim Hasan Sarı'nın babasının dükkanı Sarı Elektronik'e bırakılması gerekiyor. Formanın da gelecek hafta içi elimizde olması bekleniyor. Forma 35 Lira olup tasraımı aşağıdaki gibidir. Kesinlikle forma üzerinde bir yazı veyahut reklam bulunmamaktadır. Yazı olmasını isteyen arkadaşlar daha sonra kendileri yazdırabilirler.


Formadan edinmek isteyenler blogun Facebook/Twitter sayfalarından mesaj/mention ile isim, adet ve beden belirterek bize ulaşabilirler.




       Not-1      
Paranın teslim edileceği adres Sarı Elektronik: Sinan Mahallesi, 1289. Sokak - Antalya Lisesi Arkası, 07 Gençlik Lokali Karşısı (Dükkan pazar günleri kapalıdır.)


       Not-2      
Bu forma işinde 07harfli Blog olarak sadece isim listesi ve bilgilendirme olarak katkıda bulunuyoruz. Formayı tasarlayan ve basımını üstlenen Hasan Sarı ve Ünal Aydın arkadaşlarımızın Antalyasporluluğundan ve adamlığından bir an bile tereddüt etmediğimiz için bunda da sakınca görmüyoruz. Bu forma kesinlikle kar amaçlı yapılan bir ürün değildir. Sadece herkesin hayalinde olan ve kulübün bir türlü el atmadığı "nostaljik forma"nın Antalya caddelerinde, Sadece Antalyasporlular tarafından giyilmesini sağlamak içindir.




 

06 Eylül 2012

Antalya'nın Şampiyonları | Antalyaspor Sutopu Takımı

Antalya'da başarılı olabilmek için sadece rakipleri yenmek yetmez. Bu şehre yapılan vefasızlıkların doğurduğu zorlukları da alt etmek gerekir. Antalyaspor Sutopu takımı da Antalya'daki havuz sorununa dikkat çekmek için 4 sene önce yola çıktı ve son iki seneyi şampiyon olarak tamamlayarak gelecek sezon Deplasmanlı 1. Lig'te mücadele etmeye hak kazandılar. Diğer bir deyişle havuzları yok ama onlar artık Türkiye'nin en iyi 10 sutopu takımından biri...


Fahri Yılmaz, Alp Özel, Tarkan Saçalır, Turgut Kabaca, Cahit Sılay, Onur Gülsoy, Mahmut Kefeli, Murat Yılmaz, Oğuz Baharlı, Cenk Uysal, Cem Özgen, Oral Acar, Aydın Türkmenoğlu, Mehmet Adsız, Mete Koç, Mertcan Sümer, Damra Tongo, Mehmet Denli, Sarpel Üstünel, Alican Üstün, Anıl Karaca, Gökhan Çalışkan, Turgut Kabaca ve Anıl Karaca.... Şampiyon Antalyaspor Sutopu takımın üyeleri... Ancak 07harfli Blog olarak biz istedik ki bu şampiyon takımı sizlere sadece birkaç isim olarak değil; biraz daha detaylı bir şekilde tanıtalım. İstedik ki sadece isimleri değil, elde ettikleri başarıları, yaşadıkları sıkıntıları, yaptıkları fedakarlıkları, gelecek hedeflerini, Antalya'da su sporlarının dününü ve bugününü de konuşalım.


Kendileri ile Twitter üzerinden iletişim kurup bu isteğimizi dile getirdiğimizde bizleri kırmayıp teklifimizi kabul ettiler. Bu nezaketleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ederiz. Sonrasında birkaç soru hazırladık ve cevaplandırmalarını rica ettik. Hemen belirteyim bu sorularımızı iki grup halinde hazırladık. İlk grup Antalyaspor Yüzme ve Sutopu Takımı ile ilgili, ikinci grup ise Antalya'da su sporlarının durumu ile ilgili... Takımın kurucularından Alp Özel aracılığıyla söz şimdi şampiyonların...


      I. Bölüm: Antalyaspor Yüzme ve Sutopu Takımı       

1) Antalyaspor Yüzme ve Sutopu takımı kim(ler) tarafından kuruldu ve böyle bir takım kurma fikri ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?

Her şey sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta Murat Yılmaz arkadaşımla buluşmamızla başladı ve akabinde ''Antalyaspor Yüzme Sutopu'' adlı bir grup kurduk. Bir haftada grubumuz 150 üyeye kadar çıktı. Yaklaşık 20 yıl sonra buluşulduğu için herkes çok heyecanlıydı. Yazışmalar oluyor, eski resimler paylaşılıyordu. Beraber yemek düzenledik. İlk yemekte 60 kişi, ikinci yemekte 150 kişi toplanmıştı.

Toplantılarımızda Antalyaspor'un ve Antalya'nın tesis sıkıntısından, Konyaaltı'ndaki Süleyman Erol Yüzme Havuzu'nun 16 yıl atıl durumda çürümeye bırakılmasından bahsederken bir şeyler yapmaya karar verdik. Sutopu takımımızı tekrar kuralım, kırklı yaşlardaki bizlerin bu tepkisi Antalya'yı yönetenleri ayağa kaldırır da havuzu tekrar açarlar diye düşündük. Tamamen Antalyamızın tesis eksikliğini dile getirmek, hatıralarımızın olduğu Konyaaltı'ndaki Süleyman Erol Yüzme Havuzu'nu kurtarmak için çalışmaya başladık.

2) Kuruluş sırasında veya sonrasında aldığınız tepkiler nasıldı, şehirden maddi veya manevi herhangi bir destek bulabildiniz mi?

Antalyaspor, sutopu branşının faaliyetini geçen 20 yıl içinde kapatmış olduğundan ilk yıl maçlara Konyaaltı Belediye Spor olarak son dakikada katılabildik. O dönem hızla branşın açılmasını ve turnuvaya katılmamızı sağlayan Ayhan Aba'ya buradan teşekkür ederiz. İlk yıl kendi grubumuzda 2. olarak başarı elde ettik. İkinci yıl kulüp başkanımız Hasan Bey ve ikinci başkanımız Ali Yılmaz'ın bu branşı açıp bize emanet etmesiyle de faaliyetlerimize Antalyaspor olarak devam ettik.

Üçüncü sene takımımız çalışmalarına devam etti. Antalya'ya yerleşen, Galatasaray'ın ve sutopu milli takımının eski kaptanı Tarkan Saçalır arkadaşımızın katılması ile güçlenen takımımız o sene şampiyon olarak İkinci Lig'e çıktı. 3. Lig'teki bu şampiyonluk ses getirdi. Sayın bakanımız Suat Kılıç, Antalyasporlu eski yüzücü milletvekilimiz Menderes Türel, belediye başkanları, eski takım arkadaşımız ATSO Başkanı Çetin Budak, herkes arayıp tebrik etti. Hepsinden tek bir şey istedik. Antalyamıza tesis yapın! Bu şehrin insanları bunu hak ediyor. Geçmişte bir sürü Türkiye şampiyonluğu olan Antalyaspor Yüzme ve Sutopu'nu biz canlandırdık, tesis yaparak siz de can suyu olun dedik. Hatta Murat Yılmaz arkadaşımız Suat Kılıç'tan direkt havuz istedi ama neticede pek bir şey olmadı.

Bizim bütün masrafları cebimizden karşılayarak yaptığımız bu mücadele zamanında bize rakip olan İstanbul'dan arkadaşlarımızın ve sutopu camiasının da ilgisini çekti ve sporu yeni bırakmış eski milli takım oyuncularından bazıları takıma katılarak bizi desteklemek istedi. Milli takımlar eski hocası Sn. Fahri Yılmaz'ın da hiçbir şey talep etmeden taktik anlamda maçlarda yanımızda olması ve iki arkadaşımızın da takıma katılması ile daha da güçlenen takımımız bu sefer 2. Lig'te şampiyon oldu ve Türkiye'nin en iyi 10 takımının bulunduğu Deplasmanlı 1. Lig'e terfi etti.

Amacımız Antalyaspor'un ve aslen Antalyamızın tesis eksikliğini dile getirmekti. Gazetelerde defalarca manşete çıkarak politikacıların dikkatini çekmeyi başardık. Şu an Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez belediyelerinin havuz projesi var. Kepez Belediyesi bir adım önde, sanırım mayıs ayına yetiştirecekler.

Son yılımızda ATSO başkanı eski Antalyasporlu yüzücülerimizden Sn. Çetin Budak ile irtibata geçtik ve takımımıza Antalyaspor logolu forma yaptırabildik. Bunun dışında bir katkı kimseden gelmedi.

3) Şampiyonluk sonrası çıkan haberlerde Antalyaspor Sutopu takımının Antalyaspor'a maliyetinin olmadığı yazıldı. Yani kulüpten destek almadınız. Böyle bir desteğin olmamasının nedeni neydi?

Antalyaspor futbola odaklanmış, gelirini futboldan sağlayan bir kulüp. Yüzme ve sutopu gibi amatör branşlar altyapı geleneği ve spor okulları ile kendi kendini idare edebilir. Her yönetici arkadaşımız Antalyaspor sevgisi ile vaktini veya parasını harcayarak kulübüne hizmet eder. Bizler de kırklı yaşlarda iç-güç sahibi veya şirketlerde yönetici konumunda Antalyasporlularız. Bu yüzden bizler de kendi üzerimize düşeni yaptık. 4 yıldır kendi imkanlarımızla bu işi başardık. Bundan sonra yapılacak havuzda Antalyaspor'un söz sahibi olmasını sağlayarak alt yapısıyla, tesisiyle tekrar şampiyonluklar elde etmesini istiyoruz.

4) Bu seneki şampiyonluktan sonra gelecek sezon için destek olabilecek birileri çıktı mı?

Henüz çıkmadı ama beklentimiz var. Örneğin; mayısta açılacak Kepez Belediyesi Spor Tesisleri'nde belediye ile ortak proje yapmak istiyoruz. Konu ile ilgilenen ve bizi ilk tebrik edenlerden olan Hakan başkandan randevu istedik, bekliyoruz.

5) Antalya'daki tesisleşme sıkıntısı malum. Havuz da bunlardan biri... Son 2 yıldır şampiyon olan bir takım olarak mutlaka ciddi bir çalışma yapıyorsunuzdur. Peki bu çalışmalarınızı nerede ve ne şekilde yapabiliyorsunuz?

Başlangıçta kalelerimiz ve ekipmanımız yoktu. Aramızda para toplayarak 10,000 Euro'ya yakın ekipmanı İstanbul'dan ve yurtdışından getirttik. Akabinde haftada 3 gün Akdeniz Üniversitesi'nde antrenman başına 120-180 TL gibi bir masrafı kendimiz ödeyerek çalışmaya başladık. Bizim yaptığımız antrenmanlar normalde 30x25 metrelik havuzun tamamı kullanılarak yapılması gerekir; biz ise havuzun sadece 3 kulvarını kiralayabildiğimiz için 6x25 metre gibi bir alanda antrenman yapabildik ve yapıyoruz. Bizler sokak arasında yere iki taş koyarak futbol oynadık, son iki senede de iki şampiyonluk alıp 1. Lig'e çıktık. Bundan sonrası bu şehri yönetenlerin.

6) Gelecek sezona kadar Antalya'daki havuz meselesi için bir çözüm yolu bulunmazsa Antalyaspor Sutopu takımını bazı olumsuz sonuçların beklediği konuşuluyor. Gelecek sezon için ne gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir?

Tabii ki bu sonuçların en kötüsü lige katılamamak olur. Federasyonla görüşmelerimiz devam ediyor, maçları oynamamız için bize yer gösterecekler. Ancak bu da bütün maçları deplasmanda oynamak bir yana bir de ekstra seyahat maliyeti getirecek. Esasen bahsedilen katılım giderleri çok fazla değil. Belediyelerimizin veya bazı sivil toplum örgütlerinin desteği ile başarmak için elimizden geleni yapacağız.

7) Bu konuda ligden çekilme gibi bir durumdan da bahsediliyor. Böyle bir çekilme durumda ne yapmayı planlıyorsunuz?

Ligden çekilmek demek 4 yıllık emeğin boşa gitmesi demek. 4 yıllık çok büyük bir özveri var bu işte. Biz kendimizi şampiyon ilan etmedik fakat bu şehre havuz yapan kişi veya kurumu şampiyon ilan edeceğiz; madalyalarımızı, kupalarımızı kendilerine vereceğiz. Yeter ki Antalyaspor'a ve şehrimize sahip çıkılsın.

       II. Bölüm: Antalya'da Su Sporlarının Durumu       

8) Süleyman Erol Yüzme Havuzu'nun kapatılma ve yıkılma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her şey hatıralarımızın olduğu, birçok Antalyalı'nın çocukluk veya gençliğinin geçtiği havuzumuzun tekrar açılması içindi. Esasında havuz direndi. Çünkü temeli çok sağlamdı. Temeli Süleyman Erol atmış, Ziya Özden Hoca devamını getirmiş. Güneşin altında binlerce çocuktan sporcu yetiştiren hocalarımız, defalarca Türkiye şampiyonlukları alan Antalyasporlu yüzücü ve sutopçular temeli iyice sağlamlaştırmıştı. Havuzumuz yıkılmasın, yapılsın diye kurduğumuz takımın ilk yılında biraz sesimizi duyurmuştuk ama yetmedi. Havuzun tadilatı yapılsın, tekrar açılsın diye uğraşırken havuz çürüdü diye komple yıkıldı. Çürüdü denilen havuzu 6 dozer 4 günde yıkabildi. Fakat hatıraları yıkamadılar. Bu yüzden Antalyamıza yapılacak yeni havuzda kupalarımızı, madalyalarımızı, içinde bir sürü hikaye ve hatıraların olduğu eski resimleri sergileyebileceğimiz bir yer talep ediyoruz.

9) Sizce o günden bugüne geçen onca yıla rağmen Antalya'da hala neden yeni bir havuz yapılamadı?

Antalya'da havuz tarihi çok ilginçtir. Geriye dönüp bakarsanız geçtiğimiz 20 yılda yıkılmış 3 havuz var. 100. Yıl'da yapılan havuzun kabası bitmişti ki yeri değiştirelim dediler, yıkıldı. Yerine yapılan havuz tam tamamlanıp açılacaktı ki ödenek yokluğundan 10 yıl çürümeye terk edildi. Sonrası malum, 100. Yıl Stat Projesi kapsamında yerle bir oldu. Süleyman Erol zaten malum. İlk başta devridaim motoru bozuldu sezonun ortasında. Bu motor tamir edilmedi, havuz kapandı. Sonra ne bulunmaz motorsa bir daha da açılmadı. Zeytinköy'e acele bir havuz temeli atıldı ama sonra ne temel, ne havuz, ne tabelası kaldı. Sanki birileri bunu engelliyor. Adana'da 4 olimpik ve 45 yarı olimpik, Malatya'da olimpik, Van'da 2 olimpik, Gaziantep'te 2 olimpik, Isparta'da 2, Alanya'da 1 olimpik, Trabzon'da 3 tane... Saymakla bitmez ama bir tek Antalya'da yok.

10) Havuzun olduğu dönemlerde Antalya şehrinin su sporlarına ilgisi nasıldı? Antalya'nın o dönem su sporlarındaki yeri nasıldı?

O zamanki başarılar hala işe yarıyor ki takımımız o zaman da 1. Lig'teydi, bugün de 1. Lig'te. Şaka bir tarafa önemli olan lisanslı sporcu sayısı... Her pazar Konyaaltı'ndaki havuzumuzda yapılan yarışmalarda tribünler dolar taşardı. Sporcu ailelerdeki dayanışma sadece spor değil kültürel bir aktiviteydi. Şimdilerde yüzme antrenmanı yapmak isteyen çocuğun ailesi en az 250 TL vermek zorunda. Havuzu yapsınlar geçmişten gelen geleneksel yapısıyla bu şehrin takımı Antalyaspor önderliğinde yüzme ve sutopunu yeniden yapılandırmak istiyoruz.

11) Sizlerin bu şehre yaşattığı başarıları gelecek nesillerin de Antalya'ya yaşatabilmesi için Antalya'da nelerin değişmesi gerekiyor?

Yüzme eğitimi parayla olabilir fakat derece istenilen sporcular tamamen güçlü bir kulüp yapısıyla korunmalı, aldığı gıdadan başlayarak uluslararası standartlarda antrenman programına alınmalıdır. Yoksa şu anda olduğu gibi 3-5 otel havuzunda ya da 1-2 kulvar kiralayarak uyduruk kulüplerle bu işi başarmak çok zor.




       Antalyaspor Sutopu ve Yüzme Takımı İletişim Adresleri       
Facebook: https://www.facebook.com/ANTALYASPOR.SUTOPU.YUZME

Transferin Son Günü 2 İmza Birden

Transferin son saatlerinde herkes "Artık başka transfer olur mu acaba?" sorusunu sormaya başlamıştı ki atılan iki imza ile iki genç isim daha Antalyasporlu oldu.

Bu iki isimden ilki Kayserispor'un genç santraforu Ömer Şişmanoğlu... 1989 Hamburg doğumlu Ömer Şişmanoğlu; 2009 yılında St. Pauli'den Kayserispor'a transfer olmuş; böylece Süper Lig'e geçiş yapmıştı. Kayserispor forması giydiği geçen 3 sezonda Ömer Şişmanoğlu toplam 62 Süper Lig maçına çıktı ve toplam 9 gol attı. 8 kez de milli takım formasını giymeyi başardı. 


İkinci isim ise Gençlerbirliği'nden Murat Duruer... 1988 doğumlu oyuncu orta sahanın solunda oynuyor. 147 maçlık Süper Lig tecrübesi bulunan Murat Duruer'in bu 147 maçta 8 golü var. Bugüne kadar milli takım formasını da 87 kez giymeyi başaran Murat Duruer kendi internet sitesinde 2005 yılında 17 Yaş Altı Avrupa Futbol Şampiyonası'nda kazanılan şampiyonluğu ve yine aynı sezon 4. olunan 17 Yaş Altı Dünya Futbol Şampiyonası'nı kariyerinin "Özel Anlar"ı olarak not düşmüş.


Ömer Şişmanoğlu ile 1 yılı kiralık, satın alma opsiyonlu 4 senelik, Murat Duruer ile de 2 senelik anlaşma imzalandı.İkisi hakkında da genellikle olumlu var, iki transfer de Antalyasporumuza hayırlı olsun.





05 Eylül 2012

Kocaelispor Geliyor


Spor Toto 3. Lig'e düşen Kocaelispor bu ligde ilk maçında lige yeni yükselen Isparta Emrespor karşısına çıkıyor. Bölge takımlarımızdan Emrespor'un lige yükselişini yine blogtan kutlamıştık ama Kocaelispor'un gözümüzde yeri her daim ayrıdır. Dolayısıyla bu maçta tabii ki bizi ellerinden geldiğince İstanbul ve İzmit'e yakın deplasmanlarda yalnız bırakmayan Kocaelispor'un yanında olmayı seçiyoruz.

Küme düştükçe bağlılığı devam eden büyük Kocaelispor taraftarının yanına gidecek olma düşüncesi bile heyecanlandırıyor. Sahada kırmızı-beyaz, yeşil-siyah formalılar mücadele etmese de tribünde kardeşlerle buluşmak her zaman mutluluk verir.

Maç 9 Eylül Pazar günü saat 16:00'da Isparta Atatürk Stadı'nda... Kocaeli'den ve Antalya'dan yola çıkacak herkese hayırlı yolculuklar. Vurduğun gol olsun Kocaelisporum. 

       Bilgi       
Antalya'dan yekten Isparta'ya gelmek isteyen arkadaşlar için Antalya Otogar'dan Kamil Koç, Pamukkale, Isparta Petrol gibi firmaların buçuk ve tam saatlerde otobüsü vardır Isparta'ya. Gidiş-geliş 30 lira. Maçın 16:00'da başlayacağı göz önünde bulundurulursa saat 13:30 ve daha önceki hangi otobüse binilirse maça rahat rahat yetişilebilir.




  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...